Davalı Müflis şirketin dava konusu makinenin "PLC kartlarının olmadığı, demonte vaziyette olduğuna" dair ihtirazi kayıt ileri sürmeden makineyi gerçek fiyarının çok altında bedelle satın alması durulunda, bu tasarrufun İİK. m. 278/2 gereği iptali gerektiği- Borçlu şirketin tasarrufa konu makineyi devretmekle işletmenin önemli kısmını devretmiş olması, davalı şirketler arasında cari hesap ilişkisi olması, üçüncü şahıs şirketin borçlu şirketin mali durumunu bilebilecek durumda olmasına göre makine devrinin, alacaklıları zarara uğratma kastıyla yapıldığı ve İİK 279/2 (mutad ödeme) ve 280/3 (işletme devri) gereği tasarrufun iptali gerektiği- Basiretli tacir olarak davalı Müflis şirketin, "tasarrufa konu makinenin devir alındığı faturaya makinenin PLC kartlarının olmadığına" dair ihtirazi kayıt düşmediği, ana kartları olmayan makinenin "hurda" niteliğinde olacağı, makineye yatırım yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, hurda olduğunu düşündüğü makineyi satmayıp kendi iş yerinde tutmasının makinenin faal olduğuna karine olduğu,haciz zaptında davalı şirket yetkilisinin davaya konu makineyi leasing şirketine para ödeyerek ... Ltd. Şti.'den aldığını" beyan ettiği, makinenin PLC kartlarının olmadığına ilişkin kendisinin ve avukatının beyanı olmadığı, makinenin yediemin olarak şirket yetkilisine teslim edilmesi, aynı dosyadan yapılan hacizde makinenin demonte vaziyette eksiksiz bir şekilde şirket yetkilisine teslim edildiğinin zapta geçirildiği, keşif sırasında makinenin PLC kartlarının  olmadığı görülmekle, PLC kartlarının üçüncü şahsa devrinden sonra üçüncü şahıs davalı Müflis şirketin makinenin bu kısımlarını elden çıkarmış olduğu kanaatiyle tasarrufa konu makinenin mevcut hali üzerinde alacaklıya cebri icra yapabilme yetkisi verilmesine karar verildiği- PLC kartlarının üçüncü şahıs tarafından başkasına elden çıkarılması nedeniyle İİK. m. 283/2 maddesi gereği, makinenin tasarruf tarihindeki faal değeri olan bedelden PLC kartları sökülmüş vaziyetteki değeri çıkarıldığında kalan miktar için, icra dosya alacaklarını geçmemek kaydıyla davalı Müflis şirket aleyhine tazminata karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu-
Şikayete konu edilen ihtiyati haciz kararının İİK'nın 281/2. maddesine göre verilmiş gerçekte ihtiyati tedbir niteliğinde bir karar olduğu, ayrıca ihtiyati hacizlerin tatbik edildiği ............ İcra Müdürlüğünün ............. E. sayılı takip dosyasında şikayet edilen ..................... Anonim Şirketi’nin borçlu sıfatının bulunmadığı görüldüğünden, kararın infazına ilişkin inceleme görevinin, tasarrufun iptali davasının yargılamasında görevli olan ve tedbir kararını veren ............... Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ait olduğu-
HMK'nın 145 inci maddesi gereğince tarafların kanunda belirtilen süreden sonra delil göstermesinin mümkün olmamasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği-
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasında, davacı alacaklı vekili, "borcun ödendiğini ve davalı taraf ile anlaştıklarını" belirttiğinden, mahkemece icra dayanağı takip dosyasındaki borcun ödenip ödenmediği tesbit edilerek, oluşacak sonuca göre ödenmiş olması hâlinde konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı-
Tasarrufun iptali davalarında dava değerinin dava konusu gayrimenkulün "tasarruf tarihindeki gerçek değeri" ile davanın dayanağı olan icra dosyasındaki "takip rakamından" hangisi daha az ise o rakam üzerinden belirleneceği- İstinaf/temyiz sınırının da bu bedellere göre tespit edileceği-
4. HD. 21.02.2024 T. E: 2021/20599, K: 1835
Haciz tutanaklarının İİK'nın 105 inci maddesi anlamında aciz belgesi niteliğinde olduğu- Yargılama sırasında takip konusu borcun ödenmiş olmasından ötürü davanın konusuz kaldığı, dolayısıyla karar verilmesine yer olmadığı-
Şikayete konu edilen ihtiyati haciz kararının İİK'nın 257. madde ve devamında düzenlenen haciz kararı olduğu, tedbir niteliği bulunmadığı, tazminat davasının konusunu oluşturan mala ilişkin olarak verilmeyip, mal kaçırılmasını önlemek amacıyla genel olarak verilen ihtiyati haciz kararı olduğu, bu haliyle somut uyuşmazlıkta İİK'nın 261/son maddesinin uygulanmasının gerektiği anlaşılmakla, şikayetin icraya konu haciz kararının infaz edildiği icra müdürlüğünün bağlı olduğu İcra Mahkemesince değerlendirilmesi gerekeceği-
Davacı tarafından davanın dayanağı olan bononun neye istinaden düzenlendiğinin somut delillerle ispat edilememiş olmasına, tanık beyanlarına göre davacı ve davalı borçlunun mevsimlik taşıyıcı olarak çalıştığının anlaşılmasına, davacı tarafından bu kadar yüksek meblağlı borç verecek maddi durumunun da bulunmamasına, dolayısıyla davacının alacağının gerçek olmamasına göre "davanın reddine" karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Davacı tarafından davalı borçlu kooperatifin ticaret sicilinden kaydının terkin edilmesine rağmen sicilin ihyası davası açılmadığının, davalı borçlu kooperatif ile tasarrufta bulunan davalı 3. kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı mevcut olduğunun, davalı borçlu kooperatifin davada taraf ehliyeti bulunmadığının anlaşılmış olmasına göre "davanın usulden reddine" ilişkin olarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-