Tasarrufun iptali davasını açan alacaklıya karşı sonradan lehine ipotek tesis edilen alacaklılar ve haciz uygulayan alacaklıların iptal edilmiş tasarruf oranında davayı kazanmış alacaklıya karşı önceliği bulunmadığı-
Davacının, tasarrufun iptali davası ve bu dava sırasında konulan ihtiyati haczin infaz ve kesinleşme tarihlerinin sıra cetveli düzenlenirken dikkate alınmadığı ve alacaklarının hesaplanmasında hata edildiği noktasındaki itirazının davalı alacağının esas ve miktarına ilişkin olduğu, davanın inceleme yerinin icra mahkemesi olduğu-
Tasarrufun iptali davasının önkoşullarının “takip konusu alacağın, iptali istenen tasarruftan önce doğması”, “alacağın gerçek bir alacak olması”, “borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olması “ ve “borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesini bulunması” olduğu- Tasarrufun iptali davalarında davalı borçlu ile davacı arasındaki alacağın gerçek alacak olmadığının ileri sürülmesi halinde bu hususun araştırılması gerektiği, zira alacaklının gerçek bir alacağının bulunmadığı hallerde, tasarrufun iptali davasının dinlenmesine imkan bulunmadığı- Borçlunun, "takibe konu senedin sahte olarak alacaklı tarafından icra takibine konduğu" iddiası ile suç duyurusunda bulunduğu ve icra ceza mahkemesince alacaklı aleyhine mahkümiyet hükmü kurulduğu görüldüğünden, ceza dosyasının celbi ile davacı alacağının gerçek bir alacak olup olmadığı konusunda değerlendirme yapılması gerektiği-
Katkı payı davası sonucu hükmedilmesi muhtemel alacağın tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla adına kayıtlı aracı üçüncü kişiye satması nedeniyle TBK 19. muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptali istemine ilişkin davanın aile mahkemesinde değil, asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
Davalı alacaklı tarafından açılan karşı dava dilekçesinin yasal hasım olan davalı borçluya tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanması, davalı borçlunun dava konusu aracı ile birlikte başka araçlarını da dava dışı kişilere satması nedeniyle İİK'nin 280/son maddesinin söz konusu olduğu, davacı üçüncü kişi ile borçlu arasında alacaklıdan mal kaçırma amacıyla muvazaalı işlemler bulunduğu- Bozma sonrası yargılama sırasında borçlu şirketin iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, İİK. 193 uyarınca borçlu hakkındaki takiplerin düştüğü, istihkak davası ve buna bağlı olarak açılan tasarrufun iptali davasının konusuz kaldığı anlaşıldığından konusu kalmayan asıl ve karşı davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığı-
Borçlu şirketin iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, İİK. mad. 193 uyarınca borçlu hakkındaki takiplerin düştüğü, istihkak davası ve buna bağlı olarak açılan tasarrufun iptali davasının konusuz kaldığı gerekçesiyle konusu kalmayan asıl ve karşı davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin isabetli olduğu-
"Yasal hasım olan davalı borçluya tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanması, davalı borçlunun dava konusu aracı ile birlikte başka araçlarını da dava dışı kişilere satması nedeniyle İİK'nin 280/son maddesinin söz konusu olduğu, davacı üçüncü kişi ile borçlu arasında alacaklıdan mal kaçırma amacıyla muvazaalı işlemler bulunduğu" gerekçesiyle yapılan bozma sonrası yargılama sırasında borçlu şirketin iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşıldığından, İİK. mad. 193 uyarınca borçlu hakkındaki takiplerin düşeceği, istihkak davası ve buna karşılık olarak açılan tasarrufun iptali davasının konusuz kaldığı ve bu durumda asıl ve karşı davalar hakkında "karar verilmesine yer olmadığı" şeklinde karar verilmesi gerektiği-
İstihkak davasına karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasında verilen hükmün bozulması üzerine yapılan yargılama sırasında borçlu şirketin iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, İİK. mad. 193 uyarınca, borçlu hakkındaki takiplerin düştüğü, istihkak davası ve buna bağlı olarak açılan tasarrufun iptali davasının konusuz kaldığı anlaşıldığından, "konusu kalmayan asıl ve karşı davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davalı alacaklı tarafından istihkak davasına karşı açılan tasarrufun iptali davasının dilekçesinin yasal hasım olan davalı borçluya tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanması, davalı borçlunun dava konusu aracı ile birlikte başka araçlarını da dava dışı kişilere satması nedeniyle İİK'nin 280/son maddesinin söz konusu olduğu, davacı üçüncü kişi ile borçlu arasında alacaklıdan mal kaçırma amacıyla muvazaalı işlemler bulunduğu- Bozma sonrası yargılama sırasında borçlu şirketin iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, İİK. 193 uyarınca borçlu hakkındaki takiplerin düştüğü, istihkak davası ve buna bağlı olarak açılan tasarrufun iptali davasının konusuz kaldığı anlaşıldığından konusu kalmayan asıl ve karşı davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığı-