Takip dayanağı ‘ilam’da hükmedilen alacağın (tedbir nafakasının, inkar tazminatının, maddi/manevi tazminatın, birikmiş nafaka farklarının vs.) ya da ‘ara kararı’ ile hükmedilen birikmiş nafaka alacağının faizinin ne zaman başlayacağının belirtilmemiş olması –yani; ‘faizin başlangıcı’ hakkında ilamda bir hüküm bulunmaması halinde, karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği; ancak hükmün infazı için kesinleşme gereken hallerde faizin, ilamın kesinleşme tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı–
İcra müdürlüğünün haciz uygulaması konusunda bir takdir yetkisi bulunmadığından, 506 sayılı Kanunun 121. maddesi uyarınca her ne kadar emekli maaşının haczi mümkün değilse de, bu hususun icra müdürlüğünce doğrudan doğruya dikkate alınarak alacaklının “haciz talebinin reddine” karar verilemeyeceği; haczedilmezlik iddiasının ancak borçlu tarafından şikayet konusu yapılabileceği–
İİK’nun 24. madde koşullarında yapılan işlem sonucunda belirlenen değerin ödenmesi için borçluya muhtıra tebliği ile borçluya temerrüde düşeceğinden, teslimi gereken aracın belirlenen rayiç bedelinin borçludan istenebilmesi için çıkarılan muhtıranın tebliğine kadar faiz istenemeyeceği–
Taşınmazın ihalesine alıcı sıfatıyla katılan ve alacağına mahsuben satın alan alacaklı bankanın tellallık harcını(tellaliye bedelini) ödemekle yükümlü olduğu-
Yedinde bulunmazsa ilamda yazılı değerin alınacağı, vermezse ayrıca icra emrine hacet kalmaksızın haciz yolu ile tahsil olunacağına, taşınır malın değeri ilamda yazılı olmadığı veya ihtilaflı bulunduğu takdirde icra müdürü tarafından haczin yapıldığı tarihteki değere göre takdir olunacağı-
Varlık yönetim şirketleri 492 sayılı Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan istisna edilmiş olduğundan, yargı harçlarının da -5 yıl süre ile- bu istisna kapsamında olduğu–
Vakıflar Genel Müdürlüğünün, genel bütçeye dahil daire ve katma bütçeli idare niteliğinde olmaması nedeniyle, faiz hesaplamasının 3095 sayılı Kanunun 1. maddesinde öngörülen faiz oranlarına göre yapılması gerekeceği–
Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi üzerine, mahkemenin “davanın kabulüne” karar vermesi halinde, bu karara “icra takibinde ödenmiş olan paranın geri verilmesine ilişkin bölümü” için, borçlunun ayrı bir ilamlı takip yapmasına olanak ve gerek bulunmadığı- Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmüş olmasının, bu ilamın infazı için kesinleşmesi koşulunu ortadan kaldırmayacağı–
Kıdem tazminatı alacağına dayalı takiplerde mahkemece “hakkın doğum tarihinden itibaren birer aylık devreler halinde, mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının, tarafların bildirdikleri bankalardan sorulmak suretiyle oluşacak sonuca göre” bir karar verilmesi gerekeceği–
İlamda hükmedilen reeskont faizinin iskonto oranına göre hesaplanması gerekeceği–