Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmezse o mal üzerindeki haczin kalkacağı, buna göre, dava konusu haczin dava tarihi itibariyle düştüğü göz önüne alınarak, istihkak davasının ön koşul yokluğundan reddi gerekirken yazılı şekilde istihkak davasının süreden ve esastan reddine karar verilmesi doğru değil ise de, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Önceden aynı yerde yapılan haciz sahasında hazır bulunan çalışan haciz alanının borçluya ait olduğunu beyan etmiş ve davaya konu haciz sırasında borçlu şirkete ait baret ve bilgisayar kayıtlarında birkaç evrak bulunmuş ise de; davalı 3. kişi şirket ile Sağlık Bakanlığı arasında yapılan Devlet Hastanesi Yapım İşi Sözleşmesine istinaden 3. kişinin şantiyesinde ve 3. kişi şirket yetkilisi huzurunda yapıldığı hacizde, borçlunun davalı 3. kişinin taşeronu olarak haciz mahallinde bir süre çalışmış olması ve noterde düzenlenen sözleşme ile borçlu ile yapılan sözleşmenin feshedilmesi karşısında mahcuzların borçlu elinde bulunmayıp haciz sırasında üzerinde mülkiyet iddia eden 3. şahıs elinde olduğunun kabulü gerekeceği-
İİK. mad. 363/1 uyarınca icra hukuk mahkemelerince verilecek kararların temyiz süresi tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 10 gün olduğu-  Hükme ilişkin tüm hususlar gerekçesi ile birlikte tefhim ile açıklanmazsa, temyiz süresinin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlayacağı- "Borçlu şirketin haciz adresinde kurulduğu, iki kurucu ortağın borcun doğum tarihinden önce hisselerini devrederek borçlu şirket ortaklığından ayrıldıkları, 3. kişi şirketin ise borcun doğum tarihinden sonra haciz adresinde kurulduğu, her iki şirketin faaliyet alanlarının aynı olduğu, borçlu şirketin borcun doğum tarihinden sonra haciz adresinden taşındığı, buna göre her iki şirketin belli bir süre haciz adresinde birlikte faaliyet gösterdikleri, dava konusu haciz esnasında yapılan evrak araştırmasında borçlu şirket adına başka bir takip dosyasına ilişkin haciz tutanağı ve kartvizitler bulunduğu, vergi yoklama fişlerine göre her iki şirketin aynı telefon numaralarını kullandıkları, yoklama fişinde haciz adresi iş yerinin asıl kiracısının borçlu şirket olduğunun, 3. kişi şirketin faaliyet göstereceği alanın ise borçlu şirketten kiralandığının, 2011 yılı 2. ayından itibaren ise tamamen 3. kişi şirketin faaliyet göstereceğinin, ... tarihli 3. kişi şirketin muhasebe sorumlusunun imzasını taşıyan yoklama fişinde ise, iş yerinin borçlu şirketten kiralandığının, 3. kişi şirketin borçlu şirketin bir alt kolu olarak faaliyet gösterdiğinin, çalışan işçilerin borçlu şirket tarafından sigortalı olduğunun, 3. kişi şirketin beyanda bulunan muhasebe sorumlusu dışında sigortalı işçisinin olmadığının, borçlu şirketin haciz adresinin 30 m2'lik kısmında faaliyetine devam ettiğinin beyan edildiği, ... tarihli yoklama fişinde beyanı bulunan muhasebe sorumlusunun tanık olarak dinlendiği, tanığın '3. kişi şirketin borçlu şirket ile aynı işçiler, aynı makineler ve aynı işe devam ettiğini' beyan ettiği" ve bu kapsamda İİK. mad. 97/a uyarınca, mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip davacı 3.kişinin, karinenin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığı; istihkak iddiasının, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulü gerektiği-
İstihkak iddiasına konu aracın trafiğe ilk kayıt edildiği tarihten itibaren tüm devir ve intikallerini gösterir biçimde trafik tescil kayıtlarının ve tesciline esas belgelerin bağlı bulunduğu Trafik Tescil Şube Müdürlüğü'nden getirilmesi, ithal edilip edilmediğinin tespiti ile ithal edilmiş ise buna ilişkin gümrük kayıtlarının, ithal edilmemişse satımına ilişkin ana bayi-alt bayi belgelerinin (fatura vs),üretim tarihinden davacı 3. kişi eline geçtiği tarihe kadarki tüm belgelerin getirilmesi gerektiği-
Tüzel kişilerde geçerli bir istihkak iddiasının tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca ileri sürülebileceği-
Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddianın, geçerli bir istihkak iddiası sayılmayacağı- Haciz sırasında 3. kişinin yararına, kardeşinin istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı- Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmadığından, davacı alacaklının İİK. mad. 99 uyarınca istihkak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı- Kamu düzenine ilişkin olan husumet ehliyetinin yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği- Dava dilekçesinde davalı 3. kişi olarak gösterilen ve haciz esnasında hazır bulunan kişinin "...burası ağabeyim  ... adına faaliyet gösteren firmadır.." şeklinde beyanda bulunarak buna ilişkin vergi kaydını ibraz ettiği ve ağabeyi lehine istihkak iddiasında bulunduğunu, kendi lehine istihkak iddiasında bulunmadığı, mahcuzların ağabeyine ait olduğunu beyan ettiği anlaşıldığından, haczedilen mallar üzerinde istihkak iddiasında bulunmayan bu kişinin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı-
Herhangi bir menkul malın haczedilemediği anlaşıldığından,, geçerli bir haczin varlığından söz edilemeyeceği ve mahkemece davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi ve vekalet ücretinin buna göre hesaplanması gerektiği-
Takibin devamına ve 3. kişiye dava açması için 7 günlük süre verilmesine dair icra hukuk mahkemesi kararının, 3. kişiye tebliğ edildiği tarihe göre,  davanın 7 günlük hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşıldığından, istihkak davasına ilişkin uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Üçüncü kişi tarafından açılan istihkak davalarında davalının kural olarak takip alacaklısı olduğu, bu nedenle istihkak davası açılırken takip alacaklısının davalı olarak gösterilmesi gerekeceği, istihkak iddiasına konu mal birden fazla alacaklı tarafından haczettirilmiş ve bu alacaklılar istihkak iddiasına itiraz etmiş ise, istihkak davasında tüm alacaklıların davalı olarak gösterilmesi gerekeceği-
Borçlunun eşi , davacı 3. kişinin de oğlu olan kişinin, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı- Davacı 3. kişi, borçlu ve hacizler sırasında hazır bulunan kişiler (borçlunun görümcesi, borçlunun eşi, davacı üçüncü kişinin oğlu) arasındaki anılan akrabalık bağı ve davaya konu haciz tutanağının bir suretinin 103 davetiye yerine kaim olmak üzere borçlu adına tebellüğe yetkili hazirunlara tebliğ edildiğine dair şerhin varlığı ile haciz yapılan yerin bir işyeri olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde davanın süresinde açılmadığının kabulü gerektiği- Haciz bir işletme için olağandışı bir gelişme olup; haciz sırasında hazır bulunanın davanın taraflarıyla olan akrabalık bağı da dikkate alındığında, davacı 3. kişinin hacizlerden 3 ay sonra haberdar olduğunu iddia etmesi hayatın olağan akışına da uygun düşmediği-