Eleştiri amaç ve sınırını aşan yazıların gerçeği yansıtsa bile yazıda kullanılan dil, ifade ve üslubun davacıyı küçük düşürmek, ona hakaret etmek amacına yönelik bulunması, davacının kişilik değerlerine saldırı niteliğinde bulunması halinde, davacı lehine tazminata hükmedilmesi gerekeceği–
"Haberin internetteki yayınının durdurulmasına" dair bir mahkeme kararının infaz edilebilme ve sonuçsuz kalma olgusu tartışılabilecek bir durum arzettiğinden, buna dair istemin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Yayınlanmasında kamu yararı bulunan «gerçek» ve «güncel» bir haberin (eleştirinin), özle biçim arasında denge kurularak verilmesi durumunda, hukuka aykırılığının ortadan kalkacağı ve tazminata hükmedilemeyeceği -Karar verme hakkının sınırlarının belirlenmesinde en önemli unsurlardan biri olan «gerçeklik» unsurunun burada «somut gerçeklik» olmayıp, «kararın verildiği andaki olayın beliriş biçimine göre görünüşteki gerçeklik» olduğu- Yayınlanan haberin «gerçek» olması halinde, yayında «hukuka aykırılık» bulunduğundan söz edilemeyeceği ve davacı lehine -kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu kabul edilerek- manevi tazminata hükmedilemeyeceği–
Devlet tiyatrosu sanatçısı olan davacı hakkında «oyunun, davacının psikolojik rahatsızlık geçirmesi nedeniyle iptal edildiğini» seyircilere bildiren davalıların bu davranışının, davacının sanatçı kişiliğine saldırı niteliğini taşıdığı–
Kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği iddiasına konu olan yazı ile ilgili olarak, ilgilileri hakkında açılmış olan ceza davasının sonucunun beklenmesinin yararlı olacağı–
Siyasi kişiliği bulunan davacının bu konumuyla ilgili olmayarak, kamu yararı bulunmayan ve tamamen davacının özel yaşamıyla ilgili bir konuda yapılan yayının, davacının kişilik değerlerine saldırı teşkil edeceği–