Yapılan devirlerin "alacaklıyı zarara uğratmak" kastıyla yapılıp yapılmadığı hususlarının araştırılması ve açılan tasarrufun iptali davasının kesinleşmesinin beklenmesi ile sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdiri gerektiği- Şikayetten vazgeçme halinde İİK.’nun 354. maddesi uyarınca ‘davanın düşürülmesine’ karar verilmesi yerine, ‘şikayet hakkının düşürülmesine’ karar verilemeyeceği-
Rayiç değeri 42.000 TL olan taşınmazın 180.000,00 TL'ye satın alınmasının, hayatın olağan akışına uygun olmadığı-
Takip dayanağı bonoların tanzim tarihi iptali istenen satıştan sonra olduğundan, borcun iptali istenen tasarruftan önce doğmasının dava ön koşulu olup, mahkemece re'sen araştırılacağı, dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamayacağı-
Tasarrufun iptali davalarında davacı tarafça ihtiyati tedbir talep edilse dahi davacının taşınmazın aynına ilişkin bir davası olmadığından ihtiyati tedbir talebinin, İİK'nun 281/2 maddesi uyarınca istenen ihtiyati haciz yönünden değerlendirilmesi gerekeceği-
İptale tabi tasarruflar için kanunun genel bir tanımlama yaparak, hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini, hakimin takdirine bırakmış olduğu- Bedel farkının tek başına dördüncü kişi yönünden iptal nedeni olamayacağı- Davalılar borçlu ile dördüncü kişi arasında akrabalık, arkadaşlık, ticari ilişki gibi borçlunun mal kaçırma kastını dördüncü kişinin bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunu gösterir bir yakınlık da ispat edilemediğinden, dördüncü kişi davalı hakkındaki tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesi gerektiği- Borçlu ile üçüncü  kişi arasında tasarruf öncesinde, "kiracılık ilişkisi" olduğu görüldüğünden, borçlu ile ticari ilişki içinde olan üçüncü kişinin borçlunun mal kaçırma kastını bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunun kabulü gerektiği- Satış yapılmadan 15 gün önce satış bedeline mahsuben borçluya para gönderen ve satış işlemlerinin devam ettiği sırada davalı borçlu ile rehin bedelinin ne şekilde taksim edileceği hususunda bir sözleşme de imzalamış olan üçüncü kişinin, borçlunun durumundan en azından satış öncesinde haberdar olduğu ve satış sonrasında borçlu şirkete bu taşınmazı kiraya verdiği görüldüğünden, üçüncü kişi yönünden iptal koşullarının oluştuğu-
Davalının taşınmazlarının kayınvalidesine devredilmesinin muvazaalı olduğu-
"Taraf teşkili" kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece kendiliğinden gözetileceğinden, aralarında "zorunlu dava arkadaşlığı" bulunan "borçlu" ya da "üçüncü kişi"nin açılan davada davalı olarak gösterilmemiş olması halinde, bu kişiye usulüne göre dava dilekçesi tebliğ edilip, kendisine savunma olanağı tanınmadan tasarrufun iptali davasının sonuçlandırılamayacağı–
01.07.2012 tarihinden itibaren açılan tasarrufun iptali davalarına görevli mahkeme olarak asliye hukuk mahkemesince bakılacağı-  İhtiyati haciz talebinin de görevli mahkemece değerlendirilmesi gerektiği-
Davalı borçludaki alacağının ticari ilişkiden kaynaklandığını ileri süren davacı alacaklının sunduğu bononun, bu ticari ilişki nedeniyle tazmin edilmiş olup olmadığının saptanması için ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği-
Suça konu tasarrufun iptali davasının sonucu beklenerek sanığın hukuki durumunun takdiri gerekeceği-