Eşlerin evlilik birliği boyunca oturdukları konutun, mal kaçırma amacı ile yapılan satışın iptali ve MK"nun 194.maddesi gereğince taşınmazın tapu kaydı üzerine aile konutu şerhinin konulmasına ilişkin olan davada Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 2.Hukuk Dairesine ait olacağı-
Davanın, aile konutu olduğu belirtilen taşınmazın tapu kaydında yer alan ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması isteğine ilişkin olduğu- İpoteğin kaldırılması isteği nispi harca tabi olduğundan, davacıya ipoteğin kaldırılması davası yönünden nispi harcı tamamlaması için süre verilip, tamamlanması halinde deliller birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca karar verilmesinin gerektiği- 
Konutla ilgili tapu kütüğüne şerh verilmesine ilişkin istek maktu harca tabi ise de, bununla birlikte talep edilen ipoteğin kaldırılması isteğinin, ayni hakla ilgili olduğundan değer ölçüsüne göre (nispi) harca tabi olduğu, nispi harçlarda karar ve ilam harcının dörtte birinin işlem yapılmasından önce peşin ödeneceği, yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe de müteakip işlemlerin yapılmayacağı-
Aile konutu üzerinde eşin rızasının olmadığı durumlarda lehine ipotek tesis edilenin iyiniyetli kazanımının korunacağı, lehine ipotek tesis edilen davalı banka tacir olduğundan basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi yasa gereği olup taşınmazın hukuki ve fiili durumunu bilmeyi de içerdiğinden banka iyiniyet iddiasında haklı olmayıp ipotek tesisine ilişkin işlemin iptali ve sicildeki ipoteğin terkinine karar verilmesi gerektiği-
Davacı kadının TMK. mad. 197 uyarınca birlikte yaşamaya ara verilmesini talep ettiği davada,delillerden de anlaşıldığı üzre davacının ayrı yaşamakta haklı olduğunun tespitine karar verilmesinin gerektiği- Müşterek çocukların geçici velayeti babaya bırakıldığı halde konut ve ev eşyasından yararlanmanın infazda tereddüt olşuturacak şekilde davacı kadın ve çocuklara birlikte bırakılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Davacının taşınmazla ilgili aile konutu şerhi konulması isteği bağımsız dava niteliğinde olduğundan ayrıca harç gerektiği- Maktu ilam harcının tamamlanması için davacıya önel verilip harç ikmal ettirildikten sonra istekle ilgili bir karar verilmesinin gerektiği- 
Söz konusu taşınmazda aile konutu olan kısımla sınırlı olmak üzere tapu iptali ve tescil ile bu bölüm üzerine aile konutu şerhi konulmasının gerektiği- 
Mahkemece aile konutu olarak belirlenen bölüm ile sınırlı olacak şekilde iptal ve aile konutu şerhi verilmesi gerekirken taşınmazın tamamının aile konutu olarak değerlendirilmesiyle yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacının dava dilekçesinde "aile konutu şerhi" konulmasını da istediği, boşanmanın feri' si niteliğinde olmayan bu isteğin, ayrıca harca tabi olduğu, alınan başvurma harcının bu isteği de kapsayacağı-
Davanın davalıya ait aile konutu olarak özgülenen taşınmazın, davacı eşin rızası alınmadan üçüncü kişi durumdaki diğer davalıya yapılan devrinin Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesine dayanılarak iptali isteğine ilişkin olduğu, gerçek kişilerin kişiliği ve medeni haklardan yararlanma ehliyetinin ölümle sona ereceği, bu nedenle ölmüş olan kişinin taraf ehliyetinin olmadığı, dava tarihinden önce ölmüş kişiye karşı dava açılamayacağı, ölmüş kişi adına da dava açılamayacağı, bu durumda davaya ölenin mirasçılarına karşı devam edilmesinin gerekeceği-
Türk Medeni Kanununun 652'nci maddesine dayanan özgüleme isteğinin, paylaşma sonucunu hasıl edeceğinden sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği, bu istek yönünden görevsizlik kararının doğru olduğu, ne var ki aile konutunun tespiti görevinin Aile Mahkemesine ait olduğu, bu durumda; aile konutuyla ilgili tespit isteğine ilişkin davanın tefrik edilerek bu bölümün alıkonulup işin esasının incelenmesinin gerekeceği-