Şikayetçi borçlu, "vekiline yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu" açıkça ileri sürmediğinden, satış ilanı tebliğ usulsüzlüğü nedenine dayalı olarak ihalenin feshine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İİK'nın 94. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada, davacı tarafından davalı ile diğer mirasçılara da davanın yöneltilmesi, bu davalıların yasal hasım olması nedeniyle zorunlu olduğu, her biri hakkında ayrı yetki alınmasına gerek bulunmadığı gibi icra dosyasında taraf olmamaları sebebiyle onlar hakkında yetki alınmasına da imkân bulunmadığından, mahkemece, davalı dışındaki davalıların yasal hasım olduğu ve onlar hakkında bir yetki belgesi alınmasına icra dosyasında taraf olmamaları sebebiyle imkân da bulunmadığı gözetilerek, uyuşmazlığın esası incelenerek bir karar verilmesi gerekeceği- Mahkemece, HMK'nın 119. maddesinde dava dilekçesinde eksiklik bulunması durumunda uygulanması gereken usul kuralları düzenlenmiş ise de, somut olayda davacı vekilinin HMK'nın 119/1. maddesi hükmüne uygun olarak dava dilekçesinde davalının T.C. kimlik numarasını belirtip ayrıca tespit ettiği bir adresi de bildirilmek suretiyle davalı adresini tespiti mümkün olacak şekilde bildirdiği, kaldı ki dava dilekçesinde sadece T.C. kimlik numarasına yer verilmiş olsa dahi mahkemece davalının yerleşim yeri adresine ulaşılabileceği, ayrıca icra dosyasında tebligat yapıldığı, gerekçeli kararın da TK'nın 35. maddesi uyarınca tebliğ edildiği nazara alındığında, davalı adresinin bu hususlar nazara alınarak belirlenmesi ve uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekeceği-
Mahkemece gerekçeli kararda HMK'nun 119/1-b maddesine göre dava dilekçesi ile davacı ve davalının ad, soyad ve adreslerinin bildirilmesinin gerektiği, HMK'nun 119/-2. maddesinde ise verilen kesin süre içerisinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin hükme bağlandığı belirtilmesine rağmen davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi nedeniyle gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki meydana getirildiği-
Şikayet dilekçesinin HMK’nun 119. maddesinde yazılı şartları taşımasının zorunlu olmadığı, bu itibarla şikayet konusu icra dosyasının yanlış gösterilmesi veya hiç bildirilmemiş olmasının sonuca etkisinin olmadığı, mahkemece şikayetçiye, doğru dosya numarasını bildirmek üzere süre verilip, asıl şikayet konusu dosya incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Dava dilekçesinde elatmanın önlenmesi isteği bakımından çekişmeli taşınmazla ilgili olarak davacı tarafından bir değer belirtilmediği gözetilmek suretiyle, davacıya çekişme konusu taşınmaz malın değerinin sorularak açıklattırılması, değere itiraz edilmesi halinde keşfen değerin saptanması, belirlenecek değer üzerinden nispi tarifeye göre harcın tamamlatılması, işin esasının incelenerek hükme bağlanması gerekeceği-
Sıra cetveline şikayet üzerine, mahkemece şikayetçiye sıra cetvelinde kendisinden önce gelen ve pay ayrılan alacaklıya husumet tevcihi yönünde HMK. mad.119/2 uyarınca kesin süre verilip bu alacaklının da dosyaya dahil edilmesi ve şikayet dilekçesinin tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması gerektiği-
Davacı vekilinin, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile .......TL maddi tazminat talep etmiş ise de; bu maddi tazminat talebinin hangi kalemlerden oluştuğunu açıkça belirtmediği, mahkemece de bu durumun açıklığa kavuşturulmasının sağlanmadığı, buna göre; mahkemece dava dilekçesinde talep edilen maddi tazminatın hangi kalemlerden oluştuğunun açıklatılması, buna göre araştırma ve inceleme yapması gerekeceği-
Özel ormana mesul müdür atanması istemine ilişkin davada, davacıya özel ormanın sahiplerinin ad, soyad ve adres bilgileri dava dilekçesindeki eksik unsurlar olarak tamamlaması için kesin süre verilmesi gerektiği-
Davalının adresi hiç belirtilmemiş olmadığı gibi, dosya kapsamındaki trafik kaydında belli olmuş olması, basit bir araştırma ile belirlenebilecek olduğunun anlaşılmasına göre, bu hususlar göz önüne alınmadan, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacı kadın açıkça tanık deliline dayanmadığı halde, mahkemece davacının tanıkları dinlenerek davalı erkeğe kusur yüklenmesi doğru olmadığı-