"Alacaklısını zarara sokmak kastıyla mevcudunu eksiltmek" suçuna ilişkin kararların -5271 s. CMK'nun 286/2-d maddesi uyarınca- temyizinin mümkün olduğu- Şikayete konu edilen taşınmazın sanığa devrine yönelik alacaklı tarafından tasarrufun iptali davasında verilen kararın kesinleşmesi bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İİK 282. madde kapsamında borçlu ile lehine tasarrufta bulunan davalı arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Eldeki somut olayda, haklarındaki dava usulden reddedilen davalı borçlu ... ile 3. kişi ... arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, 3.400,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan tahsili ile, davalıya verilmesine," ibarelerinin çıkarılarak yerine "Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, 3.400,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine," ibarelerinin yazılacağı-
Tasarrufun iptali davasına konu malların cebri icra yolu ile satılması söz konusu olmayıp iptal edilen tasarrufun tarafı olan üçüncü kişi tarafından rızaen elden çıkarılmış olması nedeni ile alacaklının haklarının üstün tutulması gerektiği- İİK m. 24'de malın borçlu tarafından teslim edilmesi halinden söz edilmekte ise de, borçlu tabirinin geniş yorumlanması ve tasarrufun iptali kararı üzerine malı rızaen elinden çıkaran üçüncü kişinin de borçlu olarak değerlendirilmesi gerektiği-
4. HD. 13.06.2023 T. E: 2021/1647, K: 7893
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Tasarrufun iptali davalarında dava değerini, takip konusu alacak ile dava konusu şeyin değerinden hangisi az ise o değer oluşturdupundan dosya içeriğine göre; davacının icra takibine konu toplam alacağı 487.583,01 TL, dava konusu taşınmazın tasarruf tarihi itibariyle gerçek değeri 63.602,35 TL olup, dava değeri daha düşük olan 63.602,35 TL olduğundan temyize konu edilen bu miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmakta olduğundan "temyiz dilekçesinin reddine" ilişkin kararda isabetsizlik bulunmadığı-
Borçlu hakkında aciz vesikası alınmamakla birlikte, borçlu kayıp ve adresi saptanamıyorsa, saptanan ve bilinen adreslerinde de icraca, borçlunun haczi kabil malının bulunmadığı tespit edilmiş ise, bu takdirde aciz halinin gerçekleşmiş sayılacağı- İİK.'nin 105/2 maddesine göre haczi kabil mal bulunmaz ise haciz tutanağı İİK.'nin 143. maddesindeki aciz belgesi hükmünde olduğu- Davacı tarafından dosyaya sunulan kredi sözleşmesi, dava konusu edilen tasarruf tarihlerinde sonraki tarihi taşısa da, alacaklı banka ile davalı borçlular arasında düzenlenen başka kredi sözleşmeleri olup olmadığı, kurulan ilk kredi ilişkisinin ne zaman başladığı ve alacaklının davalı borçlulardan olan alacağın kaynağı olarak gösterilen icra takiplerinin hangi kredi sözleşmelerine ilişkin olduğu, buna göre tasarruf tarihlerinin borcun doğumundan sonra olup olmadığı anlaşılamadığından, mahkemece öncelikle başka kredi sözleşmelerinin olup olmadığı araştırılarak, varsa dosya arasına getirtilerek, davacı alacaklı ile davalı borçlular arasındaki borcun gerçek doğum tarihi tespit edilerek bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması gerektiği-
"Usuli kazanılmış hak" kavramının , davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ve öğretide kabul görmüş usul hukukunun vazgeçilmez ana temellerinden olup bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve uyulması zorunlu olan hakkı ifade ettiği-
Aciz vesikasının dosyada bulunmadığına dair eksikliğin karar kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında giderilmesinin mümkün olduğu- Davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinin ibrazından sonraki dilekçe ekinde davacı tarafından İcra Müdürlüğü dosyasından davalı borçlu aleyhine düzenlenmiş "borç ödemeden aciz vesikasının" dosyaya ibraz edildiği görülmüş olduğundan davanın esasına girilerek İİK'nun 277-279 ve 280 koşullarının tartışılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
4. HD. 07.06.2023 T. E: 2021/1700, K: 7594