Davacının malik olmaması durumunda kira sözleşmesine dayanarak kendi adına icra takibi başlatma ve dava açma sıfatının olmayacağı-
Davacı, malik ve kiraya veren sıfatıyla iş bu davayı açmış ise de; taşınmazı satıp devretmiş olduğundan dava hakkını kaybettiğinden, mahkemece davacının dava hakkı bulunmaması sebebiyle tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
İ.İ.K.269/1 maddesi göndermesi ile Borçlar Kanunu’nun 260.maddesi gereğince 30 günlük ödeme süresinin dolması beklenmeden alacaklı tarafından icra mahkemesinden tahliye isteminde bulunulamayacağı-
Davalı borçlunun bu şekildeki itirazı borca itiraz niteliğindedir. İİK.nun 269/2 maddesi hükmüne göre borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi kabul etmiş sayılacağı-
Kiralananın tahliyesinin ancak malik veya kira sözleşmesinin tarafı olan kiraya veren tarafından istenebileceği- Kira alacağının temliki ile kira sözleşmesinin taraflarının değişmeyeceği, sadece kira alacağını temlik alanın tahliye isteyemeyeceği-
Takip talebinde olmadığı halde icra müdürlüğünce düzenlenen ödeme emrinde tahliye isteği bulunması hukuki sonuç doğurmayacağı-
İ.İ.K. 269 ve Borçlar Kanununun 260. maddesi hükmü uyarınca temerrüdün oluşabilmesi için otuz günlük ödeme süresinin gösterilmesi zorunlu olup, bu şekilde düzenlenmeyen ödeme emri tahliye yönünden hukuki sonuç doğurmayacağı ve davacıya tahliye hakkı vermeyeceği-
İ.İ.K. 269/1. maddesi göndermesi ile, olaya uygulanması gereken TBK’nun 315.maddesi gereğince 30 günlük ödeme süresinin dolması beklenmeden, alacaklı tarafından icra mahkemesinden tahliye isteminde bulunulmaması gerekeceği-
İstem TBK 315. (BK.nun 260) maddesi gereğince temerrüt nedeni ile tahliyeye ilişkin olup, temerrüt ihtarı yerine geçen ödeme emri davalı kiracıya 26.11.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, itirazın kaldırılması ve tahliye istemli dava ise kanunda öngörülen 30 günlük ödeme süresi beklenilmeden 12.12.2013 tarihinde açılmış olup, süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kural olarak paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda kiraya verme işleminin pay ve paydaş çoğunluğu ile yapılmasının gerekeceği, bu kurala uyulmaksızın yapılan sözleşmelerin sözleşmeye taraf olmayan paydaşları bağlamayacağı, ne var ki pay ve paydaş çoğunluğu koşuluna uyulmaksızın yapılmış olsa dahi bir sözleşmenin bunu kabul eden tarafları açısından hüküm ifade edeceği-