Şikayet ile ‘icra dairesinin bir işleminin kanuna aykırı olduğu veya hadiseye uygun bulunmadığı’ ileri sürüldüğünden, icra dairesinin işlemlerine karşı yapılan şikayetin bir ‘dava’ olmayıp ‘icra ve iflas dairelerinin işlemlerine karşı başvurulan kendine özgü bir kanun yolu olduğu–
3. kişinin, taraf olmadığı icra takibinin ve bu dosyada borçlunun mallarına konulan haczin kaldırılmasını isteme hakkı bulunmadığı, bu konudaki talebin ileride “sıra cetveline itiraz” davası/şikayeti olarak ileri sürülebileceği-
“Tebliğ tarihinin düzeltilmesi” konusundaki başvurunun “şikayet” niteliğinde olduğu ve İİK’nun 16/I. Maddesi uyarınca, usulsüz tebligatın öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde yapılabileceği–
Vergiye yönelik, satış bedeli üzerinden KDV’nin %1 olması gerekirken %18 oranında tahakkuk ettirilmesi nedenine dayalı şikayetin, İİK.nun 16/son maddesi uyarınca bir hakkın yerine getirilmemesi nedenine dayalı olup süreye tabi olmadığı-
İlamların infaz edilecek kısmının “hüküm bölümü olduğu”; hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, bu nedenle icra hakiminin, ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip olmadığı–
‘Aile ve şahsın hukukun ilişkin ilamlar’ kesinleşmeden takip konusu yapılamaz ise de nafakaya ilişkin ilamların takibe konulabilmesi için kesinleşmelerinin gerekmediği–
Haciz haricen öğrenilse bile, daha sonra takip dosyasından borçluya 103 haciz varakasının tebliği halinde, borçlunun tebliğ tarihinden itibaren haczedilmezlik şikayetinde bulunulabileceği–
Kesinleşen ilamsız takibin kanunda öngörülmeyen nedenlerle –ve kamu düzeni söz konusu olmadıkça- “iptaline” mahkemece karar verilemeyeceği–
“Dava” niteliğinde olmadığından şikayette “ıslah” yoluna başvurulamayacağı–