Satış vaadine konu paya imar nedeniyle ilave edilen miktarın mülkiyetini satış vaadi sözleşmesinin alacaklısının ipotek bedelini ödemek suretiyle edinmesinin mümkün olduğu-
Üyeye mevcut borcu ödeme olanağı sağlamak amacıyla borcun depo ettirilmesi doğru olmadığından, depo kararına konu miktarın yatırılması konusunda ilgili tarafa kesin süre verilmesi şeklinde bir uygulamanın hatalı olduğu- Eşitlik ilkesi gereğince eksik ödemesi bulunan diğer üyelere tapularının verilip verilmediği hususu araştırılarak, verilmiş olması durumunda tapu iptal ve tescil talebinin haklı olduğu gözetilerek, davaya konu dairenin daha önce davacıya tahsis edildiği ve daire üzerindeki öncelik hakkının davacıya alt olduğu esasen mahkemece de kabul edilmiş olmasına göre, davacı ile aynı durumda bulunan üyelere tapularının verilmesi halinde davacının talebinin kabulü gerektiği hususu düşünülmeksizin, usule aykırı bir şekilde depo karan verilerek, öngörülen kesin süre içerisinde depo kararına konu miktarın kesin süreden sonra ancak duruşmadan önce yatırılması sebebiyle kesin mehilin amaca, usul ve yasaya uygun düşmediğinin gözardı edilmesi suretiyle yazılı sonuca varılmasının doğru olmadığı-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu olan davada, ödeme makbuzları arazilerin zilyedi olan davalılar adına düzenlenmiş ise de, makbuz fotokopileri asıl ve birleşen davada davacı olan kooperatif temsilcilerince sunulmuş olup, makbuz asılları davacı kooperatifin elinde bulunuyorsa onun tarafından ödendiğine karine oluşturacağı-
Dava konusu 11 parsel sayılı taşınmazın, davalıların mirasbırakanı tarafından davacıların murisine özgülendiği anlaşıldığından bu parsel ile ilgili verilen red kararının isabetsiz olduğu-
Mülkiyet, boşanma kararı ile davacıya intikal etmediğine göre asli müdahiller tarafından taşınmaz üzerine konulan hacizlerin iptal edilmesinin söz konusu olamayacağı-
Mahkemece dava konusu taşınmazlardaki paylar toplamının payda ile eşit hale getirilmesi konusunda dava açmak üzere davacıya yetki ve süre verilmesinin, dava açılarak payların toplamı paydalarla eşit hale getirildikten sonra satış vaadi sözleşmesine konu edilen paylar bilirkişilerce yeniden hesaplanarak sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin gerçekte taşınmaz mülkiyetinin ileride devredilmesi amacıyla değil alacağın teminatı olmak üzere yapılması halinde geçersiz olan bu sözleşmeye dayanarak mülkiyetin naklinin talep edilemeyeceği-
Vaat alacaklısının, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunu’nun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebileceği-