Satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil davalarında dava değerinin sözleşmede yazılı miktar olacağı–
İki tarafa borç yükleyen satış vaadi sözleşmelerinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davalarında aranacak ilk koşulun ifa olanağının bulunup bulunmadığı olduğu, taraflardan birinin tek yanlı olarak sözleşmeyi feshetme yetkisinin olmadığı ve satış vaadi sözleşmesinden doğan tescil davasının kabulü halinde, ödenmemiş olan satış bedelinin ifa tarihinden itibaren hesaplanacak faiziyle birlikte depo ettirilmesi gerekeceği–
743 sayılı Türk Medeni Kanunu evlilik birliği içindeki malların yönetimi konusunda yasal rejim olarak «mal ayrılığı» rejimini kabul etmiş olduğundan, eşlerden birinin katkısıyla diğer eşin taşınmaz alıp kendi üzerine tapu siciline kayıt ettirmesi halinde, tapunun yarı (ya da katkı) payı oranında iptali ile katkıda bulunan eşin üzerine tescilinin kural olarak mümkün olmadığı–
Kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanılarak taşınmazın taşınmaz alıcı adına tescili için gerçekleşmesi gereken koşullar-
MK. 716’ya dayalı tapu iptali ve tescil davası devam ederken, dava konusu taşınmazın kamulaştırılması halinde yapılacak işlem-
Satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın alıcıya teslim edilmiş ol- ması halinde, zamanaşımı savunmasında bulunmanın iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı-
Tapuya şerhedilmemiş olmakla birlikte, satış vaadi sözleşmesine dayanılarak açılan cebri tescil davasında mahkemece verilen ihtiyati ted- bir kararının tapu kaydına işlenmesi durumunda, lehine tedbir kararı konulan kişinin bu kararın koruyuculuğundan yararlanarak satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakkını tedbirden sonra taşınmazda aynî hak iktisap edecek kişilere karşı ileri sürebileceği-
Satış vaadi sözleşmesinin, mimarî, projeye göre değil daha önce noterde tasdik ettirilmiş bağımsız bölüm (kat irtifakı) listesine atıf yapı-larak düzenlenmiş olması ve satış vaadine konu dairelerin belirlenebilir nitelikte olması halinde, “cebri tescil” isteminin “sözleşmenin ifa kabiliyeti bulunmadığı”ndan bahisle reddedilemeyeceği-
Davacının, satış vaadi sözleşmesine dayanarak açtığı tescil davasında kalan borcu için tevdi mahalli tayini talep ettiği, Yargıtay HGK kararlarına göre, satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil davalarında görevin, sözleşmede tarafların serbest iradeleri ile belirledikleri bedele göre tayin edilmesi gerekeceği, Yerel mahkemenin, cebri tescil isteminin reddine, bakiye satış bedelinin yatırılması için ödeme yeri tayini isteminin ise görev yönünden reddine karar verdiği, Özel Daire’nin, sözleşmede kararlaştırılan bedel itibarıyla davanın Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevine girdiğinden bahisle yerel mahkeme kararını bozduğu, halbuki yerel mahkemenin, cebri tescil talebini sözleşme koşullarının gerçekleşmemesi nedeniyle reddettiği, açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin cebri tescil isteminin görev yönünden reddedilmediğine ilişkin direnme kararının yerinde olacağı-
Borca teminat olarak yapıldığı anlaşılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanılarak cebri tescil kararı verilmesinin yasaya aykırı olduğu-