Evlilik sona erdikten sonra konut, aile konutu özelliğini kaybettiğinden eski eşin muvazaaya dayanarak tapu iptali ve tescili talebinin uygulama imkanı bulunmayacağı-
Tapu iptali ve tescil davasında, kayıt sahibinin mülkiyeti, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan hakkın bertaraf edilmesi kas­tiyle ve kötü niyetle kazandığı ileri sürüldü­ğünden, malikin ayni hakkın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi olup olmadığının araştırılması zorunlu olup; satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilip edilmediğinin öneminin olmadığı-
Tapu kaydının iptali ve tescil isteğine ilişkin davalarda, davanın kayıt malikine, kayıt maliki ölü ise mirasçılarına yöneltilmesi gerekeceği-
Kocanın, eşinin bankadan kredi çekmesi için teminat göstermesi nedeniyle ve iade edeceği inancı, eşine duyduğu güven ve saygının sonucu olarak taşınmazı eşine devretmesi halinde, bunun inanç sözleşmesi olacağı ve bu sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının aile mahkemelerinde değil, asliye hukuk mahkemelerinde görülmesi gerekeceği-
Üstün bir yarar hukuki sebebine dayalı paylı mülkiyete konu maldaki payın bedeli karşılığı iptal ve tescili davaları, yasal önalım hakkı davasına benzemekte olduğundan, üstün yararı kabul edilene belirlenen miktarın depo edilmesi için süre verilmeli, depo edilme işleminin gerçekleşmesi halinde tescil kararına hükmedilmesinin gerekeceği-
Şahsi hak ile ayni hakkın yarışması halinde ayni hakka değer tanınacağı; ancak kötü niyet iddiası varsa usulünce araştırılmasının gerekeceği-
Tapudaki işlem (doğrudan satış) şeklinde ise de; hakkında yapılan ceza kovuşturması sırasında davalı "müştekinin borç senetlerini ödemesi halinde dükkan tapusunun iade edileceği.." şeklinde beyan bulunduğundan, HUMK'un 236. maddesi hükmü uyarınca bu beyanı ikrarda bulunan aleyhine delil teşkil etmekle, BK'nın 81. maddesi hükmü de gözetilerek taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedelin ödenmiş olmasının gerekeceği ve ödemelerin yapılmadığını savunduğundan aksinin ispatının davacıya düşeceği-
Taraflar borcun ifa gününü kararlaştırmışlarsa ihbar olmaksızın borçlunun temerrüde düşeceği-
Senede bağlı işlemlerin tanıkla ispat edilemeyeceği-