Kira sözleşmesi niteliğinde olmayan sözleşmelere dayanılarak ilamsız tahliye takibi yapılamayacağı- Kiralanan 2886 s. K. uyarınca, ihale ile kiraya verilmiş ise, bu yasada belirtilen kurumlara tanınan ayrıcalık nedeniyle, süre bitiminden itibaren ecrimisil alınacağı ve usulüne uygun yeni bir sözleşme yapılmadıkça kiracının fuzuli şagil olacağı kabul edildiğinden, kira ilişkisi sona erdiğinde, davacı idarenin İİK. mad. 269 vd. uyarınca kiralanan gayrimenkulün ilamsız icra yoluyla tahliyesini isteyemeyeceği-Uyuşmazlığın idari yargı yerinde değil adli yargı yerinde çözümleneceği-
Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebileceği, yazılı kira sözleşmesinde kiralanan şeyin kiracıya teslim edildiği yazılı ise, böyle bir kira sözleşmesinin, sözleşmede kabul edilmiş olan kira alacağı için yapılan takipte, 68/1 anlamında borç ikrarını içeren bir belge teşkil edeceği - Takibe konu borç, kira alacağına ilişkin olmayıp, depozito alacağına dayalı olduğundan İİK'nun 269. maddesinin burada uygulanma imkanı bulunmayacağı ve borcun da kabul edilmemiş olmasından alacaklılık durumu ile alacak miktarının genel mahkemelerde yargılama ile belirlenmesi gerekeceği-
Takip dayanağı kira sözleşmesinde şirketin taraf olduğunu, takibin şahsına yöneltilemeyeceğini iddia eden gerçek kişinin başvurusu "borca itiraz" niteliğinde olup, itirazın, İİK. mad. 269/2 uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerektiği, icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan fuzuli itirazın hukuki sonuç doğurmayacağı-
Borca itiraz olan "mükerrerlik iddiası"nın, takibin şekline göre, İİK. mad. 269/2 uyarınca, icra dairesine yapılması gerektiği-
Kiraya verenler, kendi hisselerine isabet eden alacak miktarını takibe koyabileceğinden ve somut olayda, takip talebinden alacaklıların yalnızca kendilerine ait kira alacağını istedikleri anlaşıldığından, kira alacağına ilişkin takipte alacak miktarı kesinleşmiş olup, vekalet ücretinin kesinleşen bu miktar üzerinden hesaplanması gerekeceği ve takibin ise yalnızca tahliye yönünden iptaline karar verilmesi gerekeceği -
Takibin mükerrer olduğuna yönelik başvuru borca itiraz niteliğinde olup İİK. mad. 269/2 uyarınca takibin şekline göre her türlü itirazın icra dairesine bildirilmesi gerektiğinden, borçlunun mükerrer takibe ilişkin borca itirazını da 7 gün içinde icra dairesine bildirmesi gerekeceği, icra dairesi yerine icra mahkemesine başvurmasının hukuki bir sonuç doğurmayacağı-
Borçlunun "icra takibine dayanak olan yazılı kira aktinde taraf olarak bulunmaması nedeni ile aleyhine takip yapılamayacağı" şeklindeki icra mahkemesine başvurusu; niteliği itibari ile İİK. mad. 269/2 kapsamında kira sözleşmesine itiraz olduğundan, bu itirazın 7 gün içerisinde icra dairesine yapılması gerekeceği, borçlu tarafından süresinde takibe itiraz edilmediğinden, hakkındaki takibin kesinleştiği, şikayetçinin icra dairesi yerine icra mahkemesine başvurmasının hukuki sonuç doğurmayacağı-
İİK'nun 269. maddesinde; takibin adi kiralara veya hasılat kiralarına ilişkin olması halinde borçluya gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlunun, ödeme emrinin tebliğinden (yada usulsüz tebligat nedeniyle takipten haberdar olduğu tarihten) itibaren 7 gün içinde, itiraz nedenlerini 62. madde hükümleri dahilinde icra dairesine bildirmesi ile (usulsüz tebligat nedeniyle geç yapılmış itirazlarda icra mahkemesine yapmış olduğu usulsüz tebligat şikayetinin kabulü halinde) icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
İcra takibinde ve kira parası ve yönetim giderlerinin tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkin bu davada davacının tahliye isteği bulunmadığından ve icra takibinde tahliye talebi olmamasına rağmen, icra müdürlüğünce sehven "Örnek 13" tahliye ihtarlı ödeme emri gönderilmesi de, her iki tarafça icra mahkemesinde şikayet konusu yapılmadığından davacının icra takibinde ve işbu davada tahliye isteminin olmadığı sabit olup, bu hususun mahkemenin kabulünde olduğu şekilde davalı kiracı üzerinde tahliye baskısı yaratmaya yönelik olduğunun söylenemeyeceği ve davalı tarafından ödendiği kanıtlanamayan takip konusu alacaklar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği- Davalının kira sözleşmesi ile üstlendiği fakat ödememesi nedeniyle davacı tarafından ödenen yönetim giderlerinin kira alacakları ile birlikte talep edilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-
Ödenmeyen kira paralarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde, yetkiye itiraz edilmediğinden , takip hukuku açısından icra müdürlüğünün yetkisinin kesinleştiği, açılan itirazın kaldırılması davasında da aynı yer icra mahkemelerinin de yetkili olduğunun kabulü gerekeceği-