Katkı payı davası sonucu hükmedilmesi muhtemel alacağın tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla adına kayıtlı aracı üçüncü kişiye satması nedeniyle TBK 19. muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptali istemine ilişkin davanın aile mahkemesinde değil, asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
Davalı alacaklı tarafından açılan karşı dava dilekçesinin yasal hasım olan davalı borçluya tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanması, davalı borçlunun dava konusu aracı ile birlikte başka araçlarını da dava dışı kişilere satması nedeniyle İİK'nin 280/son maddesinin söz konusu olduğu, davacı üçüncü kişi ile borçlu arasında alacaklıdan mal kaçırma amacıyla muvazaalı işlemler bulunduğu- Bozma sonrası yargılama sırasında borçlu şirketin iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, İİK. 193 uyarınca borçlu hakkındaki takiplerin düştüğü, istihkak davası ve buna bağlı olarak açılan tasarrufun iptali davasının konusuz kaldığı anlaşıldığından konusu kalmayan asıl ve karşı davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığı-
Borçlu şirketin iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, İİK. mad. 193 uyarınca borçlu hakkındaki takiplerin düştüğü, istihkak davası ve buna bağlı olarak açılan tasarrufun iptali davasının konusuz kaldığı gerekçesiyle konusu kalmayan asıl ve karşı davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin isabetli olduğu-
İstihkak davasına karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasında verilen hükmün bozulması üzerine yapılan yargılama sırasında borçlu şirketin iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, İİK. mad. 193 uyarınca, borçlu hakkındaki takiplerin düştüğü, istihkak davası ve buna bağlı olarak açılan tasarrufun iptali davasının konusuz kaldığı anlaşıldığından, "konusu kalmayan asıl ve karşı davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesinin isabetli olduğu-
"Yasal hasım olan davalı borçluya tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanması, davalı borçlunun dava konusu aracı ile birlikte başka araçlarını da dava dışı kişilere satması nedeniyle İİK'nin 280/son maddesinin söz konusu olduğu, davacı üçüncü kişi ile borçlu arasında alacaklıdan mal kaçırma amacıyla muvazaalı işlemler bulunduğu" gerekçesiyle yapılan bozma sonrası yargılama sırasında borçlu şirketin iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşıldığından, İİK. mad. 193 uyarınca borçlu hakkındaki takiplerin düşeceği, istihkak davası ve buna karşılık olarak açılan tasarrufun iptali davasının konusuz kaldığı ve bu durumda asıl ve karşı davalar hakkında "karar verilmesine yer olmadığı" şeklinde karar verilmesi gerektiği-
Davalı alacaklı tarafından istihkak davasına karşı açılan tasarrufun iptali davasının dilekçesinin yasal hasım olan davalı borçluya tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanması, davalı borçlunun dava konusu aracı ile birlikte başka araçlarını da dava dışı kişilere satması nedeniyle İİK'nin 280/son maddesinin söz konusu olduğu, davacı üçüncü kişi ile borçlu arasında alacaklıdan mal kaçırma amacıyla muvazaalı işlemler bulunduğu- Bozma sonrası yargılama sırasında borçlu şirketin iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, İİK. 193 uyarınca borçlu hakkındaki takiplerin düştüğü, istihkak davası ve buna bağlı olarak açılan tasarrufun iptali davasının konusuz kaldığı anlaşıldığından konusu kalmayan asıl ve karşı davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığı-
Mahkemece dava “sözleşmeye dayalı olarak tapu iptali ve tescil olmazsa verilen bedelin tahsili davası" olarak nitelendirilmiş ve mahkemenin kabul ettiği davanın nitelendirmesi ve yazılı gerekçe karşısında davacının ıslah isteği ile ileri sürmüş bulunduğu tasarrufun iptali talebi bakımından yöntemine uygun bir hüküm kurulduğundan söz etme imkanı bulunmadığından; davacının ıslah dilekçesi ile ileri sürdüğü İİK. mad. 280/1 ve 3 uyarınca davalılar arasındaki tapudaki satış işleminin iptali talebi ile ilgili olarak taraf delillerini toplanarak karar verilmesi gerektiği-
Davalı üçüncü kişi, vefat eden borçlulardan birinin gelininin kardeşi olduğundan, İİK. mad. 278/III-1 uyarınca bağışlama sayılan tasarrufun iptali gerekeceği- İcra dosya numarası belirtilmeden infazda tereddüt yaratacak şekilde yalnızca tasarrufun iptaline dair hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Davalı borçlunun, diğer borçlu davalının yanında ücretli olarak çalışan bir kişi olduğu, dava konusu taşınmazı satın alabilecek maddi durumunun bulunmadığı, taşınmazın davalı borçlunun talimatı doğrultusunda davalı üçüncü kişiye sattığı, üçüncü kişi olan davalının borçlu davalılar aleyhine icra takibi yaptığı, dolayısıyla tasarruf tarihinden öncesine ait ticari ilişkilerinin olduğu, taşınmaz üzerinde bulunan ipotek bedelinin de tamamen ödenip ödenmediği yeterince araştırılmadığı anlaşıldığında, mahkemece borçlu davalılar arasındaki ilişkinin araştırılması, üçüncü kişi davalının borçlu davalılar aleyhine yaptığı icra takipleri göz önüne alınarak aralarında daha önce başlayan ticari ilişki olup olmadığı ve bu nedenle borçluların mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olup olamayacağının karar yerinde tartışılması ve bu konuda İİK. mad. 280’in uygulama yeri olup olmadığının tartışılması, ayrıca taşınmaz üzerinde bulunan ipotek bedelinin kim tarafından ödendiğinin araştırılarak ipotek bedelinin davalı üçüncü kişi tarafından ödenmediğinin anlaşılması halinde satış bedeline eklenmemesi gerektiğinin düşünülmesi, taşınmaz davalı üçüncü kişi tarafından alacağına karşılık alınmış ise İİK. mad. 279/2’nin uygulama yeri olup olmadığının tartışılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-