Davacı üçüncü kişi şirket ile davalı borçlular arasında organik ve hukuki bağ olduğu, davacı tarafından sunulan faturaların isteyen kişi adına her zaman düzenlenecek belgelerden olması nedeniyle mülkiyetin kabulü için yeterli olmayacağı, başka güçlü kanıtlarla desteklenmeyen vergi kaydı, ticaret sicil kayıtlarının alacaklı yararına olan yasal karinenin aksini ispata yeterli olamayacağı, dava konusu mahcuzların ortalama her şirkette bulunması muhtemel ofis malzemeleri olup ayrıtedici özelliğe sahip olmaması, (B.sayar, notbook, fotokobi) hükme esas alınan bilirkişi raporunun sadece davacının ticari defterleri üzerinden düzenlenmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
İstihkak davasında, davacı şirketin kapanış tasdiki olmayan, usule uygun tutulmamış ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kullanılmasına yasaca imkân bulunmayıp, davacı 3. kişi dava konusu mahcuzları borçludan satın aldığını ileri sürmüş olup, borcun doğumundan önceki tarihi taşıyan fatura sunduğu, ticari hayatta çeklerin vadeli olarak düzenlenmesi sıklıkla karşılaşılan bir durum olup takibin dayanağı ve borcun kaynağı olan çeklerin fatura tarihinden önce düzenlendiğinden kesin olarak söz etmek ve herkes adına her zaman düzenlenmesi mümkün faturalarla mülkiyet karinesinin aksinin ispatlandığını kabul etmen,n mümkün olmadığı- Davacı tarafından borçludan 177 000 TL ye alındığı ileri sürülen dava konusu mahcuzun 2 yıl boyunca borçlu tarafta bırakılması ve kira bedelinin ödendiğinin dahi ileri sürülmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğundan istihkak davasının reddi gerektiği-
Davacı şirket ortakları ile borçlu arasındaki yakın akrabalık bağı ve ödeme emrine ilişkin tebligatın iade edilmemesi hususları tek başına muvazaayı göstermediğinden, bu hususun davanın reddi için de yeterli olmadığı, bu sebeplerle; üçüncü kişi davacının davasını kanıtladığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Davalı borçlu şirketin iflas ertelenmesi istemiyle açtığı dava reddedilmişse de, tedbirlerin karar kesinleşinceye kadar devamına hükmedilmesi karşısında, istihkak davasına bakan mahkemece bu davanın aşamasının belirlenerek, dayanak takibin durması veya düşmesi ihtimallerinin bu davaya etkisinin değerlendirilmesi gerektiği-
Borcun doğumundan sonra borçlu şirketten doğrudan devir olmayacak şekilde, dava dışı sadece göstermelik olarak kurulduğu anlaşılan şirketten devir alınmış gibi yapılan işlemlerin alacaklılardan mal kaçırma amacına yönelik olduğu ve alacaklının haklarını etkilemeyeceği-
Üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında, dava konusu haciz vefat eden hakkında yapılmış olup, mirasçılarının tamamı mirası kayıtsız ve şartsız reddettiğinden, mahkemece, iki mirasçı hakkındaki davayı taraf sıfatı yokluğundan reddedilmesi ve davanın açılmasına neden olmadıkları için de yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerekeceği-
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7. maddesine göre, görevsizlik, yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce karar verilmesi durumunda, tarifede yazılı ücretin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonraki aşamada ise tamamına hükmolunacağı, hükmolunacak vekalet ücreti ikinci kısmın ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemeyeceği, tarife hükümlerine göre, İcra Mahkemeleri'nde takip edilen dava ve duruşmalı işler için belirlenen vekalet ücreti anılan tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre miktarın maktu şekilde belirlenmesi gerektiği, bu hususlar dikkate alınmadan davalı taraf yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu-
İcra mahkemesi tarafından takibin iptaline dair verilen karar hükümden önce kesinleşmesi ile haciz de ortadan kalkmış olduğundan mahkemece, konusuz kalan istihkak davasında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilerek yargılama giderleri ve maktu karar ve ilam harcı ile mahcuzların değeri üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesi gerekeceği-
Hacizde hazır bulunan üçüncü kişi şirket yetkilisinin şirket lehine istihkak iddiasında bulunması ile İİK. mad. 96/3'de yer alan 7 günlük yasal sürenin kesilmiş olduğu- Mahkemece, icra mahkemesinin takibin devamı kararının üçüncü kişiye tebliğ edilip edilmediğini araştırılması ve tebliğden itibaren 7 gün içinde dava açılmamışsa süre aşımından davanın reddedilmesi; açılmışsa tarafların delilleri toplanarak İİK. mad. 97/a'da yer alan mülkiyet karinesinin kimin yararına olduğunun tayini ile bir karar verilmesi gerektiği-
İstihkak davasının yargılaması devam ederken, dava konusu borç ödenmiş olduğu ve davanın konusu kalmadığından yargılama giderleri ile maktu karar ve ilam harcının ve nispi vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesi gerekeceği-