İİK.'nin 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya (varsa vekiline) tebliğ edilmesi; borçluya (varsa vekiline) satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, 12. HD.'nin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesinin de aynı hukuki sonuçları doğurduğu-
Taşınmazın kıymetinin belirlenmesi için yapılan keşif ve bilirkişi masraflarının da tıpkı ilan giderleri gibi 'paraya çevirme masrafı' olarak kabulü gerekeceği- Birden fazla taşınmazın aynı ilanla satışa çıkarılması halinde, toplam paraya çevirme gideri satışı yapılan taşınmaz sayısına bölünmek suretiyle masraflar tespit edilerek, ayrıca müstakil harcamalar var ise bedele eklenerek oluşacak sonuca göre İİK.'nin 129. maddesindeki koşullara uygun şekilde satışın gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin belirlenmesi gerekeceği-
İlk derece mahkemesince yapılan keşif sonucu alınan 06.04.2021 tarihli bilirkişi heyet raporu ile icra dairesince yapılan kıymet takdir tarihi olan 11.01.2018 tarihinde taşınmazın tamamının değerinin 620.000,00 TL olduğunun tespit edildiğini, bulunan değerin 620.000,00 TL ve ihalede esas alınan muhammen bedelin ise 600.000,00 TL olması karşısında mahkemece yaptırılan keşif sonucu alınan raporda taşınmazın belirlenen değerinin muhammen bedelin üzerinde olması karşısında ihalenin feshi gerekeceği-
İİK.'nin 128/a madddesi uyarınca kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabileceği- Kıymet takdir raporu borçluya usulüne uygun tebliğ edilmediği ve takip dosyasında da borçlunun kıymet takdirine muttali olduğuna dair herhangi bir işlem bulunmadığı için, kıymet takdirine ilişkin hususların ihalenin feshi davası sırasında mahkemece değerlendirilmesi gerekeceği- Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre; satış bedelinin muhammen bedelin yüzde yüzünün üstünde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği- Buna göre, her ne kadar somut olayda, feshi istenilen ihaleye konu olan taşınmazların satış bedelleri muhammen bedellerinin yüzde yüzünün üzerinde olsa da, satış ilanı ve kıymet takdiri tebliğlerinin usulsüz olması ve borçlunun kıymete yönelik itirazlarının bulunması karşısında, bu aşamada zarar unsurunun bulunmadığından söz edilemeyeceği-
İhalenin feshinin reddine ilişkin olarak fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı gözönünde bulundurularak para cezasına hükmedilmesi gerektiği-
Taşınmazların birinin ya da birkaçının satılması tüm alacakları tatmine yeterli ise artık bundan sonraki diğer taşınmazların icra müdürlüğünce satışının yapılmaması gerekeceği-
Bozma ilamının sonuç kısmında “dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine” ibaresinin yazılması maddi hataya müstenit olup ilamda açıkça İlk Derece Mahkemesi kararının bozulduğu belirtildiği halde bozma sonrası İlk Derece Mahkemesince bir karar verilmesi gerekirken 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1. maddesi hükmüne uygun olmayacak şekilde Bölge Adliye Mahkemesi'nce yargılama yapılarak yeniden tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verildiğinin görüldüğü, o halde, Dairemiz bozma ilamı üzerine, İlk Derece Mahkemesince bir karar verilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İhaleye fesat karıştırıldığı iddiası hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair verilen karara yapılan itirazın reddedildiği, ihale saatini içerir cd görüntülerinin ayrıntılı ve hüküm kurmaya yeterli raporda kamera görüntülerinde davacının ileri sürdüğü iddiaların vuku bulduğuna ilişkin bir tespit yapılmadığı, tanığının para alışverişini görmediği alınan beyanından anlaşıldığı somut uyuşmazlıkta ihaleye katılımın engellendiği iddiasının ispat edilememiş olduğu- İhale bedelinin %5'i oranında para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekirse de satılan mal, muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olmakla beraber, yapılan usulsüzlük (yolsuzluk) malın daha yüksek bedelle satılmasını önlemiş ise (yani ihalenin feshi sebebi olarak dayanılan yolsuzluk yapılmamış olsa idi, mal daha yüksek bir bedelle satılabilecek idi ise), malın daha yüksek bir bedelle satılamamış olmasından zarar görmüş olan ilgilinin (mesela borçlunun), ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunduğu- İsteklilerden birinin arttırmaya katılmasının engellenmiş olması ihalenin feshi sebebi olduğu- İcra mahkemesinin, ihalenin feshi talebini incelemedeki yetkisi (itirazın kaldırılmasındaki gibi) sınırlı olmadığı, ihalenin feshi sebepleri, tanık dahil her türlü delil ile ispat edilebileceği-
Alacaklı vekili tarafından bir yıllık satış isteme süresi geçmeden 17.06.2019 tarihinde taşınmazların satışının talep edildiği ve aynı sürede 1.000,00 TL satış avansının yatırıldığını, alacaklı vekili tarafından satış talebinin süresinde yapılması ve satış avansının yatırılması nedeniyle takibin düştüğünden bahsedilemeyeceğini, satış ilanının şikayetçi vekiline 02.01.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, ihalenin feshini isteyen şikayetçinin kendisi dışındaki diğer ilgililere satış ilanının tebliğ edilmediği hususunu ileri süremeyeceğini, satış kararına uygun olarak gazete ilanının yapıldığını, ihaleye ilişkin şartname ve satış ilanının kıymet takdiri raporuna uygun olarak hazırlandığını, ihalenin elektronik ortamda usulüne uygun olarak ilan edildiğini, İİK'nın 129. maddesi uyarınca ihale bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin yüzde ellisi ile paraya çevirme ve paraların paylaştırma masraflarını karşıladığını, satış ilanının gün ve saatlerine uyulduğunu, açık arttırma tutanağının yasanın aradığı tüm şartları içerdiğini, satış ilanında KDV'nin hatalı gösterildiği ve satışa hazırlık işlemlerine yönelik diğer şikayetlerle ilgili süresinde şikayet hakkı kullanılmadığından bu hususların ihalenin feshi aşamasında ileri sürülemeyeceğini, resen yapılan değerlendirmede de feshi gerektiren bir olguya rastlanmadığını, her ne kadar şikayet konusu taşınmazlar muhammen bedelin üzerinde satılmış ise de; borçlunun şikayet dilekçesinde İİK'nın 150/e maddesine göre takibin düşmesi nedeniyle satışın yapılamayacağı yönünde şikayetinin de bulunduğunu ve bu nedenle işin esasının incelendiğini, mahkemece de işin esası incelenmesine rağmen hukuki yarar yokluğu nedeniyle şikayetin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, 7343 Sayılı Kanunla Değişik İİK'nın 134/5-3 maddesi gereğince fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı gözönünde bulundurulduğunda davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı görülmekle Anayasa'nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak üç taşınmazın ihale bedeli toplamı üzerinden %5 oranında para cezasına hükmedilmesi gerektiği-