13.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5538 sayılı Belediye Kanununun 15/p-3 maddesi hükmüyle belediye taşınmazları da 2886 sayılı yasanın 75.maddesi kapsamına alınmış olup değişikliğin yürürlüğe girdiği 13.07.2005 tarihinden itibaren davaya konu taşınmaz da 2886 sayılı yasanın 75.maddesi kapsamına alınmış olup, bunun sonucu olarak kira ilişkisinin 6570 sayılı yasanın 11.maddesi uyarınca yıldan yıla yenilenmesi olanağı kalmadığından davalı 29.12.2009 tarihinden itibaren fuzuli şagil durumuna düşmüş olduğu ve taraflar arasında kira ilişkisi bulunmadığına göre İİK.’nun 269 ve devamı maddelerinde düzenlenen takip şekli ile kiralananın tahliyesi ve alacak isteminde bulunulamayacağı-
İlamsız tahliye istemli icra takibi üzerine icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunulması halinde bu hususun İcra ve İflas Kanun'unun 269. ve devamı maddelerine göre çözümlenmesi gerekeceğinden icra mahkemesinin görevli olması gerekeceği-
Tahliye isteği bulunmadığı halde icra müdürlüğünce 30 gün ödeme süreli ve tahliye ihtarını taşıyan 13 örnek nolu ödeme emri düzenlenerek davalı borçluya gönderilmiş olmasının davacıya tahliye isteme hakkı vermeyeceği-
Davacının kiralanan da payı bulunduğu bu yönü ile kiralayanlar arasında yer aldığı bölünebilir kira alacağı bakımından davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu, davacının kira parasından kendi payına isabet eden kısmını dava ve takip konusu yapabileceği yönünde karar verilmesi gerekeceği-
Örnek 13 ödeme emrine dayalı tahliye istekli icra takibinde 30 günlük yasal ödeme süresi dolmadan tahliye isteminde bulunamayacağı ve davalı borçluya usulüne uygun ödeme emri tebliğ edilmeden itiraz sürelerinin başlamayacağı, borçlunun haricen takibi öğrenip icra dairesine itiraz etmesinin sonuca etkili olmayacağı-
Kira alacağı bakımından değerlendirmenin dava tarihi itibariyle ödenmemiş muaccel kira alacağı üzerinden yapılması, temerrüt ihtarının da yine muaccel hale gelmiş ay üzerinden değerlendirilmesi gerekeceği-
Kira sözleşmesinde “kira bedelinin ev sahibinin mirasçılarına ödeneceği”nin kararlaştırılmış olması halinde, mirasçılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan temerrüt nedeniyle tahliye davası için mirasçıların “birlikte” ya da “tereke temsilcisi ile” icra takibi yapmaları ve yine birlikte ya da tereke temsilcisi vasıtasıyla dava açmaları gerekeceği-
Kira alacağının tahsili için başlattığı icra takibine itiraz edilmesi üzerine, icra mahkemesine görülen itirazın kaldırılması davasında mahkemece dava açma tarihinden önce yapılan ödemeler düşüldükten sonra kalan borç üzerinden itirazın kaldırılmasına ve yargılama sırasında yapılan tüm ödemelerin de infaz sırasında nazara alınmasına karar verilmesi gerekirken alacağın tamamı üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davalı borçlu yasal süresi içerisinde borca itirazda bulunmuş olup, kabul ettiği bir alacak miktarı bulunmadığından, süresinde yapılan bir itiraz olduğuna ve davalı borçlunun ödemesi bulunmadığına ve davacı tarafından da süresinde itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunulduğuna, davacının alacağı atiye bırakmasının davalının kabulü olmadan sonuç doğurmayacak olmasına göre, mahkemece ‘itirazın kaldırılması’ istemi incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, itirazın kaldırılmasına karar verilmeden tahliyeye karar verilmesinin isabetsiz olduğu-