Hazırlık işlemlerine karşı en geç satış ilanının tebliğ tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde şikayet yoluna gelinmediğinden satışa hazırlık işlemleri ile ilgili hususların fesih nedeni olarak ileri sürülemeyeceği, satış ilanında taşınmazın tapu kaydı ve imar durumunun açıkça belirtilmediği, ihale tutanağında tellalın görev aldığı isim ve imzasının tutanakta bulunduğu, satış karar tarihinden önce istinaf başvurusunda bulunan borçlu şirket hakkında iflasına karar verildiği, satış ilanının tüm iflas idare memurlarına tebliğ edildiği, dinlenen tanık beyanlarına göre ihaleye fesat karıştırılmasının söz konusu olmadığı, satış ilanında tapu kayıt ve imar durum bilgilerinin açıkça yazılı olduğu, kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl geçmeden ihalenin yapıldığı, ilanın yapıldığı gazetenin tirajının elli binin üzerinde olduğu, yurt genelinde dağıtımının yapıldığı, satış ilanlarının usulüne uygun olmadığı iddiasının bu nedenle yerinde olmadığı, taşınmazın muhammen bedelin üzerinde satılmış ise de fesat iddiası incelendiği ve fesih nedenleri doğru olmadığı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilmek üzere HMK madde 353/1-b-2 uyarınca kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği- Şikayetçi/borçlu aleyhine ihale bedelinin %1'i oranında para cezasına hükmedilmiş ise de, 7343 sayılı Kanun'la değişik İİK'nın 134/5-3 maddesi gereğince fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı gözönünde bulundurulduğunda davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olduğu görülmekle, Anayasa'nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelinin %1'i olarak belirlenen para cezasının %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı-
Bölge Adliye Mahkemesi'nin ihalenin feshine gerekçe yaptığı İçişleri Bakanlığının 27.4.2021 tarih ve 89780865-153-7576 sayılı Genelgesinin ekinde yer alan sokağa çıkma kısıtlamasından muaf yerler ve kişiler listesinin 34. maddesinde, mezat salonlarına gidecek ilgililerin muafiyet kapsamında olduğunun açıkça düzenlendiği, bu suretle ihale tarihi itibariyle ülkemizde sokağa çıkma kısıtlaması da bulunan tam kapanma sürecinde icra ve iflas dairelerinde satış yapılmasını engelleyen bir mevzuat hükmünün bulunmadığı belirtilerek, başkaca fesih sebebi de bulunmadığı gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği-
Önceki hacze dayalı olarak belirlenen kıymet takdirinin herhangi bir hüküm ve sonuç doğurmayacağı ve bu hususun icra mahkemesince re'sen nazara alınması gerektiği- Bu durumda, feshi istenilen ihalelere konu olan taşınmazlar, muhammen bedellerinin üzerinde satılsa da, ihalenin feshi gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz edene 23.11.2022 tarihinde tebliğ edildiği halde, temyiz dilekçesi belirli süre geçirildikten sonra 08.12.2022 tarihinde verilip kaydettirildiği, davacıların temyiz yoluna başvurusu süresinde olmadığından, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK.nun 364/2. maddesi ve 6100 Sayılı HMK'nun 366.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz talebinin reddi kararı doğru olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekeceği-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 361/2. maddesi uyarınca davada haklı çıkan tarafın ancak hukuki yararı bulunmak şartıyla hükmü temyiz edebileceği-
İİK'nın 134/2. maddesinde öngörülen yasal sürede şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurup ihalenin feshini istemeyen davalı borçlu şirketin, ihaleye pey sürmek suretiyle iştirak eden tarafından yapılan şikayet üzerine verilen kararı temyiz hakkının bulunmadığı-
Köyde olan taşınmazın ilanının ilgili köyde yapılmayıp, o yöredeki muhtemel alıcılara da satışın duyurulmaması talep ve talibi etkilediğinden borçluların menfaatinin ihlal edildiği- 6360 sayılı Kanun ile bazı köyler mahalleye dönüştürülmüş ise de, bu düzenleme taşınmazın idari yapısına ilişkin olup, taşınmazın fiilen köy vasfında olan yerde bulunduğu gerçeğini değiştirmeyeceğinden ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
İhalenin feshi davasında, satış bedeli taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olması nedeniyle zarar unsurunun oluşmadığı bu nedenle şikayetin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekip davacı aleyhine para cezası verilmesine yer olmadığı-
Şikayetçinin ihalenin feshi isteminin yukarıda ayrıntısı yazılı taşınmaz yönünden zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddi gerektiği-
Taşınmazın muhammen bedelin çok üzerinde satıldığı açık olduğundan ve davacıların kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispatlayamadığından dolayı ihalenin feshi davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-