Kısmi itirazda bulunan borçlunun, itiraz ettiği kira alacağı ve ferileri ödediğini -İİK. mad. 68 anlamındaki belgeler- ile kanıtlaması gerektiği- Davacının dava açmakta haklı olduğu durumlarda, yargılama giderlerinden davalı borçlunun sorumlu tutulacağı-
İtirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemi- Takibe konu aylar kiralarının ödendiğine ilişkin, ödeme belgesinin varlığı sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Türk Borçlar Kanunu'nun 315.maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle açılacak tahliye davasının kural olarak kiraya verenler tarafından açılması gerektiği, kiraya verenler birden fazla ise aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ihtarnameyi birlikte göndermeleri ve yine davayı da birlikte açmaları zorunlu olduğu, kiraya veren durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden yeni malikin önceden kiracıya ihbar göndererek kira paralarının kendisine ödenmesini istemesi bu ihbarın sonuçsuz kalması halinde yasal içerikli ihtarname tebliğ ettirmek suretiyle dava açması gerekip, kiralanan paylı mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği mülkiyetine konu teşkil ediyorsa tüm ortakların davaya katılmaları gerektiğinden dava hakkına ilişkin bu hususun mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerektiği-
İcra takibi ve davaya dayanak gösterilen ve taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan 24/04/2012 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli yazılı kira sözleşmesini davalı F. K..., müşterek ve mütesselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kiracı olmayan kefil hakkında tahliye kararı verilemeyeceğinden mahkemece, icra takibinde kiracının kefili sıfatıyla borçlu olarak gösterilen davalı kefil yönünden tahliye davasının reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile her iki davalının da kiralanandan tahliyesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı borçlu itirazında icra takibinin dayanağı olarak gösterilen adi yazılı kira sözleşmesindeki imzasını açıkça inkar etmediğinden kira ilişkisinin varlığı kesinleşmiş olup, davalı tarafça 03.03.2014 tarihli kira sözleşmesinin imzalandığı kabul edildiğine ve ortada yazılı bir kira sözleşmesi bulunduğuna göre kiralananın kira sözleşmesinin imzalanması ile davalı kiracıya teslim edildiğinin kabulü gerektiği, bu durumda kiralananın teslim edilmediğini veya usulüne uygun olarak tahliye edildiğini ispat külfeti davalı kiracı tarafta olup, davalı kiracının kiralananın kendisine teslim edilmediği iddiasını aynı kuvvette kesin delille kanıtlamak zorunda olduğu, davalı tarafça kiralananın teslim edilmediği ya da takibe konu kira borçlarının ödendiği yazılı delillerle kanıtlanamadığından mahkemece davalıların itirazının kaldırılması ve tahliyeye karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalılardan Ş. D., kiracı ...... Tic. Ltd. Şirketini temsilen sözleşmeyi imzaladığından, kiracı şirketin ödemediği kira borçlarından dolayı sorumlu tutulamayacağı, davalı Şirket temsilcisinin takip borçlusu olarak gösterilip aleyhine dava açılması doğru olmadığından, bu davalı yönünden, husumet nedeniyle açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kira borçlarından sorumlu tutulmasının doğru olmadığı- Takibe konu kira alacağı talebinden, Ocak, Şubat ve Mart 2014 ayları kira paralarından dolayı ödemelerin mahsubu ile bakiye 705,00 TL davalı kiracının yasal otuz günlük sürede ödemediği anlaşıldığından, mahkemece bu bedel üzerinden itirazın kaldırılmasına ve takibin devamına, fazlaya ilişkin itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, İcra Müdürlüğü’nce yapılan 31.10.2014 tarihli hesaba göre, asıl borca, harç, masraflar ve vekalet ücreti gibi alacağın ferileri de ilave edilerek, bulunan toplam alacaktan, ödemelerin mahsubu ile fazla miktarda alacak yönünden itirazın kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kiracı olmayan, sözleşmeyi şirket temsilcisi olarak imzalayan A. İ. B. hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde bu davalı yönünden işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı- İİK.nun onuncu babında yer alan 269 ve devamı maddelerinde kiralanan gayrimenkullerin ilamsız icra yoluyla tahliyeleri usulü düzenlendiği, buna göre kiralayanın kiracısı hakkında kira bedelinin ödenmemesi ya da kira süresinin bitmesi nedenlerine dayanarak ilamsız icra takibi yapabilmesi için taraflar arasında mutlaka ve halen mevcut bir kira ilişkisinin bulunması gerektiği, kira sözleşmesi niteliğinde olmayan sözleşmelere dayanılarak ilamsız tahliye takibi yapılamayacağından davacı idare İİK.nun 269 ve devamı maddelerine göre kiralanan gayrimenkullerin ilamsız icra yoluyla tahliyesini isteyemeyeceğinden mahkemece istemin reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kesinleşen icra takibi nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkin davada; İcra Müdürlüğü'nce düzenlenen örnek 13 nolu ödeme emrinde 30 günlük ödeme süresinin yazılı olmadığı İİK.nun 269/1. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu'nun 315. maddesinde yer alan otuz günlük ödeme süresinin ödeme emrinde açıkça yazılmasının zorunlu olduğu, yasaya uygun olarak düzenlenmeyen ödeme emrinin hukuki sonuç doğurmayacağı bu nedenle tahliye kararı verilemeyeceğinden istemin reddine karar vermek gerekirken, tahliye kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalı borçlu tarafından dayanak icra dosyasından gönderilen 07.05.2015 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine itiraz edildiği, nitekim yeni bir ödeme emri tebliğinin, davalı borçluya yeniden itiraz hakkı tanıyacağı, davalının yasal süresinde takibe itiraz etmesi üzerine icra takibi durmuş olup; itiraz kaldırılmadan ya da iptal edilmeden tahliyeye karar verilemeyeceği,i daha önce itirazın kaldırılmasına karar verilmiş olması bu itirazın da kaldırıldığı anlamına gelmeyeceğinden ikinci kez ödeme emri tebliği ile yeniden itiraz hakkı doğduğundan ve İtirazın kaldırılması istenmeden ve bu itiraz kaldırılmadan tahliyeye karar verilemeyeceğinden istemin reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece tahliye kararı verilmesi doğru olmadığı-
Davalının banka aracılığıyla yapmış olduğu ödemelere ilişkin banka ekstreleri getirtilerek davalı savunması üzerinde durulması ve gerektiğinde bilirkişiden ek rapor alınması, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-