İcra takip dosyasında ödem emri örneğinin bulunmamasının, İİK’nun 60/3 maddesine aykırılık teşkil edeceği, bu konudaki şikayet ‘bir hakkın yerine getirilmemesi’ nedenine dayalı olduğundan İİK. 16/II uyarınca süresiz olarak yapılabileceği–
Üçüncü kişinin ‘haczedilen aracın kendisine ait olduğunu’ iddia ederek ‘haczin kaldırılması’ talebinde bulunmasının ‘istihkak davası’ niteliğinde olduğu, dilekçede ‘şikayet’ten bahsedilmiş olmasının sonuca etkili olmayacağı–
Tamamlayıcı parça (mütemmim cüz) niteliğindeki şeylerin bütünden ayrı olarak haczedilemeyecekleri, fakat kural olarak eklentilerin (teferruatın) taşınmazdan ayrı olarak haczedilebilecekleri- Üzerinde ipotek bulunan taşınmazda yer alan ve “teferruat” (eklenti) niteliğinde bulunan taşınırların aynı zamanda ipotek akit tablosunda da belirtilmiş olmaları halinde, taşınmazdan ayrı olarak haczedilemeyecekleri–
Usulsüz tebligat nedeniyle icra mahkemesine yapılan başvuruda “gecikmiş itiraz” deyiminin kullanılmış olmasının –hukuki nitelendirme hakime ait bir görev olduğundan- sonuca etkili olmayıp, başvurunun “usulsüz tebligat şikayeti” olarak kabul edilip, değerlendirilmesi gerekeceği–
Kendisine dava ihbar olunan kişi, ilamın tarafı olmadığından, verilen kararın onun hakkında infaz edilemeyeceği–
Hakim, tarafların hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp, maddi vakalarla bağlı olduğundan, “haczedilen taşınırların kendisine ait olduğundan bahisle haczin kaldırılması” talebinde bulunmuş olan şikayetçi üçüncü kişinin bu talebinin “istihkak davası” niteliğinde olduğu kabul edilerek, istihkak davası prosedürüne göre sonuçlandırılması gerekeceği–
Olumsuz (menfi) tespit davası sonunda verilen ilamın “vekalet ücreti” ve “icra inkar tazminatı”na ilişkin bölümünün, ilam kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı–
Mahkemece Tebligat Kanununun 32. maddesi çerçevesinde tebliğ tarihi düzeltilerek takip kesinleşmeden borçlu hakkında yapılan haciz işlemlerinin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği–