Borçlunun "icra takibine dayanak olan yazılı kira aktinde taraf olarak bulunmaması nedeni ile aleyhine takip yapılamayacağı" şeklindeki icra mahkemesine başvurusu; niteliği itibari ile İİK. mad. 269/2 kapsamında kira sözleşmesine itiraz olduğundan, bu itirazın 7 gün içerisinde icra dairesine yapılması gerekeceği, borçlu tarafından süresinde takibe itiraz edilmediğinden, hakkındaki takibin kesinleştiği, şikayetçinin icra dairesi yerine icra mahkemesine başvurmasının hukuki sonuç doğurmayacağı-
İİK'nun 269. maddesinde; takibin adi kiralara veya hasılat kiralarına ilişkin olması halinde borçluya gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlunun, ödeme emrinin tebliğinden (yada usulsüz tebligat nedeniyle takipten haberdar olduğu tarihten) itibaren 7 gün içinde, itiraz nedenlerini 62. madde hükümleri dahilinde icra dairesine bildirmesi ile (usulsüz tebligat nedeniyle geç yapılmış itirazlarda icra mahkemesine yapmış olduğu usulsüz tebligat şikayetinin kabulü halinde) icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Ödenmeyen kira paralarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde, yetkiye itiraz edilmediğinden , takip hukuku açısından icra müdürlüğünün yetkisinin kesinleştiği, açılan itirazın kaldırılması davasında da aynı yer icra mahkemelerinin de yetkili olduğunun kabulü gerekeceği-
İcra takibinde ve kira parası ve yönetim giderlerinin tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkin bu davada davacının tahliye isteği bulunmadığından ve icra takibinde tahliye talebi olmamasına rağmen, icra müdürlüğünce sehven "Örnek 13" tahliye ihtarlı ödeme emri gönderilmesi de, her iki tarafça icra mahkemesinde şikayet konusu yapılmadığından davacının icra takibinde ve işbu davada tahliye isteminin olmadığı sabit olup, bu hususun mahkemenin kabulünde olduğu şekilde davalı kiracı üzerinde tahliye baskısı yaratmaya yönelik olduğunun söylenemeyeceği ve davalı tarafından ödendiği kanıtlanamayan takip konusu alacaklar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği- Davalının kira sözleşmesi ile üstlendiği fakat ödememesi nedeniyle davacı tarafından ödenen yönetim giderlerinin kira alacakları ile birlikte talep edilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkin davada, borçlu, alacaklı kiraya veren ile arasındaki kira sözleşmesini açık ve kesin olarak reddetmediğinden kira sözleşmesini kabul etmiş sayılacağı, aralarındaki kira ilişkisinin varlığının kesinleştiğinin kabulü gerekeceği-
Borçlunun itirazında sözleşmeyi ve sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi kabul etmiş sayılması gerekeceği-
İİK.nun 269/2 maddesi hükmüne göre borçlunun itirazında sözleşmeyi ve sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi kabul etmiş sayılması gerekeceği-
İ.İ.K.'nun 269/1. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken Türk Borçlar Kanununun 315/2. maddesinde yer alan yasal 30 günlük ödeme süresinin geçmesi beklenmeden tahliye isteminde bulunulmaması gerekeceği-
Mahkemece sözleşmeyi vekil sıfatıyla imzalayan davacı kişinin aktif takip ve dava ehliyeti bulunmadığından bu davacı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalıya ödeme emri tebliğ edildiği ve yasal sürede davalı tarafça takibe itiraz edilmediğinden, taraflar arasındaki sözlü kira ilişkisinin varlığı ve takibe konu kira alacağı miktarının İİK'nun 269/2 maddesine göre kesinleştiğinin kabulü gerekeceği-