Kiraya verenlerin birden fazla olması halinde temerrüt nedeniyle tahliye kararı verilebilmesi için icra takibinin tüm kiralayanlar tarafından yapılması ve davanın da birlikte açılması zorunlu olduğu, bu husus kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulacağı, oysa ki temerrüt ihtarnamesi yerine geçen icra takibi kiraya verenlerden yalnızca Bingöl M. E. tarafından yapıldığı, davanın açılmasındaki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün ise de icra takibindeki eksikliğin sonradan giderilmesi mümkün bulunmadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kiralananın tahliyesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacı alacaklı 01.01.2013 başlangıç tarihli ve on yıl süreli kira sözleşmesine dayanarak 16/02/2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile, 957.057,96 TL 2015 yılı kira alacağının tahsilini talep etmiş, davalı borçlunun borca itiraz etmesi üzerine İcra Mahkemesi'nden itirazın kaldırılması istendiği, mahkemece, 30/09/2015 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiş olup;davacı vekili, 21.01.2016 tarihli temyize cevap dilekçesi ile 09.11.2015 tarihli “PROTOKOL” başlıklı belgeyi ibraz ederek davalının temyizden feragat ettiğini ileri sürdüğünden mahkemece anılan belge konusunda taraf beyanları alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasında 15.05.2010 başlangıç tarihli, 1 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Sözleşme ile kiralanan taşınmaz “konut” olarak kullanılmak üzere aylık 1.500,00 TL bedelle kiraya verildiği, sözleşmenin özel şartlar 12.maddesi ile “Kiracı kira artışını %10’dan aşağı olmamak üzere İTO’nun açıklamış olduğu enflasyon nispetinde artırmayı kabul ve taahhüt eder” düzenlemesine yer verildiği, tarafların özgür iradesi ile kararlaştırılan bu şart geçerli olup tarafları bağlayacağı, sözleşmenin bu hükmü gereğince davalı kiracının kira parasını her yenilenen kira yılında sözleşmedeki artış oranına uygun şekilde artırarak ödemesi gerektiğinden, mahkemece, aylık kira bedellerinin Türk Borçlar Kanun'unun 344. maddesindeki sınırlama da gözetilerek sözleşmede kararlaştırılan artış şartına göre belirlenip davalının ödediği miktarda dikkate alınmak sureti ile sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu hakkında 01.09.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanılarak 09.11.2015 tarihinde yapılan icra takibi üzerine ödeme emri davalı borçluya 14.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı yedi günlük yasal itiraz süresinden sonra 28.12.2015 tarihinde İcra Müdürlüğü'ne itirazda bulunmuş ise de, davalı borçlu tarafından itiraz yedi günlük yasal sürede yapılmadığından takip kesinleşmiş olduğu, davalı borçlu takibe konu edilen kira alacaklarını davacı alacaklıya ödediğini yazılı belge ile kanıtlamak zorunda olduğu, bu nitelikte bir belge ibraz edilmediğinden, kesinleşen takip nedeniyle tahliyeye kararı verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tahliye talebinin reddine kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Kısmi itirazda bulunan borçlunun, itiraz ettiği kira alacağı ve ferileri ödediğini -İİK. mad. 68 anlamındaki belgeler- ile kanıtlaması gerektiği- Davacının dava açmakta haklı olduğu durumlarda, yargılama giderlerinden davalı borçlunun sorumlu tutulacağı-
Davalı borçlu itirazında icra takibinin dayanağı olarak gösterilen adi yazılı kira sözleşmesindeki imzasını açıkça inkar etmediğinden kira ilişkisinin varlığı kesinleşmiş olup, davalı tarafça 03.03.2014 tarihli kira sözleşmesinin imzalandığı kabul edildiğine ve ortada yazılı bir kira sözleşmesi bulunduğuna göre kiralananın kira sözleşmesinin imzalanması ile davalı kiracıya teslim edildiğinin kabulü gerektiği, bu durumda kiralananın teslim edilmediğini veya usulüne uygun olarak tahliye edildiğini ispat külfeti davalı kiracı tarafta olup, davalı kiracının kiralananın kendisine teslim edilmediği iddiasını aynı kuvvette kesin delille kanıtlamak zorunda olduğu, davalı tarafça kiralananın teslim edilmediği ya da takibe konu kira borçlarının ödendiği yazılı delillerle kanıtlanamadığından mahkemece davalıların itirazının kaldırılması ve tahliyeye karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
İtirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemi- Takibe konu aylar kiralarının ödendiğine ilişkin, ödeme belgesinin varlığı sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Türk Borçlar Kanunu'nun 315.maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle açılacak tahliye davasının kural olarak kiraya verenler tarafından açılması gerektiği, kiraya verenler birden fazla ise aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ihtarnameyi birlikte göndermeleri ve yine davayı da birlikte açmaları zorunlu olduğu, kiraya veren durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden yeni malikin önceden kiracıya ihbar göndererek kira paralarının kendisine ödenmesini istemesi bu ihbarın sonuçsuz kalması halinde yasal içerikli ihtarname tebliğ ettirmek suretiyle dava açması gerekip, kiralanan paylı mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği mülkiyetine konu teşkil ediyorsa tüm ortakların davaya katılmaları gerektiğinden dava hakkına ilişkin bu hususun mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerektiği-
İcra takibi ve davaya dayanak gösterilen ve taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan 24/04/2012 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli yazılı kira sözleşmesini davalı F. K..., müşterek ve mütesselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kiracı olmayan kefil hakkında tahliye kararı verilemeyeceğinden mahkemece, icra takibinde kiracının kefili sıfatıyla borçlu olarak gösterilen davalı kefil yönünden tahliye davasının reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile her iki davalının da kiralanandan tahliyesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalılardan Ş. D., kiracı ...... Tic. Ltd. Şirketini temsilen sözleşmeyi imzaladığından, kiracı şirketin ödemediği kira borçlarından dolayı sorumlu tutulamayacağı, davalı Şirket temsilcisinin takip borçlusu olarak gösterilip aleyhine dava açılması doğru olmadığından, bu davalı yönünden, husumet nedeniyle açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kira borçlarından sorumlu tutulmasının doğru olmadığı- Takibe konu kira alacağı talebinden, Ocak, Şubat ve Mart 2014 ayları kira paralarından dolayı ödemelerin mahsubu ile bakiye 705,00 TL davalı kiracının yasal otuz günlük sürede ödemediği anlaşıldığından, mahkemece bu bedel üzerinden itirazın kaldırılmasına ve takibin devamına, fazlaya ilişkin itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, İcra Müdürlüğü’nce yapılan 31.10.2014 tarihli hesaba göre, asıl borca, harç, masraflar ve vekalet ücreti gibi alacağın ferileri de ilave edilerek, bulunan toplam alacaktan, ödemelerin mahsubu ile fazla miktarda alacak yönünden itirazın kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-