Uyuşmazlık konusu toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret farkı, yıpranma primi farkı, ilave tediye ve akdi ikramiye farkı alacakları bakımından; talep içeriğinden de açıkça anlaşıldığı üzere, davacı sendikaya üye olduğu ve toplu iş sözleşmesinden yaralanabileceği tarihi, çalışma süresini, en son ödenen ücreti, toplu iş sözleşmesi gereği alması gerektiğini iddia ettiği aylık ücret miktarını, ödenmesi gereken ücret farkı, yıpranma primi farkı, ilave tediye ve akdi ikramiye farkı tutarını iş yerinde uygulanan toplu iş sözleşmesi hükümleri gereğince belirleyebilecek durumda olmadığından, toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ücret farkı, yıpranma primi farkı, ilave tediye ve akdi ikramiye farkı alacaklarının, belirsiz alacak olmadığı-
Davacı tarafından alacak kalemlerinin miktarlarlarının ayrı ayrı belirtmeksizin toplam miktar üzerinden dava açtığı anlaşıldığından, bu kapsamda davacının 119/1-ğ. bendi uyarınca açık bir şekilde talep sonucu belirtilmediği, mahkemece bu hususta verilen kesin sürenin gereğini yerine getirmediği anlaşılmakla davanın açılmamış sayılması yerinde esasa girerek reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davanın her aşamasında -henüz taraf teşkili yapılmadan da tensip aşamasında- HMK. mad. 114 ve 115/2 uyarınca davanın usulden reddine karar verilebileceği- Haczin konkordato mehli içerisinde konulması nedeniyle geçersiz olduğu- Şikayette hasım gösterilmemesinin ya da eksik veya yanlış kişiye husumet tevcih edilmesinin talebin reddini gerektirmeyeceği- Bedeli paylaşıma konu mal üzerinde haczi ya da rehni bulunmayan alacaklının, sıra cetvelinin iptalini istemekte hukuki yararı olmadığı-
Her ne kadar mahkemece dava dilekçesinde davacının adresinin gösterilmediği, bu eksikliğin verilen kesin süre içinde de giderilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de, dosyanın incelenmesinden kesin süre içinde 06.03.2015 tarihinde davacı vekili tarafından verilen yazı işleri müdürü havaleli dilekçe ile adresin bildirildiğinin anlaşıldığı, kaldı ki dava dilekçesinde davacı bankaya ait şube adının belirtildiği, dosya kapsamından da davacı bankanın adresinin kolaylıkla tespit edilebilir nitelikte olduğu anlaşılmış olup, hükmün bozulması gerekeceği-
Şikayetin, kural olarak şikayet edene göre sıra cetvelinde öncelikli olan ya da aynı derecede hacze iştirak eden alacaklılara, diğer anlatımla kendine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılara yöneltilmesi gerekeceği- Şikayette hasım gösterilmemesinin ya da eksik veya yanlış kişiye husumet tevcih edilmesinin talebin reddini gerektirmeyeceği-
Somut olayda davalıların adresleri gösterilmiş ancak, davalılardan bir kısmına yurt dışında yaşamaları, bir kısmında da köyden taşınmaları nedeniyle tebligat yapılamadığından, davacı tarafın dava dilekçesinde, davalıların adresini göstermiş olması bu nedenle dava dilekçesinde bulunması zorunlu unsurun dilekçede belirtilmiş olduğu göz önüne alınarak tebligat yapılamayan davalıların tebligata yarar açık adresinin mahkemece araştırılması, tespit edilen adreslere tebligat yapılması ve sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekeceği-
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; paylı mülkiyette ortaklığın giderilmesi istemini içerir dava dilekçesinde, davalıların kimlik ve adres bilgilerine ilişkin HMK 119. maddesine göre eksiklik bulunup bulunmadığı ile dahili dava dilekçesi ile husumet yaygınlaştırılan davalıların kimlik ve adres bilgilerinin, davacı tarafça mı bildirilmesi gerektiği, yoksa mahkemece mi resen araştırılmasının gerektiği- Davacı tarafın dava dilekçesindeki iddialarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerektiği-
Davacının, dava dilekçesinde davalının adresini bildirme yükümlülüğünü yerine getirdiği ve bu yönden dava dilekçesinde bir eksikliğin bulunmadığı- Dava dilekçesinin zorunlu unsurları arasında davalının T.C. kimlik numarası yer almadığı, davacının, dava dilekçesine, davalının T.C. kimlik numarasını yazma veya sonradan mahkemeye bildirme yükümlülüğü bulunmadığı gibi, bu hususun eksiklik sayılarak davacı tarafa tamamlanması için süre verilmesinin de yerinde olmayacağı- Mahkemece davalının açık adresi araştırılarak tespit edilmesi, gerekli araştırma yapılmasına rağmen adresinin tespit edilememesi halinde ise, Tebligat Kanunu'nun 21., 28. ve 35. maddeleri dikkate alınarak taraf teşkilinin sağlanması gerektiği-  Davacıya, "davalının T.C. Kimlik numarası ve adres bilgilerini bildirmek üzere kesin süre verildiği halde bildirmediği" gerekçesi ile "HMK. mad. 119/b ve 2 gereği davanın açılmamış sayılmasına" karar verilemeyeceği-
Mahkemece, giderleri davacı tarafça karşılanmak üzere A. G. mirasçıları olan davalıların adres kayıt sistemindeki adresleri sorularak bildirilen bu adreslere dava dilekçesinin tebliğ edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Şikayet dava olmadığından, şikayet dilekçesinin HMK’nun 119. maddesinde yazılı şartları taşımasının zorunlu olmadığı- Haczedilmezlik şikayetine konu icra dosyasının yanlış gösterilmesi veya hiç bildirilmemiş olmasının sonuca etkisi olmadığından mahkemece şikayetçiye, doğru dosya numarasını bildirmek üzere süre verilip, asıl şikayet konusu dosya incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-