Keşifte yeminli dinlenen tanıkların, çekişmeli taşınmazın Çubuk Deresinin taşkın alanında yer aldığını ve kadastro sırasında derenin devamı niteliğinde olduğu nedeniyle tespit h rıcı bırakıldığını, bu derenin 5-10 yılda bi deredeki suyun fazla olduğu zamanlarda taşarak dava konusu yerin bu taşkınlar ile su altında bıraktığından taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olduğu anlaşılmakla bu nitelikteki taşınmazın özel mülk olarak tesciline karar verilemeyeceği-
Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dosyalarda parsellerde 1/3 pay maliki iken 14.1.1977 tarihinde ölen davalıların miras bırakanı H. Y.' a ait payın 10.4.2003 tarihinde tapuda intikal gördüğü, paylı mülkiyet şeklinde asıl ve birleştirilen dava dosyalarında davalı görünen mirasçıları adlarına tapuya tescil edildiği dikkate alındığında, harici satış olmasa dahi ölüm tarihinden itibaren malik sıfatı ile davasız aralıksız zilyet olunduğunun davacılar tarafından kanıtlanması ve H. 'nin 14.01.1977 ölüm tarihinden intikalin yapıldığı 10.04.2003 tarihine kadar TMK nun 713/2.maddesinde yazılı kazanma süresi ve koşullarının davacılar lehine gerçekleşmesi halinde davalıların paylarına ait tapu kayıtlarının hukuki değerlerini kaybetmeleri ve davacıların mülkiyeti kazanma imkânlarının bulunduğu-
2/B uygulaması yeni bir kadastro işlemi olmadığından, yeni bir dava açma hakkı kazandırmayacağı-
TMK. m. 713 uyarınca görülen tapu iptali ve tescili davalarında yapılan incelemede taşınmaza komşu parsellere ve davacıya ait tapulama tutanakları ve çap kayıtları getirtilmeli, çekişmeli taşınmazın niteliğini belirlemek açısından refakate zirai bilirkişi de alınarak keşif yapılmalı, keşif mahallinde yerel ve tespit bilirkişileri ile taraf tanıkları dinlenerek taşınmazın vasfı araştırılmalı, ne şekilde ve kim tarafından, ne kadar süre tasarruf edildiği, zilyetlikle edinilebilecek yerlerden olup olmadığı saptanmalı, denetime elverişli bilirkişi raporları hazırlattırılmalı, kanunun aradığı diğer uygun koşulların varlığı belirlenmeli, davacıya ait parselin tevhidinin uygun olup olmadığı ilgili mercilerden sorulmalı ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
Davalı köy tüzel kişiliği temsilcisi ile davacı aynı kişi ise görülmekte olan dava nedeniyle ortaya çıkan menfaat çatışması nedeniyle davacının köyü temsil etmesinin mümkün olmayacağı-
Onaylı köy karar defterleri kayıtlarının satış ve devre ispat teşkil edebileceği-
Yaşamını genelde çiftçilikle sürdüren kişilerin hayvanlarını otlatmakta olduğu yaylaya yakın bölgelerde ikamet etmek, ziraat yapmak, bağ ve bahçe yetiştirmek için tarım arazilerine ihtiyaçları olacağı ve bu amaçlarına uygun kazanmaya elverişli bazı taşınmazları mülk edinebilecekleri-
Taşlık ve çalılık nitelikteki yerin teraslanıp üzerine meyve dikilmesi ve ev yapılması o yerin tarım arazisi haline getirildiği anlamına geleceğinden zilyetlikle kazanılmasının mümkün olduğu-