Resmi şekle uygun olarak düzenlenmiş satış vaadi sözleşmeleri hüküm ve sonuç doğurmakta ise vaat alacaklısı tarafın, TMK'nın 716. maddesine dayanarak karşı tarafı ferağa zorlayabileceği-
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede ise tazminat istemine ilişkin davada, tescil istemi kabul edilmediğinden ikinci kademedeki istem olan tazminat istemi yönünden karar verilmesi gerekeceği.- Satış vaadi alacaklısının, satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyeti devir borcunu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde TMK’nın 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davası ile borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebileceği-
Türk Medeni Kanununun 118-395 maddelerinden kaynaklanan bütün davaların, aile mahkemeleri kurulan yerlerde bu mahkemelerin, aile mahkemesi kurulmayan yerlerde asliye mahkemesinin, aile mahkemesi sıfatıyla davayı görmesi gerekeceği-
Vaat alacaklısının, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebileceği-
Noterlikçe düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesinde ifanın talep edilebilmesi ileride gerçekleşecek “kat mülkiyeti kurulması” şartına bağlanmış olduğundan satış vaadi sözleşmesindeki taliki şart gerçekleşmeden davacı ferağa icbar talebinde bulunamayacağından satış vaadi sözleşmesinin ifasının bu aşamada mümkün olmadığı-
Köy adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi ile köy aleyhine açılan davalarda köyü temsil yetkisinin 442 sayılı Köy Kanununun 37/7 maddesi uyarınca köy muhtarına ait olduğu; köy muhtarının hukuki bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmış olduğu-
Cebri ihale yoluyla satın alınan taşınmaza ilişkin tescil isteminin Tapu Müdürlüğü tarafından reddi sonucunda tescili sağlamak için açılan davanın İYUK kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, davanın TMK çerçevesinde mülkiyet hakkından kaynaklandığının kabul edilmesi gerekeceği-
Taraflar arasında görülmekte olan satış vaadi sözleşmesinin iptaline ilişkin asıl davada gabinin objektif ve subjektif unsurlarının oluşmadığı belirlenerek davanın reddine karar verilmesi isabetli olsa da birleşen tapu iptali ve tescil davasında, davaya konu taşınmazın satış vaadi sözleşmesi tarihindeki değerinin bilirkişilerce belirlenerek (birleşen dava) davacı tarafından mahkeme veznesine depo edilmesinin sağlanmasından sonra bu davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, taraflar arasında yapılmış satış vaadi sözleşmesine değer verilmesi ile davalı- (birleşen dava) davacı tarafından, davacı-(birleşen dava) davalının kocası 3. kişiye yapılan ödemenin davacı- (birleşen dava) davalı yönünden bağlayıcı olduğunun kabul edilmesinin isabetli olmadığı-
Satış vaadi sözleşmesine dayanarak tapu iptali ve tescil davası devam ederken, satmayı vaat eden davalının veraset belgesinin alınması için ayrı bir dava açılmış ise, davacının açmış olduğu bu davanın sonucu beklenerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava, önceden açılıp derecattan geçmek suretiyle kesinleşen taşınmazın kadastral mülkiyet ve geometrik durumuna dönülmesine ilişkin kararın idarece infaz edilmemesi sebebiyle sicil kaydında infazın sağlanması bakımından açılan bir dava olup mahkemece kararın idarece infaz edilmemesinin idari yargının görev alanına girmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmişse de; açılan dava sonucu tesis edilecek kararla taşınmaz mülkiyetinin el değiştireceği nedeniyle davanın sicil kaydının düzeltilmesi olarak kabulü gerekir. Bu durumda taraf teşkilinin sağlanarak işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-