Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava ön koşulu olup mahkemece re'sen araştırılması gerektiği- Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamayacağı-
TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemi istemine ilişkin davada; davacı talebinin taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik olduğu, ilk derece mahkemesinin 18/10/2022 tarih 2022/... Esas sayılı ara kararı ile davaya konu taşınmaz üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verildiğinin anlaşıldığı- Toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve dava değeri tam olarak tespit edildiğinde ilk derece mahkemesince her zaman teminat artırılıp veya azaltılabileceğine göre; ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu-
Muvazaa nedeniyle açılmış olan davalarda davalılar arasında gerçekleştiği ileri sürülen muvazaalı işlem, davacı yönünden haksız eylem niteliğinde olup davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise davalı, üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebileceği- Davacının İİK 277 ve devamı maddelerine göre davalılar arasında yapılan tasarrufun iptali isteğinde bulunduğuna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüm yeri 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesi olup ticaret mahkemesinin görev kapsamı dışında kaldığı-
Dosya içeriğine göre; davacının, davalı M.T'dan olan alacağının ve alacak miktarının belli olmadığı, yargılamayı gerektirdiği, İİK'nun 257. vd. maddelerinde belirtilen ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı, ilk derece mahkemesince itiraz üzerine verilen ihtiyati haczin kaldırılmasına dair kararın doğru olduğu-
Tasarrufun iptali davasının, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 24/07/2017 tarihinde açılmış olduğundan burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesi'nin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerektiği- 6335 sayılı Kanunu'nun 2. maddesi ile değişik, 6102 Sayılı TTK'nun 5. maddesi uyarınca, ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemeleri'nce görülerek karara bağlanacağı- Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri'yle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nunda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisi olduğu- Göreve ilişkin düzenlemelerin, 6100 sayılı HMK'nun 1. maddesi uyarınca, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re'sen inceleneceği- Tasarrufun iptali davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmekte olduğu-
İcra ve İflas Kanunu'nda, icra müdürünün görevleri ve yetkilerinin sayıldığı, "yatırılan paraların nemalandırılacağına" ilişkin İİK'nın 134. maddesindeki özel düzenleme dışında açık şekilde bir düzenlemeye yer verilmediği - İİK ve sair mevzuatta ' İcra Müdürlüğü'ne yatırılan paraların hangi durumlarda ve nasıl nemalandırılacağı' nın tahdidi olarak sayıldığı - Borçlu vekilince nemalandırılması talep edilen dosyada "teminat olarak yatırılan 3 aylık kira bedelinin, nemalandırılması kanunen gereken meblağlar arasına girmediği"-
Şikayetçi üçüncü kişinin tüm mal varlığı aleyhine verilmiş bir ihtiyati haciz kararı bulunmadığı- Şikayetçi üçüncü kişinin, iptal davası nedeniyle İİK 281/2 uyarınca dava konusu taşınmazları üzerinde tatbik edilen ihtiyati hacizlerin banka teminat mektubu karşılığında kaldırılması istemine ilişkin uyuşmazlıkta İİK'nın 266. maddesinin uygulanamayacağı-
TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemi istemine ilişkin davada; davacı talebinin taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik olduğu, "çoğun içinde az da vardır" kuralı gereği ihtiyati tedbir talebi içinde ihtiyati haciz talebi de olduğu ve İİK'nun 257 vd. maddeleri ile İİK'nun 281. maddesindeki şartların oluştuğu anlaşıldığından; davacının ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Dosya içeriğine göre; davacı talebinin taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik olduğu, ilk derece mahkemesinin ara kararı ile davaya konu taşınmaz üzerine 10.000,00 TL teminat karşılığı ihtiyati haciz konulmasına karar verildiği- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve dava değerinin tam olarak tespit edildiğinde ilk derece mahkemesince teminat her zaman artırılıp veya azaltılabileceğine göre; ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu-
TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkin dosya içeriğine göre; davacı talebinin taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik olduğu, ilk derece mahkemesinin 23/09/2022 tarih 2022/... Esas sayılı ara kararı ile davaya konu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine, ihtiyati haciz talebinin kabulü ile ihtiyati haciz konulmasına ve ihtiyati hacize itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı-