Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddianın, geçerli bir istihkak iddiası sayılmayacağı- Dava konusu haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan kişinin üçüncü kişi şirkete bağlı alt taşeron şirketin çalışanı olduğu, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı anlaşıldığından ve davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmadığından, davacı alacaklının İİK. mad. 99 uyarınca istihkak davası açmakta hukuki yararı olmadığı ve bu durumda davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği- Dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi halinde davalı yararına da Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7/2. maddesi gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerektiği-
Mahkemece, öncelikle üçüncü kişi Banka'dan, davalı borçlu ile Banka arasında imzalanan sözleşmelere ilişkin ödeme planının ve varsa tahsilât makbuzlarının getirtilip, haciz tarihi itibariyle, Banka'ya olan borcun varlığını koruyup korumadığı, borç var ise ne kadar olduğu, Banka'nın herhangi bir riskinin olup olmadığı, varsa miktarının belirlenmesi, kredi sözleşmeleri gereğince başka teminatlar alınıp alınmadığı, teminatlar alınmışsa, taminatların Banka'nın varsa riskini karşılamaya yeterli olup olmadığı konusunda dosyadaki diğer deliller gözetilerek, Banka hesap işleri konusunda uzman bilirkişi heyetinden ayrıntılı rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece 20.10.2015 tarihli oturumda davacı vekilince belgelenmeyen mazeretin reddine karar verilerek HMK'nin 150/1 maddesi uyarınca dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı vekilince 23.10.2015 tarihinde UYAP sistemi üzerinden elektronik imzalı olarak davanın yenilenmesi talebine ilişkin dilekçe gönderildiği, bu durumda mahkemece davacı vekilince HMK.'nun 150. maddesi gereğince süresinde yenilenen davanın esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davalı alacaklı tarafından temyize konu olayda davacı 3. kişi ile borçlu arasında danışıklı işlem olduğunun iddia edildiği, borçlu ile davacı üçüncü kişinin SGK kayıtları, bu kayıtlar üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi, devre konu otelin demirbaşlarına ait faturalar ve tanık beyanlarına dayanıldığı, bu durumda mahkemece alacaklı tarafından muvazaa iddiasının ispatı için dayanılan tüm deliller toplanarak muvazaa iddiasının değerlendirilmesi gerekeceği-
İlk Derece Mahkemesi kararının teminat yönünden istinaf edildiği bildirildiğine göre istinaf sebeplerinin açıklanmadığından söz edilemeyeceği-
Tanık beyanlarının istihkak davalarında güçlü delil olmadığı-
Mahkemece, üçüncü kişi şirket ile borçlu kooperatif arasında akdedilen sözleşmenin eklerinin (hak ediş raporları, hak ediş faturaları, şartname vs.) celbinden sonra, dosyanın inşaat mühendisi, mali müşavir ve eser sözleşmelerinde uzman bilirkişilerden oluşacak bilirkişi kuruluna tevdii ile yapılan işin geldiği aşamanın (hak ediş raporları ve ödenen hak ediş bedeli göz önünde bulundurularak) saptanması, borçlu kooperatif ile üçüncü kişi şirketin ticari defterleri de incelenmek sureti ile taraflar arasında imzalanan sözleşmenin özellikle bedel ödemesi, malzeme temini ile ilgili yedinci ve sekizinci maddelerinin birlikte değerlendirilmesi, hak ediş raporu ile hak ediş faturasının mahcuzlara ilişkin olup olmadığı, hak ediş faturasının tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, fatura bedellerinin ödenip ödemediği, bu ödemenin ticari defter kayıtlarında yer alıp almadığı, netice olarak haciz tarihi itibarıyla dava konusu menkullerin mülkiyetinin hak ediş kapsamında borçlu kooperatife geçmiş sayılıp sayılmayacağı noktasında bilirkişi raporu düzenlettirilmesi, bu doğrultuda elde edilen bilgilerin, dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Somut olayda, davalı borçlu ve davalı üçüncü kişinin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi vasıtası ile inceleme yapılarak, borçlunun malvarlığının borçlarını karşılamaya yeterli olup olmadığı, üçüncü kişi ile borçlu şirketin aralarındaki ticari ilişkinin ne zaman başladığı, tasarruf tarihi itibariyle borçlu şirketin üçüncü kişi şirketten alacaklı olup olmadığı, borçlu şirket ile üçüncü kişi şirket arasında yapılan tasarrufun ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını teşkil edip etmediği noktasında incelenen defterlerin açılış ve kapanış tasdikinin yapılıp yapılmadığı, defterlerin usule uygun tutulup tutulmadığı, sahibi lehine delil vasfı taşıyıp taşımadığı hususlarını da içerir bilirkişi raporu düzenlettirilmesi, bu doğrultuda elde edilen bilgilerin, dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Borçlu şirket hakkında verilen iflas kararının, istihkak iddiası hakkında verilen karardan sonra kesinleştiği, bu durumda, mahkemece, adı geçen borçlu şirket yönünden, İİK'nin 193/2 maddesi uyarınca takibin düştüğü ve hacizlerin kalktığı, dolayısıyla dava konusuz kaldığından, istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek yargılama giderleri ile maktu karar ve ilam harcı ile nispi vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesi için hükmün bozulmasına karar vermek gerektiği-
İstihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılmasının mümkün olduğu, basit yargılama usulüne uygun yürütülen taşınır mala ilişkin istihkak davalarında yasaca kesin yetki kuralı öngörülmediğinden yetki itirazının ancak ilk itiraz olarak ileri sürülebileceği-