Davacı ile borçlu birlikte aynı evde oturduklarından, alacaklının bu adreste haciz yapmasının kötü niyetli bir davranış olarak nitelendirilemeyeceği–
Davacı üçüncü kişi adına -özellikle; borcun doğum tarihinden sonra- düzenlenmiş olan vergi kaydının -başka güçlü delillerle desteklenmedikçe- tek başına İİK. 97/a’daki «mülkiyet karinesi»nin aksini isbata yeterli olmayacağı–
Tacirin "işini terk"den maksadın, sadece iş yerini kapatması olmadığı, iş yerini kapatmak için, işini tasfiye etmeden, iş yerinin önemli unsuru oluşturan mallarını elden çıkarmasının da "ticareti terk" anlamında olduğu; borçlu ile davalı arasındaki ilişkinin 'ticari işletme devri'niteliğinde bulunması ve İİK.'nun 44 ve BK.'nun 179. maddesinde (şimdi; TBK. mad. 202) öngörülen koşulların yerine getirildiğinin de iddia ve ispat edilmemesi halinde alacaklı tarafından İİK.'nun 99. maddesi uyarınca üçüncü kişiye karşı açılan "üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine" dair davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İnternet erişim faturasının mülkiyeti belirleyici belge niteliğinde olmadığı–
«Hayatın Olağan Akışına Aykırı İddialar»
«Haczin yapıldığı yerin saptanması», «haczedilen eşyaların finansal kiralama sözleşmesi konusu olan mallar olup olmadığının belirlenmesi», «rızai taksim konusu malların fiilen kim tarafından kullanıldığının anlaşılması», «faturaların hacizli mallara uygunluğunun saptanması», «haczedilen taşınırların taşınmazın tamamlayıcı parçası ya da eklentisi olup olmadığının belirlenmesi», «haczedilen malların ihalede satın alınan mallar olup olmadığının anlaşılması» vb. için gerektiğinde icra memuru, taraf tanıkları ve bilirkişi de hazır bulundurularak yerinde keşif yapılması gerekeceği–
Davacı eş ile davalı diğer eşi karı koca iken boşanmış olmalarına rağmen aynı evde birlikte oturmaya devam etmelerinin, boşanmanın «muvazaalı» (alacaklılardan mal kaçırma amacına yönelik) olduğunu göstereceği, muvazaalı boşanmanın alacaklının takip hukukundan kaynaklanan haklarını etkilemeyeceği, bu durumunda İİK. 97/a uyarınca «mülkiyet karinesi» borçlu yararına olacağından, haciz yapılan yerde bulunan taşınırların borçluya ait sayılacağı–
Haciz uygulanan ev adresi, borçlu M. A.l’in Çubuk Vergi Dairesinde kayıtlı olan yerleşim yeri olup, İİK’nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin alacaklı yararına olduğu-