İcra mahkemesine başvurarak “tebliğ işleminin yapıldığı sırada yurtdışında olduğunu bildirmiş olan borçlunun bu başvurusunun –HMK’nun 33. maddesi gereğince- “gecikmiş itiraz” olarak kabul edilerek, İİK’nun 65. maddesine göre inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği–
İcra dairesinde işlem yapabilmek için vekilin “avukat” sıfatını taşımasının zorunlu olduğu–
Karşılıklılık esası olup olmadığı araştırılarak icra takibini yapan alacaklı ABD vatandaşının teminat yatırmasının gerekip gerekmediğinin tespiti gerektiği- İcra takibinde itiraz edilmeyerek kesinleşen alacağın teminat olarak kabul edilemeyeceği- Şikayet başvurusunda tazminatın öngörülmediği-
Bankaların yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilerin temini ve bunların teminatları ile geri ödemelerine ilişkin olarak icra dairelerinde yapılacak işlemlerin, 492 sayılı Harçlar Kanununda yazılı harçlardan ve aynı kanunda yer alması nedeniyle de tahsil harcından müstesna olduğunun kabulü gerekeceği–
“Tebliğ tarihinin düzeltilmesi” konusundaki başvurunun “şikayet” niteliğinde olduğu ve İİK’nun 16/I. Maddesi uyarınca, usulsüz tebligatın öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde yapılabileceği–
Her ne kadar icra mahkemesi kararları genel hükümlere göre yapılan yargılamalar yönünden “kesin hüküm” oluşturmaz ise de, aynı konuda icra mahkemesinde verilen önceki kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın daha sonra verilmiş olan icra mahkemesi kararına karşı “kesin hüküm” sonuçlarını doğuracağı–
İcra takibinde bulunmuş olan alacaklının ABD vatandaşı olduğunun saptanması halinde, öncelikle Türkiye ile ABD arasında “karşılıklılık esası”nın bulunup bulunmadığının araştırılması eğer yok ise alacaklının “MÖHUK.’un 48. maddesi uyarınca teminat yatırması gerektiğine” karar verilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesi kararlarının birbirlerine karşı “kesin hüküm” teşkil edecekleri (icra mahkemesi kararları ‘kural olarak’ kesin hüküm teşkil etmez ise de, bir önceki icra mahkemesi kararının kesinleşmesi halinde, bu kararın aynı konuda açılan ikinci davada kesin hükmün neticelerini doğuracağı)–
Mahkemece 492 sayılı Harçlar Kanununun 29. maddesi hükmü ve konuya ilişkin HGK’nun kararı uyarınca, alacaklı vekilinin “icra dosyasına ödediği peşin harcın kendilerine iadesine” ilişkin talebini reddeden icra müdürlüğü kararının iptaline karar verilmesi gerekeceği–