Aile konutu olduğu iddia edilen taşınmaz ile ilgili açılan tapu iptal ve tescil davası neticesi verilen hüküm Yargıtay incelemesindeyken davacının vefat etmesiyle aile konutu olan taşınmazın devri diğer eşin rızasına bağlı olmaktan çıktığından, davanın konusuz kaldığı-
Aile konutu olduğu iddia edilen taşınmaz üzerinde malik olmayan eşin rızasının alınmaması nedeniyle konulan ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davada, ipotek bedeli üzerinden nisbi peşin harç tamamlatılmadan yargılamaya devam edilemeyeceği- 
Dava aile konutu nedeniyle tapu iptali ve tescil ve taşınmaz üzerine sonradan konulan ipoteğin kaldırılması davası niteliğinde olup, davacı ipotek bedeli üzerinden nispi peşin harcı yatırmış, ancak tapu iptali ve tescil talebi yönünden nispi peşin harcı yatırmamış olduğundan; yapılan satışın bedeli olan miktar üzerinden hesaplanacak nispi peşin harcı tamamlaması için davacıya süre verilmesi; tamamlandığı takdirde toplanan deliller değerlendirilip bir karar verilmesi gerektiği- 
Sürekli olarak yurt dışında yaşayan eşlerin izin dönemlerinde Türkiye'ye gelip 10-15 gün kaldıkları ve aslında başkalarının yaşadığı konutun "Aile Konutu" olduğunun kabul edilemeyeceği-
Taşınmazın tapu kaydı üzerine lehine ipotek tesis edilen bankanın; ipotek yükümlüsü davalı Figen'in evli ve yapılan işleminde aile konutuyla ilgili olduğunun, buna karşılık davacı kocanın açık rızasının bulunmadığını bildiğinin dinlenen tanık beyanları, expertiz raporu ve diğer delillerden anlaşıldığı, bu durumda davalı bankanın iyi niyet iddiasının yerinde olmadığı-
Aile konutu şerhinin konulması yanında, talep edilen ipoteğin kaldırılması istemi nispi harca tabi olduğundan, bu harç noksanlığının tamamlattırılarak işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Davalı Banka iyiniyetli olduğunu savunduğuna göre; kanunun iyiniyete sonuç bağladığı durumlarda (TMK.md.3) asıl olanın iyiniyetin varlığı olduğu, bu durumda tapu kütüğünde aile konutu şerhi bulunmadığı dikkate alındığında, davalı bankanın kötüniyetli olduğunun kanıtlanma yükünün davacıya düşeceği-
Davacı-davalı kadının aile konutu şerhi konulması ile tapu iptali - tescil davalarının ayrılarak , ayrılan dava ayrı bir esasa kayıt edilip boşanma davası sonucunda verilen kararın kesinleşmesi de beklenilerek deliller değerlendirilip gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Taşınmazın tapu kaydında "aile konutu" şerhi olmadığına göre, eşin rızası alınmadan kurulan ipoteğin geçerli olduğu-
Davanın, davacı eşin açık rızası alınmadan aile konutu üzerinde hak sahibi eşin talebiyle davalı yararına tesis edilen ipoteğin kaldırılması ve tapu kütüğüne konutla ilgili şerh verilmesi isteğine ilişkin olduğu- Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınmasının gerektiği- Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde, Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanmasının gerektiği-