"492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 36. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının Anayasa'nın 13 ve 35. maddelerine aykırı bulunup Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olduğundan, mahkemelere, hakimlere, C. savcılarına ve icra ve iflas dairelerine herhangi bir sebeple teslim edilen özel hukuk kişilerine ait paraların nemalarının (faiz, ikramiye vesair menfaatlerinin) Devlet'e ait olamayacağı, bu paraların hak sahibi olan alacaklılara neması ile birlikte ödenmesi gerekeceğine" ilişkin Anayasa Mahkemesi Kararı-
Uyuşmazlık; somut olayda ilk derece mahkemesince Özel Dairenin 30.09.2014 tarihli ve 2014/9395 Esas, 2014/12981 Karar sayılı ilk bozma kararına uyulmasına mı yoksa kararda kısmen direnilmesine mi karar verildiği, buradan varılacak sonuca göre (bozma kararına uyulmasına karar verildiğinin kabulü hâlinde) ilk bozma kararında belirtilen hususlar hakkında inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır..
4. HD. 03.05.2023 T. E: 2021/1614, K: 5865
4. HD. 02.05.2023 T. E: 2021/1645, K: 5831
Somut olayda; davacı vekilinin borçlu davalı E.Z ile diğer davalılar H. ve E. arasında devam eden Adana Genel İcra Dairesinin 2022/... Esas sayılı icra takibine konu alacak ilişkisinin muvazaalı olduğu ve taraflar arasında devam eden boşanma katılma payı ve ziynet eşyalarına konu davalardaki tazminat talebinin sonuçsuz bırakılmasının amaçlandığı iddiasıyla eldeki davayı açtığı, tasarrufun iptali talebinin taşınmaz yönünden aynına ilişkin olmadığı, TBK'nın 19.maddesine göre açılan davalarda alacağın teminat altına alınabilmesi için İİK 281.maddesine göre ihtiyati haciz kararı verilebileceği, bu sebeple mahkemenin ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkin kararının yerinde olduğu anlaşılmakta ise de, taşınmazın uyuşmazlık konusu olmaması, malvarlığına yönelik olmayan eldeki davada mülkiyet hakkına yönelik ihtiyati haciz verilmesi yerinde olmadığından davalı vekilinin istinaf talebi bu yönlerden kabul edilerek, davada Adana Genel İcra Müdürlüğünün 2022/... Esas sayılı takip dosyasına davalı-alacaklı adına gelen ve gelecek olan paraların üzerine dava değeri olan 1.675.000,00-TL'nin %15'i oranında teminat yatırılması halinde, yine dava değeri olan 1.675.000,00 TL'nin icra kasasına girmesi durumunda yapılan  tahsilatın alacaklıya ödenmemesi yönünde  ihtiyati haciz konulmasına yönelik karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davacının alacağın dayanağı olan çeklerin, dava konusu tasarruf tarihinden önceki ticari bir ilişkiye dayalı olduğunun ispat edilememiş olmasına göre, mahkemece "davanın reddine" dair verilmiş olan kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Devam eden tasarrufun iptali davası sonucunda, davacı bankanın lehine hüküm kurulması ihtimali de dikkate alınarak, olası bir yargılama gideri ve vekalet ücretleri de değerlendirilerek, davalı tarafından neticeden 400.000,00 TL tutarında kesin, süresiz banka teminat mektubunun ilk derece mahkemesine sunulması halinde "dava konusu ... plaka sayılı araç üzerine konulmuş olan ihtiyati haczin kaldırılmasına" karar verilebileceği-
Dava konusu ruhsatın Sağlık Bakanlığı tarafından kadroları da kapsayacak şekilde iptal edilmiş olmasına, ruhsatsız söz konusu kadroların da kullanılamayacağının belirtilmiş olmasına, dava açılışında davalıların haksız olduğunun anlaşılmasına, vekalet ücreti ve yargılama masraflarından davalıların sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmadığı-
Somut olayda; davanın TBK 19. maddesinden kaynaklı tasarrufun iptali davası olduğu da gözetilerek, dava konusu  taşınmazlar üzerine,  teminat ile konulan ihtiyati haczin dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun olduğu-
4. HD. 05.04.2023 T. E: 2021/1586, K: 4910