Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması gerektiği, elbirliği mülkiyetine (TMK mad. 701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte, elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemeyeceği- Kendisine satış vaadinde bulunulan ve elbirliği maliklerinden olmayan davalının yanında, murisin satış vaadinde bulunmayan başka mirasçıları da mevcut olduğundan ve taşınmazdaki elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete çevrilmeden sözleşmenin ifası mümkün olamayacağından mahkemece davanın reddi gerektiği-
Dava konusu yapının imar mevzuatına aykırı (kaçak) olması nedeniyle bağımsız bölüm ya da pay tescili talep edilemeyeceğinden satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebinin reddedilmesi gerektiği-
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunması gerektiği- Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemeyeceği ve bu durumun satışı vaat edilen taşınmazın tapusunda temliki tasarrufu engelleyen bir kaydın bulunması veya 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi hükmüne aykırı şekilde taşınmaz satışı vaat edilmesi ya da vaade konu taşınmazın bir başka mahkemede mülkiyet uyuşmazlığına konu olması halinde de geçerli olacağı-
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde, vaat alacaklısının,  TMK. mad. 716 uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davası ile borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebileceği-  Vaat borçlusunun mirasçısının halefiyet ilkesi gereği sorumluluğu bulunduğu-
Vaat alacaklısının, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebileceği-
Davacı, satış vaadi sözleşmesi ile davalının murisinden intikal edecek hissenin satışını vaat ettiğini belirterek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunduğu, dava konusu taşınmazın muris adına kayıtlı olduğu ve davacı ve davalının murisin mirasçıları oldukları anlaşıldığından satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunduğu, mahkemece tarafların diğer iddia ve savunmalarının da araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olduğu, bu haliyle ifa imkanı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmayıp bozmayı gerektirdiği-
Satış vaadinde bulunan davalıların murisi dava konusu 107 ada 80 parsel sayılı taşınmazda 1/5 paylı mülkiyet, elbirliği mülkiyetine konu olan başka bir 1/5 paylı mülkiyette ise 1/30 elbirliği mülkiyetine malik olup, elbirliği mülkiyeti henüz çözülmediğinden, elbirliği mülkiyetine konu 1/5 paydan davacıya satış vaadi nedeniyle sadece 1/30 elbirliği payının tesciline karar verilebileceği-
6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişiklikle "Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi arttırılamaz...." şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devrinin mümkün hale geldiği-
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedelin ödenmiş olması gerekeceği, bedelden ödenmeyen bir kısmının olması halinde de bu bedelin depo ettirilebileceği, sözleşme tarihinde belirlenen bedelin üzerinden uzunca bir zaman geçmesinden sonra dava tarihinde eksik kalan bedelin depo ettirilmesinin TMK’nın 2. maddesinde düzenlenen dürüst davranma kuralı ile bağdaşmayacağı-
Dava konusu inşaatın yüklenici tarafından tamamlandığı ve dava açıldıktan sonra arsa maliki davalı idare tarafından geçiçi kabulünün yapılarak teslim alındığı, dava tarihinde inşaat tamamlanmamış olduğundan davanın açılmasına neden olmayan arsa maliki davalının yargılama gideri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulması doğru olmayıp hükmün bozulması gerektiği-