Davaların, İİK. 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali ile bu davanın dayanağını oluşturan takipteki aciz belgesinin geçersizliğine ilişkin açılmış iptal davası olduğu- Somut olayda birleşen dava aciz belgesinin iptali istemine ilişkin olup netice olarak icra memurunun bir işlemi için yapılan şikâyet olup bu davada, İİK'nin 4. maddesindeki İcra ve iflâs dairelerinin muamelelerine karşı yapılan şikâyetlerle itirazların incelenmesi icra tetkik mercii hâkimi yahut kanun gereğince bu görev kendisine verilmiş olan hâkim tarafından yapılır hükmü uyarınca icra tetkik merciinin görevli olduğu, bu durumda mahkemece davaların tefriki ile gerekli görülür ise aciz belgesine yönelik davanın beklenmesine karar verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi yerine her iki davanın birlikte görülmesinin isabetli olduğu-
İİK.nın 281/2 maddesi uyarınca iptale tabi tasarruflar hakkında ihtiyati haciz kararı verilebileceğinden, dava dilekçesinde her ne kadar ihtiyati tedbir talep edilmiş ise de hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan talebin, ihtiyati haciz talebi olarak nitelendirilmesi gerekeceği-
İİK.nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davalarında mahkemenin görevinin takip konusu alacak ile tasarrufa konu taşınmazın gerçek rayiç bedelinden hangisi az ise ona göre belirlenmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarında alacaklının ihtiyati haciz talebinde bulunma hakkına sahip olduğu- Alacaklı her ne kadar ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş ise de, hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan, bu talebin ihtiyati haciz talebi olarak değerlendirilmesi ve son malikin de davaya dahil edildiği nazara alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektirdiği-
Tasarrufun iptali davalarının ticari nitelikte olmadığı- Asliye ticaret ve asliye hukuk mahkemeleri arasındaki işbölümü ilişkisinin görev ilişkisine dönüşmüş olması da davaya ticari bir nitelik kazandırmayacağından, açılan davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarının mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp,şahsi nitelikte bir dava olduğu, görevli mahkemenin; "ticaret mahkemeleri" olmayıp, "asliye hukuk mahkemeleri" olduğu-
Davacının davasını özellikle BK.nun 18.maddesine dayalı olarak açtığı ve dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih etmiş olması karşısında, mahkemece davanın BK.nun 18. maddesindeki genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemi doğrultusunda değerlendirilmesi, tarafların iddia, savunma ve delillerinin bu yönde incelenip sonuçlandırılması gerekirken 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Tasarrufun iptali davalarında -uyuşmazlığın niteliği itibariyle- ticaret mahkemelerinin görevli olmadığı-
Üçüncü kişinin İİK'nun 96 vd. maddelerine dayalı açtığı istihkak davasına karşı alacaklının açtığı tasarrufun iptaline ilişkin dava dilekçesinde borçlu adına yer verilmiş; mahkeme de tasarrufun iptali dava dilekçesinin borçluya tebliği yönünde bir karar oluşturmakla birlikte borçluya herhangi bir tebligat yapmamış olduğundan borçlunun savunma ve adil yargılanma hakkını ihlal edilmiş olduğu-
Tasarrufun iptali davalarında,uygulanan ihtiyati haczin, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşeceği- Şikayetçi alacaklının borçlu aleyhine açtığı ve kabul ile sonuçlanan tasarrufun iptali davasının karar tarihinin, şikayet olunan alacaklının açtığı, tasarrufun iptali davasından önce olduğu anlaşıldığından, şikayetçi alacaklının hacizlerinin daha önce kesinleştiği, şikayetçi alacaklının, sıra cetvelinde ilk sırada yer alması gerektiği-