Şikayetçi üçüncü kişinin tüm mal varlığı aleyhine verilmiş bir ihtiyati haciz kararı bulunmadığı- Şikayetçi üçüncü kişinin, iptal davası nedeniyle İİK 281/2 uyarınca dava konusu taşınmazları üzerinde tatbik edilen ihtiyati hacizlerin banka teminat mektubu karşılığında kaldırılması istemine ilişkin uyuşmazlıkta İİK'nın 266. maddesinin uygulanamayacağı-
TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkin dosya içeriğine göre; davacı talebinin taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik olduğu, ilk derece mahkemesinin 23/09/2022 tarih 2022/... Esas sayılı ara kararı ile  davaya konu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine,  ihtiyati haciz talebinin kabulü ile ihtiyati haciz konulmasına ve ihtiyati hacize itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı-
Dosya içeriğine göre; davacı talebinin taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik olduğu, ilk derece mahkemesinin ara kararı ile davaya konu taşınmaz üzerine 10.000,00 TL teminat karşılığı ihtiyati haciz konulmasına karar verildiği- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye,  özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve dava değerinin tam olarak tespit edildiğinde ilk derece mahkemesince teminat her zaman artırılıp veya azaltılabileceğine göre; ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu-
TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemi  istemine ilişkin davada; davacı talebinin taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik olduğu, "çoğun içinde az da vardır" kuralı gereği ihtiyati tedbir talebi içinde ihtiyati haciz talebi de olduğu ve  İİK'nun 257 vd. maddeleri ile İİK'nun 281. maddesindeki şartların oluştuğu anlaşıldığından; davacının ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Somut olayda, davacının Muğla Aile Mahkemesi'nin 2022/... Esas sayılı dosyasında devam eden boşanma davası ile Muğla Aile Mahkemesi'nin 2022/... Esas sayılı dosyasından devam eden edinilmiş mallara katılma davasındaki mali alacaklarının teminine yönelik iş bu davanın açıldığı, bu nedenle mahkemece ihtiyati tedbir talebinin içerisinde ihtiyati haciz isteminin de bulunduğunun kabulü ile ihtiyati haciz kararı verilebilecek iken yargılamayı gerektirmesi ve taşınmazların üçüncü kişi üzerine kayıtlı olduğu gözardı edilerek ihtiyati tedbirin Muğla Aile Mahkemesinin 2022/... Esas sayılı katılım payı alacağına ilişkin dava dosyasından talep edilebileceği gerekçeleriyle yalnızca ihtiyati tedbir talebinin reddine kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacının amacının para alacağını tahsil etmek olduğu- İhtiyati  haczin amacının sadece teminat olduğu- Bu nedenle  bir para alacağının  korunması için ihtiyati tedbir yoluna değil, ihtiyati  haciz yoluna  başvurabileceği- Davacının talebi para alacağının tahsiline yönelik olduğundan, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesinde usule aykırılık bulunmadığı-
Dosya içeriğine göre; davacı talebinin taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik olduğu, ilk derece mahkemesinin 08/07/2022 tarihli ara kararı ile davaya konu taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verildiği anlaşıldığı, davanın niteliğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre; ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olduğu-
Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetvelinde alacaklıların haciz tarihlerine göre sıralanması olduğu, bunun için ilk kesin haciz sahibi alacaklı ve buna iştirak edebilecek diğer alacaklılar belirlenerek hacze iştirak dereceleri ve her derece içinde de sıralar oluşturulacağı- Haciz sıra cetvelinin ilk kesin haciz sahibi alacaklı ve buna iştirak edebilecek diğer alacaklılar nazara alınarak düzenleneceği, ilk kesin hacizden sonraki hacizlerin birbirlerinin hacizlerine iştirak etmeleri gibi bir durum söz konusu olmadığı- Şikayet olunanın alacaklı bulunduğu icra dosyalarındaki ihtiyati hacizlerin, şikayetçi bankanın ikinci sırada yer alan haczine iştirak etmesi gerektiği görüşünün yasal dayanağı olmadığı-
Tasarrufun iptali davalarında dava değerini, takip konusu alacak ile iptali istenilen şeyin değerinden hangisi az ise o değerin oluşturmakta olduğu-
HUMK.un yürürlükte olduğu dönemde ticaret mahkemesince yazılı yargılama esasına göre görülüp sonuçlandırılan davada, davacı talepleri arasında terdit bulunmadığından ve davacı tarafın somut uyuşmazlığın niteliği gereği BK’nın 110, 179 ve 180. maddeleri kapsamındaki talepleri, İİK 280/3'deki iptal sebepleri bakımından da birlikte tartışılması gereken, yarışan talepler olup, taleplerden biri hakkında verilecek karar diğerini doğrudan etkileyeceğinden, davacının taleplerinin bütün olarak ele alınarak çözülmesi gerektiği, tasarrufun iptali dışındaki istemlerin tefrikine karar verilmesinin gerekmediği- İçerikleri itibariyle bir hakkın devrine ilişkin hükümler içermeyen sözleşmeler ile iptale tabi bir tasarruf işlemi yapıldığından söz edilemeyeceği- Karşılıklı borç vaatleri içeren borçlandırıcı işlemler hakkında tasarrufun iptali davası açılamayacağı- Davacı somut olarak taraflar arasında yapılan bir işlem iddia edilmediğinden icra iflas hukuku anlamında iptale konu edilebilecek bir devir ya da tasarruf işlemi bulunmadığı- Dava açıldıktan uzun bir süre sonra TMSF ile davalı arasında düzenlenen protokole göre iadesi kararlaştırılan mal varlıkları ile ilgili tasarrufun iptali talep edilmiş ise de; sözleşmedeki işlemlerde tasarrufun borçlular tarafından değil, ilgili mevzuatı uyarınca işlem yapan TMSF tarafından yapıldığı, borçlu ile ile davalı üçüncü kişi arasında iptali davasına konu edilebilecek bir tasarruf işleminin bulunmadığı- Menfi tespit davasına dayanak gösterilen sözleşmelerin tarafı olmayan şirketler yönünden tasarruf işlemine yönelik dava şartı da oluşmadığından, gerçek alacağın varlığının incelenmesine, dolayısıyla açılan menfi tespit davasının bekletici sorun yapılmasına gerek bulunmadığı-