Miktar belirtilmeden, harçlandırılmadan ve ayrıca infaz kabiliyeti olmayan tahsil hükmü kurulmasının 6100 sayılı HMK hükümlerine aykırı olduğu, mahkemece yapılacak işin, davacıya miktar açıklattırılıp, harcı tamamlandıktan sonra belirlenecek miktar ve taleple bağlılık ilkesi dikkate alınarak hüküm kurulması ve 6100 sayılı HMK’nın 119 ve devamı maddelerine göre işlem yapılması olduğu-
Miktar belirtilmeden, harçlandırılmadan ve ayrıca infaz kabiliyeti olmayan tahsil hükmü kurulmasının 6100 sayılı HMK hükümlerine aykırı olduğu, mahkemece yapılacak işin, davacıya miktar açıklattırıp, harcı tamamlandıktan sonra belirlenecek miktar ve taleple bağlılık ilkesi dikkate alınarak hüküm kurulması ve 6100 sayılı HMK’nın 119 ve devamı maddelerine göre işlem yapılması olduğu-
8. HD. 26.06.2018 T. E: 2017/7756, K: 14419-
Mahkemece bozmaya uyularak karar verilmiş ise de; davacının talep sonucu açık olmayıp dava açarken 10.000,00 TL talep edilmiş ancak bu talebin hangi zarar kalemlerine ilişkin olduğu açıklanmadığından, mahkemece talep sonucu hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında açıklattırılarak ve bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı nazara alınarak ıslahla artırılan miktara yönelik talebin reddine karar verilmek suretiyle hüküm kurulması gerektiği-
Açıkça tanık deliline dayanılmadığı halde, mahkemece erkeğin tanıkları dinlenerek kadına kusur yüklenmesinin doğru olmadığı ve buna bağlı olarak davacı-karşı davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerektiği- Mahkemece kadın yararına takdir edilen tedbir nafakası açısından gerekçeli karar ile hüküm kısmında çelişki yaratıldığından, bunun kanuna aykırı olduğu-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na göre, tarafların dava veya cevap dilekçelerinde iddiasının/savunmasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini ve iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğini açıkça göstermek zorunda olduğu, davalı kadının cevap dilekçesinde herhangi bir delile dayanmadığı halde, mahkemece davalı kadının tanıkları dinlenerek davacı erkeğe kusur yüklenmesinin doğru olmadığı, gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği, tam kusurlu kadın yararına yoksulluk nafakası takdir edilemeyeceği-
Açıkça tanık deliline dayanılmadığı halde, mahkemece davacı kadının tanıkları dinlenerek davalı erkeğe kusur yüklenmesi doğru olmadığı- Erkeğin kusurlu davranışı ispatlanamadığından, davalı erkek aleyhine maddi ve manevi tazminata (TMK m.174/1-2) hükmedilemeyeceği-
Dava dilekçesinde davacı kadın her hangi bir delile dayanmamış, davalı davaya yasal süre içerisinde cevap vermemiş, davalı kadın ilk kez mahkemece hazırlanan 08.12.2015 ön inceleme duruşması tensip zaptının tebliğinden sonra 25.12.2015 tarihli dilekçesi ile tanık bildirmiş ancak davacı kadının, dava dilekçesinde tanık da dahil olmak üzere her hangi bir delile dayanmadığına göre dayanılmayan delilin bildirilmesi için ön inceleme tensip zaptında delil bildirmesi için verilen süre de sonuç doğurmayacağından, bu tanıkların beyanlarının kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı-
Davacı, davalının adresini dava dilekçesinde bildirmediği için kendisine verilen bir haftalık süre içerisinde de davalının adresini bulamadığı takdirde, davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği, bu durumda mahkemece yapılan araştırmadan sonra gerekirse ilan yoluyla dava dilekçesinin tebliği gerekeceği, bunun gibi tarafın gösterdiği adreste davalının bulunamaması halinde mahkemece davalının açık adresinin araştırılmasının gerektiği-
İİK. mad. 89/4 uyarınca açılan tazminat davalarında, alacak gerçekte belirli bir alacak olduğundan, bu tazminat alacağının belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği-