İcra emrinin muhatap borçlunun adreste bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin aynı konutta oturan eşine tebliğ edilmesinin TK.'nin 16. maddesine göre usulsüz olduğu; kıymet takdiri tebligatının muhatabın adreste bulunmama sebebi, adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı tespit ve tevsik edilmediği, haber bırakılan komşu isminin yazılmadığı tebligatın TK.'nin 21. maddesine göre usulsüz olduğu, tebliğ edilen satış ilanı tebligat mazbatasının incelenmesinde; anılan bu tebligatın TK.'nin 21. maddesine mi yoksa TK.'nin 16. maddesine göre mi tebliğ edilmeye çalışıldığı anlaşılamamış ise de; TK.'nin 21. maddesi açısından değerlendirildiğinde tebliğ memurunun muhatabın adreste bulunmama sebebini, adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, Yönetmeliğin 35. maddesi gereğince tespit ve tevsik etmediği, haber bırakılan annenin komşu olarak mı haber bırakıldığının anlaşılamadığı, bu nedenle usulsüz olduğu, TK.'nin 16. maddesi yönünden incelendiğinde ise tebligatın altına annenin birlikte ikamet edip etmediğinin ve imzadan imtina edip etmediğinin yazılmaması nedeniyle bu tebligatın da usulsüz olduğu, TK'nin 21/2. maddesine göre yapılan satış ilanı tebligatının değerlendirilmesinde de; öncelikle şikayetçinin bilinen en son adresine usulüne uygun tebligat çıkarılması zorunlu olup, TK.'nin öngördüğü usullerde tebligat yapılmadığından, aynı Kanun'un 10. maddesi gereğince bilinen son adrese tebligat çıkarılması kuralının yerine getirildiğinden söz edilemeyeceği, bu durumda TK.'nin 21/2. maddesine göre yapılan satış ilanına ilişkin tebligatın da usulsüz olduğu, İİK.'nin 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının borçluya (varsa vekiline) tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu, bu kapsamda mahkemece ihalenin feshine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
Şikayetçi borçlu aleyhine ihale bedelinin %10'u oranında para cezasına hükmedilmiş ise de, 7343 sayılı Kanun'la değişik İİK.'nin 134/5-3 maddesi gereğince fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı göz önünde bulundurulduğunda, davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı görülmekle, Anayasa'nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelinin %10'u olarak belirlenen para cezasının %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı-
Katılma yolu ile temyizin, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlı olup ona tabi olduğu, bu nedenle asıl tarafın temyiz talebi esasa girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile temyiz talebinin reddedileceği-
İhaleye fesat karıştırıldığı iddiasının bulunmadığı, kıymet takdirine yasal süre içerisinde itiraz edilmediği, taşınmazın muhammen bedelin üzerinde satıldığı, zarar unsurunun gerçekleşmediği, şikayetçinin 'menfaatinin muhtel olduğunu' ispatlayamadığı gerekçesi ile mahkemece 'ihalenin feshi talebinin reddine' karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Nema bedelinin İİK 134/5 uyarınca ihale alıcısına ödeneceği-
Şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı adresine çıkarılan ilk satış ilanı tebligatının iade dönmesi üzerine aynı adrese TK'nın 35. maddesi uyarınca tebligat yapıldığı, borçluya satış ilanı tebliğinin usulüne uygun yapıldığı, şikayetçinin kendisi dışındaki kişilere satış ilanı tebliğine ilişkin iddiaların incelenemeyeceği, tebligatlardaki usulsüzlük iddiasını ileri sürme hakkının yalnızca ilgilisine ait olduğu, ilan yapılan gazetenin tirajı en yüksek 5 gazeteden biri olduğu, süresinde itiraz konusu yapılmayan satış ilanındaki hususların bu aşamada ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürülemeyeceği, birleşen dosyada ihalede pey süren 3. kişinin tebligat usulsüzlüklerini ileri sürme hakkının bulunmadığı, ihale kendi üstünde kalmadığından taşınmazın yüzölçümü ve KDV'ye ilişkin iddialarla ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmadığı, kıymet takdirinin üzerinden 2 yıldan fazla süre geçmediği, İİK'nın 129. maddesi uyarınca ihale bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin yüzde ellisi ile paraya çevirme ve paraların paylaştırma masraflarını karşıladığı, resen incelenmesi gerekli ihalenin feshi nedenleri de bulunmadığı, ancak birleşen dosyalarda tek bir para cezasına hükmedilmesi gerekirken her davacı yönünden ayrı ayrı para cezasına hükmedilmesinin usulsüz olduğu, diğer yandan 7343 Sayılı Kanunla Değişik 134/5-3 maddesi gereğince fesih sebepleri gözönünde bulundurulduğunda Anayasa'nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak şikayetçiler aleyhine hükmedilen para cezasının ihale bedelinin %5'i olarak takdirinin uygun olacağı-
Şikayetçi borçlular aleyhine ihale bedelinin %10'u oranında para cezasına hükmedilmiş ise de, 7343 sayılı Kanun'la değişik İİK'nın 134/5-3 maddesi gereğince fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı gözönünde bulundurulduğunda şikayetin ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı değerlendirilmekle, Anayasa'nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelinin %10'u olarak belirlenen para cezasının %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı-
Kıymet takdir raporuna itiraz üzerine icra mahkemesince alınan bilirkişi raporuna, şikayetçi borçlular tarafından yasal süre içerisinde itiraz edilmediğinden bahisle raporun borçlular tarafından kabul edildiğinin var sayılacağı, buna göre de ihalenin feshi incelemesinde, kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece alınan bilirkişi raporunda kıymetin düşük belirlendiğine yönelik iddianın değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle ihalenin feshi isteminin yerinde olmadığı belirtildikten sonra, 7343 sayılı Kanunla değişik İİK'nın 134/3-5. maddesi gereğince şikayetçiler aleyhine hükmedilecek para cezasının %5 oranında verilmesi maksadıyla İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle, şikayetin reddine ve şikayetçiler aleyhine ihale bedeli üzerinden %5 oranında para cezasına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiği-
Şikayet eden üçüncü kişi lehine cebri satışı engeller şekilde verilen tedbir kararı bulunmadığından şikayetçinin ihalenin feshini isteyebilecek ilgililerden olmadığı-
İhalenin amacına ulaşmasını ve malın gerçek değerine satılmasını, ihalenin sağlıklı ve normal şartlarda yapılmasını engelleyici, dürüstlük kuralları ile bağdaşmayan davranışlarda bulunulması ve ihaleye katılıma engel olunmasının 'ihaleye fesat karıştırma' niteliğinde olduğu- Tarafların fesat nedeni olarak ileri sürdükleri maddi vakıaları, tanık dahil her türlü kanıtla ispat edebilecekleri-