Davacı karşı davalı erkek, dava dilekçesinde tanık deliline dayanmadığına göre, dayanılmamış olan delilin bildirilmesi için ön inceleme aşamasında verilen süre sonuç doğurmayacağı ve bu tanıkların beyanlarının kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı-
Mahkemece, 2005/Eylül-2007/K. dönemine ilişkin bordrolarda tahakkuk bulunmasına karşın bordroların imzasız olması ve ödemeye dair belge sunulmaması nedeniyle bu dönem için de fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı hesaplanmış ise de, hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; davacı asilin bu ücretleri alıp almadığı konusunda beyanına da başvurularak sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre bir karar verilmesi gerektiği- Dava dilekçesinde talep edilen fazla çalışma ücreti alacağının davacı yanca miktar yönünden ıslah ile artırılmamasına rağmen; talep ile bağlı kalınarak hüküm kurulması gerekirken, talep edilenden fazla çalışma ücreti alacağının hüküm altına alınmış olmasının hatalı olduğu- Fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı için yürütülmesi gereken faiz türü bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi olduğundan; yürütülmesi gereken faiz türü bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizini aşmamak üzere yasal faiz olması gerektiği- Kural olarak, yargılama aşamasında dayanılıp sunulmayan deliller, temyiz veya karar düzeltme aşamasında sunulamayacağı; sunulmuş olsalar bile, bu aşamalardaki incelemeler sırasında dikkate alınmayacakları, bu kuralın tek istisnasının, dayanılıp sunulan delillin, o davaya konu borcu söndüren bir nitelik taşıması olduğu, bu sebeple davalı tarafından ilk kez temyiz aşamasında sunulmuş olan belgelerin ödeme belgesi mahiyetinde kabul edilmesi gerektiği, davalı tarafa, ibraz ettiği belgelerin asıllarını sunması için süre verildikten sonra davacı işçiden, davalının savunmasına ve sunulan belgelere karşı diyecekleri sorularak, sonucuna göre bu sürelerin yıllık izin alacağından mahsubu gerekip gerekmediğinin değerlendirileceği-
Davacı kadın, dava dilekçesinde nüfus kaydından başka herhangi bir delile dayanmadığından, dayanılmayan delilin bildirilmesi için ön inceleme aşamasında verilen süre sonuç doğurmayacağı ve davacı kadının süresinde bildirmediği tanığının beyanlarının, kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı-
Taraflar dilekçeler aşamasında tanık deliline açıkça dayanmamış olduğundan davacı kadının tanıklarının beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulamayacağı-
Davalı-karşı davacı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren kusurlu bir davranışı ispatlanamamış olup, davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının reddi gerektiği halde kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, ne var ki erkeğin davasında verilen boşanma hükmü temyiz edilmeyerek kesinleşmiş böylece davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının konusuz kaldığı, o halde mahkemece davacı-karşı davalı kadının boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davada haklılık durumuna göre yargılama gideri konusunda bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği- Boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davacı-karşı davalı kadının tam kusurlu olduğu, erkek yararına Türk Medeni Kanunu'nun 174/1. maddesinde düzenlenen maddi tazminat koşullarının oluştuğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek erkek yararına uygun miktarda maddi tazminata karar verilmesi gerekirken şartları oluşmadığı gerekçesiyle reddinin doğru olmadığı-
Dava dilekçesinde davalıların ad, soyadı ve maliki oldukları aracın plaka numaralarının bildirildiği; fakat açık adreslerinin bildirilmediği, mevcut bilgilerden istifade edilerek davalıların adreslerinin tespit edilip usuli eksikliklerin tamamlanması ve taraf teşkilinin sağlanması gerektiği-
Usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve dayanılmayan vakıaların taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği-
Davacı vekiline hitaben düzenlenen muhtırada, dava dilekçesinde davalılardan birinin adresi bulunmadığından, "adres ve kimlik bilgilerinin gönderilmesi" hususu bildirilmişse de, kanuni süre içinde muhtıra gereği yerine getirilmediği takdirde "davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği" yönünde ihtar sonucununa yer verilmediğinden, ihtar (muhtıra) içeriğinin usulüne uygun düzenlenmediği- İhtiyari dava arkadaşlığında; yargılama safhası ortak olmakla birlikte, her dava arkadaşının davasının diğerlerinden bağımsız olduğu, yani, dava arkadaşı sayısı kadar dava bulunduğu- Tüm davalılar yönünden bir ayrım yapılmaksızın, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu, diğer davalı yönünden davaya devam edilmesi gerektiği-
Mahkemece davalının adres ve kimlik araştırması yapılarak adresinin tespit edilmesi, adresinin tespit edilememesi halinde ise, 6099 sayılı Yasa ile değiştirilen 7201 sayılı 21. ve 28. maddeleri dikkate alınarak taraf teşkilinin sağlanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, gerekli araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacı kadın dava dilekçesinde "tanık" ibaresini kullanmayarak, böylelikle tanık deliline dayanmadığına göre, dayanılmayan delilin bildirilmesi için ön inceleme aşamasında verilen sürenin de sonuç doğurmayacağı ve davacının süresinde bildirmediği tanıklarının beyanlarının kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı-