İcra müdürlüğünce taşınmaza 300.000,00 TL değer takdir edildiği, kıymet takdirine itiraza ilişkin açılan davada .............. İcra Mahkemesinin ilamı ile de taşınmazın değerinin 405.000,00 TL olarak belirlendiği, söz konusu muhammen değer üzerinden satışa çıkarılan taşınmazın 460.050,00 TL bedelle ihale edildiği, kıymet takdirinin kesinleştiği, satış bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu, bu nedenle ihaleye konu taşınmazda zarar unsuru gerçekleşmediğinden şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı-
.............. tarihli satış kararında; "satışa çıkarılacak mal ilanının .............. Belediye Başkanlığı ilan panosu ile adliye divanhanesine asılmak sureti ile yapılmasına, satışa konu mahcuzların menkul olması nedeni ile gazete ilanına yer olmadığına" karar verildiği, satışa alacaklı dışında katılım olmadığından ihaleye yeterli katılımın olmadığı, yapılmış olan ilanların gerekli talep ve talibi artırmadığı, satışa konu menkullerin her yöreden alıcısı çıkabilecek niteliğe sahip olduğu anlaşıldığından, icra müdürünün gazete ilanına yer olmadığı yönündeki takdir hakkının denetlenmesi gerektiği ve taşınırların niteliğine göre satış ilanının gazete ile ilan edilmesinin alakadarların menfaatine uygun olacağı, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince bu nedenlerle şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi/borçlu aleyhine ihale bedelinin %10'u oranında para cezasına hükmedilmiş ise de, 7343 sayılı Kanun'la değişik İİK'nın 134/5-3 maddesi gereğince fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı gözönünde bulundurulduğunda davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı görülmekle, Anayasa'nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelinin %10'u olarak belirlenen para cezasının %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı-
Muhammen bedelin üzerinde gerçekleşen satışta davacının ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı-
Şikayetçi/borçlu aleyhine ihale bedelinin %10'u oranında para cezasına hükmedilmiş ise de, 7343 sayılı Kanun'la değişik İİK'nun 134/5-3 maddesi gereğince fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı gözönünde bulundurulduğunda davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı görülmekle, Anayasa'nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelinin %10' u olarak belirlenen para cezasının %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı-
İhale bedelinin muhammen bedelin %50'sinin ve satış giderlerini karşıladığı muhammen bedelin altında satılmasının kanunu düzenleme ve teklif gereği olduğu yerel gazetede ilan edilmesi hususu hazırlık işlemi olduğu nedenle şikayete konu olup bu konuda şikayet hakkının kullanılmadığı, mahkemece bitişik berbere sorulup, 21/1 gereği tebligatın muhtara bırakılması işlemlerinin usule uygun olduğu kabul edilmiş ise de TK'nın 21/1 maddesi gereğince muhatabın adreste olmaması halinde en yakın komşusuna araştırılıp imzası veya imtinası bu hususun tevsik edilmesi ve 2 nolu ihbar kağıdı kapıya yapıştırıldıktan sonra tebligatın muhtara verildiği haber verilmesi için de yine en yakın komşunun imzası ve imtinasının şerh edilmesi gerektiği ancak davacıya yapılan satış ilanı tebligatının incelenmesinde tebligat kanunun 21/1 maddesi gereğine çarşıda olduğu nedenle berbere sorulduğu ve en son haber verilen komşunun da bitişik berber olduğu, berberin isim ve soy isminin belirlenmediği gibi belirleme sonrası imza ve imtinasının da olmadığı bu hususun kanunun 21/1 düzenlemesine aykırı ve usulsüz olduğu satış ilanın borçluya tebliğ edilmemesinin tek başına ihalenin feshi nedeni olup, bu hale göre davanın kabulü ile dava konusu ihalelerin feshi gerekeceği-
Şikayetçinin ihale anında mülkiyeti kazandığı, bu tarih itibari ile malın değerinin artmasından ve semerelerinden faydalandığı gibi zararlı sonuçlarına da katlanmak zorunda olduğu, ihale konusu taşınırda meydana gelen eksikliklerin ihale tarihinden önce ya da sonra gerçekleştiği hususunun ispatı dar yetkili icra mahkemesinde yapılacak yargılamada tespitinin mümkün olmadığı, malın zarar görmesine ya da eksikliklerin meydana gelmesine sebebiyet veren kişiler hakkında genel mahkemede dava açma hakkının bulunduğu-
Davacının "esaslı vasıfta hata" iddiasıyla icra mahkemesine başvurarak ihalenin feshi isteminde bulunduğu, bu durumda ihale tarihinden itibaren de 1 yılın geçmediği, ihalesi gerçekleştirilen aracın, change araç olduğu iddiası ile Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yürütüldüğü ve soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporu ile; aracın sağ motor bölümü orijinal şase numarasının "uu15S.."yazı ve rakamlarının bulunup kalan bölümünün okunmayacak şekilde taşlanarak silindiği, motor numarasındaki harf ve rakamların yine okunmayacak şekilde taşlanarak silindiği, aracın ön cam sol alt köşesi iç kısmında şasi numarası yazılı olan kısmın orijinal karakterlerden farklı olup bu bölgeye sonradan yapıştırılmış olabileceği, dosya içindeki bilgilere göre belirtilen şasi numarasının ............. plakalı araca ait olduğu, davacı ihale alıcısının, aracın önemli nitelikleri hakkında hataya düştüğü ve aracın tescil işlemlerini gerçekleştiremediği, dolayısıyla İlk Derece Mahkemesince verilen ihalenin feshine ilişkin kararın yerinde olduğu-
Davacıya satış ilanının birlikte oturan kızı ........... imzasına tebliğ edildiği, davacının tebligat yapılan adresin kendi adresi olmadığı yönünde itirazı olmadığı, kızının isminin .......... olduğu bu nedenle tebligatın geçersiz olduğu iddiasında bulunmuş ise de tebligattaki ...........'in nüfus kaydında yazılan ............ kişi olduğu, davacıya yapılan satış ilanı tebligatın usulüne uygun olduğu, kaldı ki; İcra Müdürlüğünce taşınmazın muhammen bedelinin 452.642,00 TL olarak belirlendiği, ............ tarihli ihalede ise ihale alıcısı ...........'a 760.000,00 TL'ye ihale edildiği İİK'nın 134/8 maddesi gereğince zarar unsuru gerçekleşmediğinden ihalenin feshi talebinin reddine ilişkin karar yerinde olup davacı tarafından dava dilekçesinde öne sürülen ihaleye fesat karıştırıldığı yönündeki beyanda soyut iddiadan ileri geçmediğinden, istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Muhammen değerinin altında bir bedele satılan taşınmaz yönünden ilan tebligatına ilişkin iddianın değerlendirilmesi gerektiği- Borçlunun tebligata ilişkin olarak tebliği alan kişiyle birlikte yaşamadığı ya da o adreste oturmadığı gibi iddialarının bulunmadığından, tebliğ işleminin şeklen TK'nın 16. maddesine uygun olduğu-