Dava dilekçesine ekli kira sözleşmesine göre, davacının bir yıl süreli kira sözleşmesi ile borçlu şirkete ait on adet zeytin kuyusunu kiraladığı görüldüğünden, borçlu şirkete ait ticari defterler üzerinde araştırma yapılarak davacı ile borçlu arasındaki kira ilişkisinin gerçek bir kira ilişkisi olup olmadığı, kira bedeli ödemelerinin defter kayıtlarında yer alıp almadığı, incelenen defterlerin açılış ve kapanış tasdikinin yapılıp yapılmadığı, defterlerin usule uygun tutulup tutulmadığı, sahibi lehine delil vasfı taşıyıp taşımadığı hususları da nazara alınarak araştırılması; bu araştırma sonucu elde edilecek bilgi ve belgelerin dosyada bulunan diğer deliller ile birlikte değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, dava açıldığı tarihte İİK'nun 96/1. maddesi uyarınca 3. kişi tarafından öne sürülmüş geçerli bir istihkak iddiası bulunmakla birlikte davalı 3. kişinin mahcuzun kendisine ait olmadığına ilişkin beyanının istihkak iddiasından vazgeçme anlamına geldiği nazara alınarak konusu kalmayan dava hakkında karar vermeye yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği- İİK'nin 8. maddesi uyarınca aksi ispat edilene kadar muteber olan dava konusu 03.06.2014 tarihli haciz tutanağına göre; davalı 3. kişinin haciz esnasında hazır olduğu, tutanak içeriğinde bir beyanı yer almamakla birlikte, tutanağı hazirun sıfatıyla imzaladığı, hal böyle olunca davalı 3. kişi dava konusu hacizden 03.06.2014 tarihinde haberdar olduğu halde, 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 13.06.2014 tarihinde istihkak iddiasında bulunduğu anlaşılmakla, alacaklı tarafça bu davalıya karşı İİK'nun 99. maddesi uyarınca, doğrudan açılan davanın süresinde yapılmış geçerli istihkak iddiası bulunmadığından reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece davacı şirket ortağının borçlunun eşi olduğu kabul edilerek taraflar arasında organik bağ bulunduğu değerlendirilmiş ise de dosya kapsamındaki nüfus kayıt bilgilerinden şirket ortağının borçlunun eşi olmadığı anlaşıldığından, mahkemece üçüncü kişi şirket ortağının vukuatlı nüfus kayıt tablosu getirtilerek borçluyla bağının gerçeğe uygun bir şekilde ortaya konulması gerektiği düşünülerek ve dosya kapsamındaki diğer bilgi ve belgeler de dikkate alınarak uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu 29.06.2010 tarihli hacizlerin konulduğu tarih itibariyle yürürlükte bulunan İİK’nin 106.-110. maddelerine göre, alacaklı haczolunan mal taşınır ise haczinden itibaren 1 yıl içinde satılmasını isteyebileceği- İİK 110. maddesine göre de bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmezse o mal üzerindeki haczin kalkacağı-. Buna göre, dava konusu mahcuzlar üzerindeki 29.06.2010 tarihli hacizlerin dava tarihi olan 26.6.2012 tarihi itibariyle düştüğü göz önüne alınarak, istihkak davasının ön koşul yokluğundan reddi gerekirken yazılı şekilde istihkak davasının kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
İstihkak davalarında geçerli bir haczin bulunmasının dava şartı olup, hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekeceği-
Üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkin davada, Davacı taraf, matbaacılık sektöründe tanınan "Megaform" markasının borçlu şirketten kiralanması dışında boçlu ile ilişkisi olmadığını iddia etmekte ise de, 3.kişi ile arasında borcun doğumundan sonra hatta dayanak takip tarihinden 2 gün önce 20.1.2013 tarihinde yapılan marka lisans sözleşmesinin adi yazılı yapılmış olduğu, "Megaform" markasının kullanım hakkının 10 yıllığına aylık 500,00 TL gibi düşük bir ücret karşılığında 3.kişiye verildiği, anılan sözleşme bedelinin peşin alındığına dair düzenlenen adi yazılı belgeye dayanıldığı, 3.kişinin borcun doğumundan sonra haciz adresinde faaliyete başladığı, davacı 3.kişi tarafından sunulan faturalar borcun doğumundan sonraya ait olduğu gibi hacze konu makineye ilişkin faturanın olmadığı, bilgisayarlara ilişkin sunulan faturanın ayırt edici özelliğinin bulunmadığı, sayı olarak uyumlu olmadığı, borçlu ile 3.kişi şirketin faaliyet alanının aynı olması bir arada düşünüldüğünde davacı 3. kişi şirket ile borçlu arasında, alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik danışıklı işlemler yapıldığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Davaya konu haciz işlemi sırasında davacı 3. kişinin, borçlu şirketten isim hakkıyla birlikte malları satın aldığını ifade etmiş olup, hazır bulunan çalışan da “Biz burayı devraldık” şeklinde beyanda bulunduğu, bu durumda, devredilen işletmede haciz yapılabilmesinin, devrin muvaazalı olduğunun iddia ve ispat edilmesine bağlı olduğu, muvazaa iddiasının bulunmaması halinde alacaklının, tasarrufun iptali davası açarak alacağına kavuşma imkanı bulunduğu gibi, TBK ve TTK hükümlerine göre açılacak davalarda da devri yargılama konusu yapabileceği-
Borçlu ile 3. kişi şirketin faaliyet alanının aynı olduğu, buna göre, İİK'nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği-
Haciz adresinde şube olarak faaliyet gösterdikten sonra, faaliyetine son veren, ortakları ve faaliyet alanları arasında benzerlik bulunan şirketin,dava dışı bir şirket olduğu ve bu durumda mülkiyet karinesi davacı 3. kişi lehine olduğu, davanın 3. kişi tarafından açılması ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı- Davacı 3.kişi şirket ortakları ile borçlu şirket ortakları arasında benzerlik olması tek başına karinenin aksini ispat için yeterli olmadığı-
Dava dışı A.Ş.ye ait tersanede, borçlu şirket ile davadışı şirket arasında imzalanan kira sözleşmesine istinaden borçlu şirket tarafından kullanılan yerde yapılmışsa da, borçlu ile 3.kişi şirketler arasında ortaklar ve faaliyet adresleri arasında benzerlik olmadığı ve davacı 3. kişinin mülkiyet karinesinin karinenin aksini ispat etmek için, borçlu şirketin 13.11.2007 tarihili yatırım teşvik belgesi kapsamında tersanede yapılmakta olan yeni yatırım LPG tankerinin o ana kadar yapılmış ve henüz monte edilmemiş yerli ve yabancı makine ve ekipmanları ile birlikte davacı 3.kişiye, borcun doğumundan önce devredilmesine karar verildiğine ilişkin, Noterde düzenlenmiş karar tutanağını sunduğu ve Başbakanlık Hazine Müsteşarlığının borcun doğum tarihinden önce davacı 3. kişi şirket tarafından devralınacağı belirtilen geminin teşvik belgesi kapsamında tüm hak ve yükümlülükleri ile devrinin, unvan değişikliği yapılmak sureti ile uygun görüldüğünün bildirildiğine ilişkin yazı cevabı ve ekinde makine teçhizat listesi sunulduğu, ve 22.6.2009 tarihinde noter satış senedi ile dava konusu LPG tanker gemisinin borçlu tarafından 3. kişiye satıldığı anlaşıldığından, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığının davacı 3. kişiye yönelttiği yazının ekindeki makine teçhizat listesinde ayırdedici özelliği belirtilmemekle birlikte jenaratöre yer verildiği, listede yer alan jenaratörün hacze konu jenaratör olmadığı" dosyadan anlaşılmadığından, üçüncü kişinin açtığı istihkak iddiasına ilişkin davanın kabulü gerektiği-