İhale tarihinden sonra borcun kapatılmasının ihalenin geçerliliğine bir etkisi olmayıp, hem alacaklı hem de ihale alıcısı tarafından dava kabul edilmedikçe ihalenin feshine karar verilemeyeceği, borçluya kıymet takdir raporu ve satış ilanının usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, süresinde kıymet takdirine itirazda bulunulmadığı, bu nedenle Taşınmazın kıymetine ilişkin hususların bu aşamada ileri sürülemeyeceği, kıymet takdirinin üzerinden 2 yıldan fazla süre geçmediği, satış kararında tirajı en yüksek 5 gazeteden birinde ilana karar verildiği, mahkemece yapılan araştırmaya göre ilan yapılan Türkiye gazetesinin en fazla tiraja sahip 5 gazeteden biri olduğu cevabı verildiği, fesat iddiası yönünden ihaleye katılımın engellendiği yönünde somut bir iddia ileri sürülmediği, mahkemece bu hususta delil ve tanıklarını bildirmek üzere davacı tarafa verilen kesin süre içinde delil ve tanık listesi bildirilmediği, ihale bedelinin İİK'nun 129. maddesi koşullarına uygun olduğu, rüçhanlı alacağı karşıladığı, resen yapılan değerlendirmede de feshi gerektiren bir olguya rastlanmadığı, bu nedenle ihalenin feshi isteminin reddine ilişkin verilen mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak 7343 Sayılı Kanunla Değişik 134/5-3 maddesi gereğince Anayasa'nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi, ihale tarihinden sonra dosya alacağının kapatılmış olması nazara alınarak şikayetçi borçlu aleyhine hükmedilen para cezasının ihale bedelinin %1'i olarak takdirinin gerektiği-
Somut olayda; şikayetçi/borçlu aleyhine ihale bedelinin %10'u oranında para cezasına hükmedilmiş ise de, fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı gözönünde bulundurulduğunda davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı hususu ile ölçülülük ilkesi nazara alındığında ihale bedelinin %10'u olarak belirlenen para cezasının %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı-
İİK.'nin 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin borçluya, alacaklıya ve tapu kaydındaki ilgililere (vasiye) tebliğ edilmesi gerekeceği- Satış ilanının tebliğ edilmemiş olmasının veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Anılan madde uyarınca satış ilanının vasiye tebliği zorunlu olup bu hususun kamu düzenine ilişkin olduğu- Tebligatın, savunma hakkı ile sıkı sıkıya bağlı olduğu- Tebligat Kanunu m. 39'un konuluş nedeninin, tebliğ muhatabı ile tebliği onun adına kabule yetkili olan kimsenin arasında husumet varsa, bu kimselerin aldığı tebliğ evrakını tebligat muhatabına vermeyecekleri endişesi olduğu- Bu nedenle bu maddeye aykırı olarak yapılan tebligatın usulsüz olacağı-
İcra takibini yapan alacaklı tek olup, paraya çevirme giderlerini de satış dosyasında icra takibini yapan alacaklı yaptığından ve ihalenin feshi isteminden sonra, dosya alacaklısı yaptığı bu masrafları talep hakkından feragat ettiğinden, ihale bedelinin paraya çevirme ve paraların paylaştırılması masraflarını da karşılamasının gerekmeyeceği- İhale bedeli muhammen bedelin yüzde ellisini karşıladığından borçlunun bir zararının da bulunmadığı ve ihalenin feshi isteminin reddi gerektiği- "Feragatin davanın taraflarını ilgilendirdiği, şikâyet yolu ile memurluk işleminin yasaya uygun olup olmadığının denetlendiği, feragatle usulüne uygun olmayan işlemin sonradan hukuken geçerlilik kazanamayacağı, bu yolla istekliler arasında haksız rekabet oluşabileceği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Bir tek alacak için birden fazla taşınmaz üzerinde her biri alacağın tamamına teminat (güvence) teşkil etmek üzere rehin yükü taşınmazlar arasında paylaşılmadan kurulan rehine toplu rehin (kollektif rehin-müşterek rehin, birlikte rehin) denildiği- Bu rehin türünün; "üzerinde kurulmak istenen taşınmazlarının mülkiyetinin aynı kişiye ait olması" ya da "taşınmazların ayrı kişilerin mülkiyetinde yani taşınmazların malikleri farklı kimseler ise bu kişilerin güvence altına alınmak istenen borçtan müteselsil olarak sorumlu bulunmaları" hallerinde kurulabilmekte olduğu, bu şartlar yoksa toplu rehin kurulamayacağı- Rehinli taşınmazlardan birisinin paraya çevrilmesi halinde rehinli alacaklı alacağını tahsil etmişse artık diğer taşınmaz üzerindeki rehnin konusu kalmayacağı ve rehnin sona ereceği-
Taşınmazın kıymetinin belirlenmesi için yapılan keşif ve bilirkişi masraflarının da tıpkı ilan giderleri gibi 'paraya çevirme masrafı' olarak kabulü gerekeceği- Birden fazla taşınmazın aynı ilanla satışa çıkarılması halinde, toplam paraya çevirme gideri satışı yapılan taşınmaz sayısına bölünmek suretiyle masraflar tespit edilerek, ayrıca müstakil harcamalar var ise bedele eklenerek oluşacak sonuca göre İİK.'nin 129. maddesindeki koşullara uygun şekilde satışın gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin belirlenmesi gerekeceği-
İİK.'nin 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya (varsa vekiline) tebliğ edilmesi; borçluya (varsa vekiline) satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, 12. HD.'nin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesinin de aynı hukuki sonuçları doğurduğu-
İlk derece mahkemesince yapılan keşif sonucu alınan 06.04.2021 tarihli bilirkişi heyet raporu ile icra dairesince yapılan kıymet takdir tarihi olan 11.01.2018 tarihinde taşınmazın tamamının değerinin 620.000,00 TL olduğunun tespit edildiğini, bulunan değerin 620.000,00 TL ve ihalede esas alınan muhammen bedelin ise 600.000,00 TL olması karşısında mahkemece yaptırılan keşif sonucu alınan raporda taşınmazın belirlenen değerinin muhammen bedelin üzerinde olması karşısında ihalenin feshi gerekeceği-
İİK.'nin 128/a madddesi uyarınca kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabileceği- Kıymet takdir raporu borçluya usulüne uygun tebliğ edilmediği ve takip dosyasında da borçlunun kıymet takdirine muttali olduğuna dair herhangi bir işlem bulunmadığı için, kıymet takdirine ilişkin hususların ihalenin feshi davası sırasında mahkemece değerlendirilmesi gerekeceği- Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre; satış bedelinin muhammen bedelin yüzde yüzünün üstünde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği- Buna göre, her ne kadar somut olayda, feshi istenilen ihaleye konu olan taşınmazların satış bedelleri muhammen bedellerinin yüzde yüzünün üzerinde olsa da, satış ilanı ve kıymet takdiri tebliğlerinin usulsüz olması ve borçlunun kıymete yönelik itirazlarının bulunması karşısında, bu aşamada zarar unsurunun bulunmadığından söz edilemeyeceği-
İhalenin feshinin reddine ilişkin olarak fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı gözönünde bulundurularak para cezasına hükmedilmesi gerektiği-