Kira sözleşmesinde aylık kira bedelinin her ayın ilk on gün içerisinde ödeneceği kararlaştırıldığına göre takip tarihi itibariyle 2012 yılı Haziran ayına ait kira bedelinin muaccel hale geldiği, buna göre 15/10/2011 ila 15/06/2012 arası dönem için 9 aylık kira farkı hesaplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı-
İflas eden şirketin ticaret sicilden kaydının silinmiş olması halinde tüzel kişiliği kalmadığı, buna göre Mahkemece, davalı borçlu şirketin ticaret sicil kaydı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı borçlunun kabul ettiği 6.530,00 TL'nı otuz günlük ödeme süresi içerisinde ödediğine göre kabul ettiği borç yönünden temerrüte düşmediği, ancak itiraza uğrayan alacak yönünden temerrüdün gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerekmediği, bu durumda Mahkemece itirazın kaldırılması talebinin tefrikinin doğru olmadığı, mahkemece, itirazın kaldırılması ve tahliye davasının birleştirilerek davalı borçlunun borcu bulunup bulunmadığının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken itirazın kaldırılması davasının tefriki ile tahliye talebinin kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
yazılı kira sözleşmesinde birden fazla kiracının var olduğu anlaşıldığından kiralayanın, mecburi takip arkadaşlığı sebebiyle, kiracıların hepsine karşı birlikte ilamsız tahliye takibi yapmasının zorunlu olduğu, davacı kiralayan tarafından sadece davalı H. Ç.aleyhine kira bedellerinin tahsili amacıyla takip yapılarak tahliye istenmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan Mahkemece, tahliye davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davaya dayanak yapılan ve ödenmediği iddia olunan kira bedellerinin tahsili amacıyla, davalı hakkında başlatılan .... İcra Dairesi’ne ait 2015/... sayılı icra takip dosyasında, İcra Müdürlüğü’nce düzenlenen ödeme emrinde yasal ödeme süresi olan otuz günlük süre yerine, borçluya yedi günlük bir ödeme süresi verildiği, oysa, İcra İflas Kanunu’nun 269. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu’nun 315. maddesinde yer alan otuz günlük yasal sürenin, ödeme emrinde gösterilmesinin zorunlu olduğu, bu nedenle otuz günlük ödeme süresi bulunmayan ödeme emri temerrüde esas alınamayacağından buna dayanılarak tahliye kararı verilemeyeceği-
Sözleşmedeki imza, İİK.nun 269. maddesi uyarınca borçlu tarafından açıkça reddedilmediğinden kira sözleşmenin kabul edilmiş sayılacağı-
Davalı borçlu itirazında, kira ilişkisine itiraz etmemiş, aksine alacaklı ile aralarında kira ilişkisi bulunduğunu ve aylık kira bedelinin ... TL olduğunu kabul etmiş olduğundan, davalı borçlunun (kira sözleşmesi ve teknik şartnameye göre yapı kullanma izin belgesi alma yükümlülüğünün kiraya verenlere ait olduğu, bu yükümlülüğün kiraya verenlerin kusuru ile yerine getirilememesi nedeni ile müvekkili şirketin kira borcu doğmadığı bu şekildeki itirazının akde değil, borca itiraz niteliğinde olduğu- Borçlunun, itirazında sözleşmeyi ve sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi kabul etmiş sayılacağı- Davalı borçlu takibe itirazında açıkça ve ayrıca sözleşmeye karşı çıkmadığına göre kira ilişkisi kesinleşmiş olacağı ve uyuşmazlıkta yargılamayı gerektirir bir durum bulunmadığından, alacaklı davacının, itiraz üzerine davalı ile aralarındaki kira ilişkisine istinaden itirazın kaldırılmasını istemesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-
Ödeme emri ile verilen yasal otuz günlük ödeme süresinin dolması beklenmeden alacaklı tarafından icra mahkemesinden tahliye isteminde bulunulamayacağı-
Davalının icra takibine konu söz konusu aylara ilişkin kira bedellerini 30 günlük yasal sürede ödeme yeri olan banka hesabına ödediği anlaşıldığından, temerrüt olgusunun gerçekleştiğinden söz edilemeyeceği- Asıl kira borcunun ferilerinin (faiz ve icra masrafları tutarı) yatırılmamasının temerrüde esas alınamayacağı-. Davalı borçlu ödeme emrinin tebliği üzerine 30 günlük yasal ödeme süresi içerisinde kira borcunu ödediğinden temerrüt olgusunun gerçekleşmemiş olduğu-
Ödeme emri usule uygun tebliğ edilmemişse de, tahliye istemli davada dava dilekçesi ile duruşma gün ve saatini bildirir davetiye borçluya usule uygun olarak tebliğ edilmiş ve davalı savunma yapmamış olduğundan, davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekeceği- Bu tarih itibariyle, borçlu, tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi, süresinde de itirazda bulunmadığından, yapılan tebligatın kesinleşmiş olduğu- İcra mahkemesinin ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamayacağı- Kesinleşen takip üzerine yasal sürede ödemede bulunmadığından borçlunun temerrüdünün gerçekleşmiş olduğu ve mahkemece tahliyeye karar verilmesi gerektiği-