Haczin yapıldığı yerin ödeme emrinin tebliğ adresinden farklı bir adres olması, haciz sırasında bulunan evrakların güncel olmaması, davacı ile borçlu arasındaki ticari ilişkinin düşük hacimli olması, bu bakımdan aralarında sıkı bir bağlantının olmadığının hatta bulunan bu belgelerin anılan ticari ilişkilerden kaynaklandığının kabulünün gerektiği, mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, mülkiyet karinesinin aksinin alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekirken, alacaklının dayandığı delillerin mülkiyet karinesinin aksini ispat için yeterli olmadığı-
Mahcuzların dava dışı bir kişiye, istihkak iddiacısına veya dosya alacaklısına satılması halinde de davanın bedele dönüşeceği-
Davacının İİK'nun 96/1. maddesinde yazılı haklardan herhangi birine dayanmadığı, daha önce satıp zilyetliğini de devrettiği ve artık mülkiyet ilişkisinin kalmadığı malların mülkiyetinin davalı borçluya ait olmadığının tespitini istediği, bu durumda, davacı 3.kişinin davacı sıfatı (aktif husumet ehliyeti) olmadığından davanın reddi gerekirken, davanın esasına girilerek davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, bu doğrultuda, davalı alacaklı yararına da Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7/2. maddesi gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdir edilmesinin doğru olmadığı-
Hacizde hazır bulunan üçüncü kişinin istihkak iddiasında bulunmadığı, haciz sırasında, işe başlama bırakma bildirimleri ile yoklama fişinin sunulması bir istihkak iddiası olarak nitelendirilebilir ise de bu belgeleri sunan muhasebecinin üçüncü kişi adına istihkak iddiası ileri sürme yetkisi bulunmadığından, usulüne uygun bir istihkak iddiasının varlığından söz edilemeyeceği, kaldı ki, haciz sırasında hazır bulunan ve istihkak iddiasında bulunmayan 3.kişi, hacizden itibaren İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde istihkak davası da açmadığından, mahkemece, davanın 6100 sayılı HMK’nun 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddi ile davalı alacaklı yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken, davanın esastan reddi ile davalı yararına nispi vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğu-
İcra dosyasında taraf olmayan 3. kişinin dosyadaki haczin kaldırılmasını şikayet yoluyla isteyemeyeceği, bu konuda aktif dava ehliyetinin olmadığı ancak 3. kişinin istihkak iddiası ve prosedürüne göre haczin kaldırılmasını isteyebileceği, bununla birlikte, 3. kişinin İİK'nun 96, 97. maddelerinin uygulanmasına yönelik şikayet başvurusunda bulunma hakkının olduğu, ne var ki; dava dosyası ekinde gönderilen ............İcra Müdürlüğü'nün ........ sayılı takip dosyasının incelenmesinden, alacaklı vekilinin iş bu dava açılmadan önce İcra Müdürlüğü'ne vermiş olduğu dilekçeyle takipten feragat ettiği, dosyanın işlemden kaldırılmasını talep ettiği, İcra Müdürlüğü'nce aynı gün talep gibi işlem yapılmasına karar verildiği anlaşıldığından, mahcuzlar üzerindeki haczin kendiliğinden kalktığı, mahkemece, açıklanan nedenlerle 3. kişinin şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Hacizli malların değeri, davaya dayanak teşkil eden takibe konu toplam alacak miktarından fazla olduğundan, avukatlık ücretinin takibe konu toplam alacak miktarı üzerinden hesap edilmesi gerekirken, davalı taraf yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı, ne var ki belirtilen bu yanlışlığın giderilmesinin yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte olmadığı-
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma karar vermeye yeterli olmadığından; öncelikle davacı 3. kişi şirketin ticaret siciline kayıtlı adresleri de dahil şirketle ilgili tutulan tüm ticaret sicil kayıtları celbedildikten sonra akabinde, davacı vekilinin dava dilekçesinde delil olarak ileri sürdüğü faturaların dip koçanları ile davacı 3. kişinin ve borçlunun tutması zorunlu ticari defterlerin getirtilerek alanında ehil bilirkişiye inceleme yaptırılmak sureti ile haczedilen vincin davacının dayandığı faturalarda belirtilen vinç olup olmadığı, bu faturanın davacının ticari defterlerine işlenip işlenmediği, işlenmişse bu defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı hususlarının açıklığa kavuşturulması, bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dosyada bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı 3. kişi vekilince dilekçelerin teatisi aşamasında ibraz edilen dilekçe ile takip dosyasına konu borcun ödendiği, ödeme nedeniyle icra dosyasının kapatıldığı öne sürülerek konusuz kalan davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği, bu beyanın ödemeye ilişkin bir vakıa açıklaması olup, davadan veya talepten feragat niteliğinde olmadığı, mahkemece takip dosyası getirtilerek iddia edildiği şekilde ödemenin yapıldığının, dosyanın infaz edildiğinin dolayısıyla haczin de kalktığının tespiti halinde dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekeceği-
Davacı 3. kişi ile borçlu arasında danışıklı işlem olduğu davalı alacaklı tarafından iddia edildiğinden, öncelikle borçlu ve 3.kişi şirket bünyesinde hacizden itibaren geriye doğru çalışanların tamamının listesini gösterir SGK kayıtlarının getirtilmesi, dava konusu haciz adresinde haciz tarihinden itibaren geriye doğru kimlerin hangi tarihler arasında faaliyet gösterdiğinin ve borçlu şirketin ticaret sicil adresinde halihazırda faaliyet gösterip göstermediğinin kolluk marifetiyle araştırılması, Vergi Dairesi'ndeki kayıtlar üzerinden haciz adresinde, haciz tarihinden itibaren geriye doğru kimlerin faaliyet gösterdiği ve borçlunun haciz yapılan adresten ayrıldıktan sonra başka bir adreste faaliyetine devam edip etmediğinin araştırılması, ayrıca davacı vekilinin dava dilekçesinde delil olarak ileri sürdüğü faturaların dip koçanları ile borçlunun tutması zorunlu ticari defterlerinin getirtilerek faturaların borçlunun ticari defterlerine işlenip işlenmediği, işlenmişse bu defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı hususlarının yapılan ödemeler de dikkate alınarak açıklığa kavuşturulması için ek bilirkişi raporu alınması, öte yandan davalı alacaklı tarafça, davacı 3.kişi ile borçlu şirket ortakları arasında akrabalık ilişkisi olduğu iddia edildiğine göre davalı 3.kişi ile borçlu şirket ortaklarının nüfus kayıt örnekleri getirtilerek davalı alacaklının iddiasının gerçekliğinin incelenmesi ve toplanacak delillerin sonucuna göre muvazaanın bulunup bulunmadığını tayin etmek sureti ile bir karar verilmesi gerektiği-
Davacı, borçlunun üçüncü kişideki alacağını temlik almasına rağmen üçüncü kişinin ödemeyi icra dosyasına yapması sonucu düzenlenen sıra cetvelinin iptalini istemiş olup, davanın, hukuki mahiyeti itibariyle İİK m. 96 anlamında hacizde istihkak istemine ilişkin olduğu, hacizde istihkak davalarında görevli mahkemenin, icra hukuk mahkemesi olduğu-