Şikayetçiler vekilinin ilk celsede hazır bulunduğu ve talebi üzerine davanın esası ile ilgili beyanlarını sunmak üzere süre verildiği, son duruşmaya kadar her hangi bir beyan dilekçesi sunmadığı, duruşma gününün şikayetçiler vekilinin hazır bulunduğu celsede belirlendiği ancak mazeretini belgelemediği, icra mahkemesinde görülmekte olan davaların acele işlerden olduğu dikkate alındığında mazeretin reddedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, şikayet dilekçesinin bizzat ipotekli taşınmaz maliki tarafından verildiği, ilk duruşmaya vekili olarak katılan Av. .......'ın vekaletnamesinin bulunmadığı sabit ise de İİK'nın 134. maddesi gereğince taraflar gelmese de mahkemece icap eden kararın verilmesi gerektiğinden vekaletname sunulmadan karar verilmiş olmasında usulsüzlük bulunmadığı, ipotekli taşınmaz maliki adına düzenlenen vekaletnamenin istinaf dilekçesi ekinde sunulduğu, şikayetçilerin kıymet takdirine yönelik itirazlarının .............. İcra Hukuk Mahkemesinin kararı ile reddine karar verildiği, ............. tarihli tashih kararı ile şikayete konu taşınmazın 11 nolu bağımsız bölüm olduğu, sehven 9 numaralı bağımsız bölüm olduğu yönünde hükmün tavzih edildiği, şikayetçilerin gerek icra mahkemesinde gerekse ihalenin feshi talepli dilekçelerinde keşfin 11 nolu bağımsız bölümde yapılmadığı yönünde bir iddiada bulunmadığı, kıymet takdirine itirazın reddine ilişkin mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, kıymet takdir raporunun haciz alacaklılarına usulüne uygun tebliğ edilmediğinin şikayetçilerce ileri sürülemeyeceği, takibin şekline göre itiraz ve şikayetlerin İcra Mahkemesine yapılması gerektiği, bu nedenle borca itiraz dilekçesinin İcra Müdürlüğünce dikkate alınmayarak takibe devam edilmesinde usulsüzlük bulunmadığı, ihale bedelinin en az muhammen bedel kadar olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerektiği, hukuki yarar dava şartı olduğundan satış ilanının borçluya usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, 100. maddeye yarar bilgilerin toplanıp toplanmadığı iddialarının sonuca etkili olmadığı, bu nedenle bu iddialara ilişkin inceleme yapılmadığı, mahkemece ihalenin feshi talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı-
Her ne kadar dairenin bozma ilamında birinci artırmanın satış kararı ile belirlenen ve ilan edilen yerde yapılıp, ikinci artırmada ihale yapılacak yerin değiştirilmesinin ihaleye ilgiyi azalttığı ve katılımı olumsuz etkilediği belirtilerek, ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuş ise de; somut olayda ........... tarihli satış kararı ile ihale yapılacak yerin Pamukkale Belediyesi Mezat Salonu olarak belirlendiği ancak bu satışın satışa konu taşınmazlardan birinin muhammen değerinin ilanda hatalı yazılması nedeniyle ............ tarihli kararla düşürüldüğü, ............... tarihli satış kararı ile takip konusu taşınmazların yeniden satışa çıkarıldığı ve ihale yapılacak yerin Merkezefendi Belediyesi Mezat Salonu olarak belirlendiği, ihalenin son satış kararında ilan edilen yerde gerçekleştirildiği, buna göre ilk satış kararı ile ikinci satış kararının birbirinden bağımsız olup ilk satış kararına dayalı olarak bir artırma yapılmadığı anlaşılmakla, Dairenin bozma ilamı maddi hataya müstenit olup, Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararındaki gerekçesinin yerinde olduğu-
İhalesi yapılan taşınmazın muhammen değerinin %100 'ü ya da daha üzerinde bir bedel ile ihalesinin gerçekleştirilmesi durumda, zarar koşulunun oluşmadığı kabul edilmekte ve bu durumda ihalenin feshi isteminin zarar koşulunun oluşmadığı ve hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği, işin esasına girilmemesi nedeniyle de davacı borçlu taraf aleyhine para cezasına hükmedilmemesinin yerinde olduğu-
Şikayet tarihinde ve halen borçlunun vesayet altında bulunmadığı, şikayet dilekçesinde kıymet takdiri ve satış ilanı tebligatlarının usulsüz olduğu belirtilmiş ise de; taşınmazın belirlenen kıymet takdirine ilişkin, yani taşınmazın değerine etki edebilecek itirazların ileri sürülmediğini, her ne kadar satış ilanının usulsüz tebliği İİK’nun 127. maddesi gereğince tek başına ihalenin feshi nedeni ise de; satış bedelinin muhammen bedelin üstünde olması halinde zarar unsuru oluşmadığından borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı-
Şikayetçi borçlu aleyhine 1 ve 5 no'lu taşınmazların ihale bedellerinin %10'u oranında para cezasına hükmedilmiş ise de, 7343 sayılı Kanun'la değişik İİK'nın 134/5-3 maddesi gereğince fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı gözönünde bulundurulduğunda davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı görülmekle, Anayasa'nın 13.maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelinin %10'u olarak belirlenen para cezasının %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı-
Satış ilanının tebliğinden itibaren yasal 7 günlük hak düşürücü sürede şikayet yoluna başvurmayan davacıların artırmaya hazırlık işlemleri ile ilgili ihalenin feshi davasında bu hususları ileri süremeyeceği-, Kendisinden başkalarına tebligat yapılmadığı ya da usulsüz tebliğ edildiği iddialarının ancak ilgilisi tarafından ileri sürülebileceği- Dosya kapak hesabına ilişkin şikayetin fesih sebebi olmadığı- İhale tarihinden önce alacağı temlik eden .............. Anonim Şirketi'nin karar başlığında davalı olarak gösterilmesinin mahallinde düzeltilebilecek maddi hata olduğu-
İİK.nın 129/1. maddesine uygun bir şekilde taşınmazın kesinleşen kıymet takdiri üzerinden ihaleye çıkartıldığı, muhammen bedelin %50'si ve paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını da karşılayacak şekilde satıldığı, İİK madde 126'ya uygun ilanın yapıldığı, İİK madde 128/a-3.fıkrası uyarınca kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl geçmeden ihalenin yapıldığı, İİK madde 114/2 cümle uyarınca satış ilanının elektronik ortamda da yapıldığı, internet ortamından teklif verilmediği, resen yapılan değerlendirmede de kamu düzenine ilişkin herhangi bir fesih sebebi de bulunmadığı- Ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelinin %10'u olarak belirlenen para cezasının %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı-
Davacı borçlu vekilinin istinaf istemi süresinde yapılmadığı gerekçesiyle ek kararla reddedilmiş, istinaf isteminin süresinde yapıldığı açık olmakla ilk derece mahkemesince süresinde yapılmadığından bahisle davacı borçlu vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, davacı borçlu tarafın istinaf isteminini incelenmesi gerektiği kabul edilerek, ilk derece mahkemesinin başvurunun süreden reddine dair ek karar davacı yönünden kaldırılarak kararın esas yönünden istinaf incelemesine geçilmiş, ihalesi yapılan taşınmazın muhammen değerinin %100'ü ya da daha üzerinde bir bedel ile ihalesinin gerçekleştirilmesi durumda, zarar koşulunun oluşmadığı kabul edilmekte ve bu durumda ihalenin feshi isteminin zarar koşulunun oluşmadığı ve hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği, işin esasına girilmemesi nedeniyle de davacı borçlu taraf aleyhine para cezasına hükmedilmemesinin yerinde olduğu-
Şikayetçi borçlu aleyhine ihale bedelinin %10'u oranında para cezasına hükmedilmiş ise de 7343 Sayılı Kanunla Değişik İİK'nın 134/5-3 maddesi gereğince fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı gözönünde bulundurulduğunda davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı görülmekle Anayasa'nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelinin %10'u olarak belirlenen para cezasının %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı-
Zarar unsurunun gerçekleşmediği, şikayetçi tarafından süresinde kıymet takdirine itiraz edilmediği, fesat iddiasında da bulunmadığı, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı, kamu düzenine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-