Dava konusu taşınmazın, haciz tarihinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde satışının istenmediği anlaşıldığından, kayden var olsa da hükmen haczin kalktığı- Bu durumda davacının tasarrufun iptali davası açmakta hukuki yararı olduğu- Tapu kayıtlarına göre, tasarrufun iptali davasına konu taşınmaz üzerinde alacaklının haczi devam ettiğinin görüldüğünden davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İvazlar arasında önemli oransızlık olmadığı, davalıların soy isim benzerliği dışında, bir yakınlık ve akrabalıklarının olmadığı gerekçesi ile tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için diğer genel dava koşullarının yanında , davacının borçludan bir alacağının olması ve borçlu hakkında yapılan takibin kesinleşmiş olması gerektiği- Bu dava koşulları; diğer dava koşulları gibi, yargılamanın sonuna kadar varlığını devam ettirmesi gerektiği-
Şikayete konu edilen ihtiyati haciz kararının İİK'nın 281/2. maddesine göre verilmiş gerçekte ihtiyati tedbir niteliğinde bir karar olduğu, ayrıca ihtiyati hacizlerin tatbik edildiği ............ İcra Müdürlüğünün ............. E. sayılı takip dosyasında şikayet edilen ..................... Anonim Şirketi’nin borçlu sıfatının bulunmadığı görüldüğünden, kararın infazına ilişkin inceleme görevinin, tasarrufun iptali davasının yargılamasında görevli olan ve tedbir kararını veren ............... Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ait olduğu-
HMK'nın 145 inci maddesi gereğince tarafların kanunda belirtilen süreden sonra delil göstermesinin mümkün olmamasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği-
Davalı Müflis şirketin dava konusu makinenin "PLC kartlarının olmadığı, demonte vaziyette olduğuna" dair ihtirazi kayıt ileri sürmeden makineyi gerçek fiyarının çok altında bedelle satın alması durulunda, bu tasarrufun İİK. m. 278/2 gereği iptali gerektiği- Borçlu şirketin tasarrufa konu makineyi devretmekle işletmenin önemli kısmını devretmiş olması, davalı şirketler arasında cari hesap ilişkisi olması, üçüncü şahıs şirketin borçlu şirketin mali durumunu bilebilecek durumda olmasına göre makine devrinin, alacaklıları zarara uğratma kastıyla yapıldığı ve İİK 279/2 (mutad ödeme) ve 280/3 (işletme devri) gereği tasarrufun iptali gerektiği- Basiretli tacir olarak davalı Müflis şirketin, "tasarrufa konu makinenin devir alındığı faturaya makinenin PLC kartlarının olmadığına" dair ihtirazi kayıt düşmediği, ana kartları olmayan makinenin "hurda" niteliğinde olacağı, makineye yatırım yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, hurda olduğunu düşündüğü makineyi satmayıp kendi iş yerinde tutmasının makinenin faal olduğuna karine olduğu,haciz zaptında davalı şirket yetkilisinin davaya konu makineyi leasing şirketine para ödeyerek ... Ltd. Şti.'den aldığını" beyan ettiği, makinenin PLC kartlarının olmadığına ilişkin kendisinin ve avukatının beyanı olmadığı, makinenin yediemin olarak şirket yetkilisine teslim edilmesi, aynı dosyadan yapılan hacizde makinenin demonte vaziyette eksiksiz bir şekilde şirket yetkilisine teslim edildiğinin zapta geçirildiği, keşif sırasında makinenin PLC kartlarının  olmadığı görülmekle, PLC kartlarının üçüncü şahsa devrinden sonra üçüncü şahıs davalı Müflis şirketin makinenin bu kısımlarını elden çıkarmış olduğu kanaatiyle tasarrufa konu makinenin mevcut hali üzerinde alacaklıya cebri icra yapabilme yetkisi verilmesine karar verildiği- PLC kartlarının üçüncü şahıs tarafından başkasına elden çıkarılması nedeniyle İİK. m. 283/2 maddesi gereği, makinenin tasarruf tarihindeki faal değeri olan bedelden PLC kartları sökülmüş vaziyetteki değeri çıkarıldığında kalan miktar için, icra dosya alacaklarını geçmemek kaydıyla davalı Müflis şirket aleyhine tazminata karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu-
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasında, davacı alacaklı vekili, "borcun ödendiğini ve davalı taraf ile anlaştıklarını" belirttiğinden, mahkemece icra dayanağı takip dosyasındaki borcun ödenip ödenmediği tesbit edilerek, oluşacak sonuca göre ödenmiş olması hâlinde konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı-
Tasarrufun iptali davalarında dava değerinin dava konusu gayrimenkulün "tasarruf tarihindeki gerçek değeri" ile davanın dayanağı olan icra dosyasındaki "takip rakamından" hangisi daha az ise o rakam üzerinden belirleneceği- İstinaf/temyiz sınırının da bu bedellere göre tespit edileceği-
4. HD. 21.02.2024 T. E: 2021/20599, K: 1835
Haciz tutanaklarının İİK'nın 105 inci maddesi anlamında aciz belgesi niteliğinde olduğu- Yargılama sırasında takip konusu borcun ödenmiş olmasından ötürü davanın konusuz kaldığı, dolayısıyla karar verilmesine yer olmadığı-