Davacının, ödenmediğini iddia ettiği kira bedellerinin tahsili amacıyla davalı hakkında haciz ve tahliye istekli icra takibi başlatmış olup, davacının İcra Mahkemesinden tahliye isteyebilmesi için ödeme süresinin sona ermesini beklemesi gerekeceği, yasal ödeme süresi dolmadan ve böylece borçlunun temerrüdü gerçekleşmeden, davacının icra mahkemesinden tahliye isteyemeyeceği-
Ödeme emrinde otuz günlük ödeme ve yedi günlük itiraz süresinin gösterilmemesi halinde, kiraya veren alacaklının, icra mahkemesinden kiracının tahliyesini isteme hakkı bulunmadığı-
Davalı borçlu tarafından banka hesabına ödemeler açıklamalı yapılmış olup yapılan bu ödemelerin önceki aylara ait kira bedelinden mahsubunun mümkün olmadığı, bu nedenle davacı alacaklının takip talebine konu ettiği aylara ilişkin ödemelerin bulunup bulunmadığı.ödemesi bulunan aylar için ise takip talebinde talep edilen miktarlar ile sınırlı kalmak üzere kira alacağı hesaplanması gerekirken kira ilişkisinin başından itibaren ödenmesi gereken kira alacağından ödenen kira bedellerinin mahsubu ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Borçlu kiracıya ödeme emri tebliğ edilmediğinden, itiraz ve ödeme sürelerinin işlemeye başlamayacağı, borçlunun takibi haricen öğrenip icra dairesine itiraz etmesi, yasanın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmadığından davacının, davalı yönünden itirazın kaldırılması ve tahliye isteğinde bulunamayacağı, bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Vekaletnamelerin içeriğine göre, kiralayanın davacı olduğu, kira sözleşmesinin de, davacı tarafından yetkilendirilen kişi tarafından, davacıya temsilen imzalandığının ve davacı kiralayan vekili tarafından takibin yapılmasında ve tahliye davasının açılmasında bir usulsüzlük bulunmadığının kabulü gerektiği-
Davalı borçlu itirazında, açıkça kira akdine karşı çıkmadığına ve halefiyet ilkesi gereğince taşınmazı iktisap eden yeni malik kiraya verenin sahip olduğu tüm haklara sahip olduğuna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirmeyeceği, bu nedenle mahkemece dava konusu taşınmaza ait tapu kaydı getirtilerek davacı alacaklının aktif husumetinin bulunup bulunmadığı üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken alacaklının yeni malik olması hususunun yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalının, ödeme emrine süresinde itiraz etmediğinden İİK. 269, II, c. 2 maddeleri gereğince sözlü kira akdinin varlığını ve kiracılık ilişkisini kabul etmiş sayılacağı, artık borçlunun icra mahkemesinde sözlü kira akdini inkar edemeyeceği, borçlu kiracının yine ödeme emrine itiraz etmediği için, ödeme emri ile istenen kira borcunu da kabul etmiş sayılacağı, bu nedenle, borçlu kiracının icra mahkemesinde artık kira borcu miktarına itiraz edemeyeceği, bu durumda davalının kira borcunu davacıya ödemiş olduğu iddia ve ispat edilemediğine göre mahkemece kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece davalı tarafın itiraz dilekçesinde açıkça kabul ettiği kısım dışında kalan ve itiraza uğrayan bakiye kısım üzerinden ödendiği kabul edilen 1.300,00 TL ile takip tarihi itibariyle muaccel olmadığı anlaşılan 2015 yılı Haziran ayı kira bedeli düşülerek bakiye kısım üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Borçluya gönderilen ihtarlı ödeme emrinin, TBK.nun 315.maddesinde yazılı ihtar yerine geçeceği, Türk Borçlar Kanunu'nun 315. maddesinde konut ve çatılı işyeri kiralarında temerrüt ihtarında verilecek sürenin 30 gün olarak öngörüldüğü, davaya dayanak yapılan icra dosyasında, İcra Müdürlüğü'nce düzenlenen örnek 13 nolu ödeme emrinde 7 günlük ödeme süresi verildiğinin görüldüğü, davaya dayanak yapılan icra dosyasında İİK'nun 269/1. maddesi yollaması ile uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu'nun 315. maddesinde yer alan yasal otuz günlük ödeme süresi verilmesi gerekirken, daha az ödeme süreli ödeme emrinin tebliği üzerine davalı borçlunun temerrüde düştüğünden söz edilemeyeceği, bu nedenle tahliye isteminin reddine karar vermek gerekeceği-
Tahliye tarihinden sonraki dönem kira alacağının varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden ve bu nedenle reddedilen miktar yönünden ortada likit bir alacağın varlığından söz edilemeyeceğinden, reddine karar verilen kısım için davalı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesinin doğru olmadığı- İcra Mahkemelerinde davalı kiracının ancak tahliye tarihine kadar olan kira parası ödemesi ile sorumlu tutulabileceği, tahliye tarihinden sonraki alacak tazminat hukukunu ilgilendirdiğinden ve alacağın tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, dar yetkili icra mahkemesinde tahliye sonrasına ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-