Yayınlanmasında kamu yararı bulunan «gerçek» ve «güncel» bir haberin (eleştirinin), özle biçim arasında denge kurularak verilmesi durumunda, hukuka aykırılığının ortadan kalkacağı ve tazminata hükmedilemeyeceği -Karar verme hakkının sınırlarının belirlenmesinde en önemli unsurlardan biri olan «gerçeklik» unsurunun burada «somut gerçeklik» olmayıp, «kararın verildiği andaki olayın beliriş biçimine göre görünüşteki gerçeklik» olduğu- Yayınlanan haberin «gerçek» olması halinde, yayında «hukuka aykırılık» bulunduğundan söz edilemeyeceği ve davacı lehine -kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu kabul edilerek- manevi tazminata hükmedilemeyeceği–
Davacı hakkında «... müdürü ile arasında ilişki olduğunu, hediye alarak kendisine saat verildiğini, köy halkı içinde iyi gözle bakılmadığını...» söyleyen davalının, davacının kişilik haklarına saldırıda bulunmuş sayılacağı–
Şikayet hakkının Anayasal bir hak olduğu, bu nedenle hakkında yapılan şikayette (ya da açılan ceza davasında) haklı çıkan (lehine «takipsizlik» veya «beraat« kararı verilen) tarafın, sırf bu nedenle şikayette bulunan kişiden manevi tazminat isteyemeyeceği, şikayetçinin ancak kasten davacıya zarar vermek amacıyla veya hiç bir duyum ve belirti olmadan sırf şüphe üzerine ağır bir suçlamada bulunarak şikayette bulunmuş olması halinde, davacıya manevi tazminat ödemeye mahkum edilebileceği– Şikayet hakkının Anayasal bir hak olduğu, bu nedenle hakkında yapılan şikayette (ya da bunun sonucunda açılan ceza davasında) haklı çıkan (lehine «takipsizlik» veya «beraat« kararı verilen) tarafın, sırf bu nedenle şikayette bulunan kişiden manevi tazminat isteyemeyeceği, şikayetçinin ancak (kasten) davacıya zarar vermek amacı ile veya hiç bir duyum ve belirti olmadan sırf şüphe üzerine ağır bir suçlamada bulunarak şikayette bulunmuş olması halinde, davacıya manevi tazminat ödemeye mahkum edilebileceği-
Davacı hakkında sarfedilen «anarşistlerin başı ve tehlikeli» şeklindeki sözlerin, davacıya hakaret niteliğini taşıdığı–
Gazete sahibi hakkında açılan basın davalarında zamanaşımı süresinin bir yıl olduğu (şimdi; iki yıl) (BK. md. 60/I; şimdi; TBK. mad. 72/1), cezai sorumluluğu bulunmadığı için, gazete sahibi hakkında uzamış (ceza) zamanaşımı süresinin uygulanamayacağı–
Alacaklı oldukları senetteki borcun büyük bir kısmını aldıktan sonra, bunu belirten kısmın üzerine pul ile kapatarak tekrar senedi icraya koyan ancak borçlunun şikayeti üzerine resmi senette sahtekarlık suçundan mahkum olan davalıların, şikayetçi – borçluya tazminat ödemesi gerekir mi? –