Mahkemece davanın kabulüne karar verilerek davalıların murisinden davalılara intikal eden payın iptali ile davacı adına tesciline hükmedilmiş ise de; dava konusu taşınmazın incelenen güncel tapu kaydında muris ve mirasçılarının payı bulunmadığından, kurulan hükmü infaza elverişli olmadığı-
Resmi sözleşmede ödendiği belirtilen bedelin ödenmediğinin; ancak, aynı değerde başka delil ile ispatı gerekeceğinden davacının satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan edimini yerine getirdiğinin kabulü gerekeceği, satış vaadi borçlusu dava konusu taşınmazlardaki paylarını dava dışı üçüncü kişiye sattığı kayıt malikinin de kötüniyetli olduğu davacılar tarafından ileri sürülmediğinden mahkemece tazminata hükmedilmesi gerekeceği, taşınmazın davalı tarafından üçüncü kişiye satıldığı ve ifanın artık imkansız hale geldiğinden, bir taahhüt muamelesi olarak geçerliliğini koruyan sözleşme gereği davacının zararının 818 sayılı BK’nın 96. maddesi uyarınca giderilmesi, dava konusu taşınmazlardaki payların dava tarihindeki rayiç değerlerinin hüküm altına alınması gerekeceği-
Tarafların, ıslah yolu ile iddialarını ve savunmalarını genişletip değiştirebilecekleri, buna göre, davacı dava dilekçesinde belirttiği dava sebebini değiştirebileceği gibi dava dilekçesinde vakıaları eksik belirtmişse ıslah yolu ile bunları tamamlayabileceği, davacının dava dilekçesinde belirttiği talebini ıslah yolu ile artırması mümkün olduğu gibi talebini de değiştirmesinin mümkün olduğu, somut olaya gelince, davacı vekilinden dava sebebinin ıslah edip etmediği açıklığa kavuşturularak usulüne uygun ıslah yapıldığı takdirde ıslah edilen dava sebebi doğrultusunda bir karar verilmesi gerekeceği- Davacı vekili HMK 125. maddesi gereğince davasını kayıt malikine yönelik tapu iptal ve tescil davasını alacak davası olarak devam etmek istediğini beyan ettiğinden adı geçen davalı yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, dava konusu taşınmazda kat irtifakı ya da kat mülkiyeti kurulup kurulamayacağı, binanın ruhsata bağlanmasının mümkün olup olmadığı araştırılarak binaya ruhsat alınması halinde satış vaadi sözleşmesine konu daire ve dükkana ilişkin arsa payı hesap edilerek bu miktara yönelik pay iptaline karar verilmesi, kat irtifakı ya da kat mülkiyeti tesis edilmesi halinde belirlenen bağımsız bölüm ile dükkana ait tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesi, hiçbir surette satış vaadine konu dairenin bulunduğu binanın ruhsata bağlanması mümkün değil ise 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi gereğince hukuken değer atfedilecek yapı niteliğinde olmadığından tazminat talebinin değerlendirilmesi gerekeceği-
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden, on yıllık zamanaşımı süresinin (TBK. 146) uygulanacağı ve bu sürenin, sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlayacağı- Satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye (vaat alacaklısına) teslim edilmişse on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı- Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince davaya konu taşınmazın zilyetliğinin davacıya devredildiği, davacının dava tarihine kadar zilyetliğini çekişmesiz olarak sürdürdüğü anlaşıldığından, zilyetlik devam ettiği sürece zamanaşımı süresinin işlediğinden söz edilmeyeceği ve bu durumda, davanın zamanaşımı süresi geçtiğinden bahisle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Satış vaadine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkin davalarda elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa, iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payı, alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının olduğu-
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, güncel tapu kaydına göre dava konusu taşınmazların .............. tarihi itibariyle dava dışı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırıldığı, mahkemece bu husus nazara alınmaksızın özel mülkiyete konuymuşcasına davalı ...'ya murisi ...'dan intikal olduğu kabul edilerek bu taşınmazlardaki payların da iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı anlaşıldığından hükmün bu sebeple bozulması gerektiği- 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (I) sayılı tarifenin yargı harçları başlığını taşıyan kısmında, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden tarifede gösterilen oranda nispi karar ve ilam harcı alınacağı hükme bağlandığından; hüküm sonucunda davanın kabulüne karar verildiği halde nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmemesinin doğru olmadığı-
Satış vaadi sözleşmelerinde satıcı (borçlu) olan kişiler veya mirasçılarının tapuda mülkiyet haklarının bulunup bulunmadığı, adı geçenlere ait paylı mülkiyet bulunması halinde bu payların iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesi gerektiği, satış vaadi sözleşmelerinin yapılmasından sonra satışa konu paylarını satış vaadi alacaklısı dışındaki üçüncü kişilere devretmiş satıcılar yönünden tazminat tahsiline karar verilebileceği- Dava konusu taşınmaza ait tapu kayıtları tapulama tutanağı ile birlikte ilk tesisinden itibaren tüm tedavüllerinide gösterir şekilde getirierek, davacıların (veya miras bırakanlarınınn) tapuda, satış vaadi sözleşmelerinin düzenlenmesinden sonra edindikleri paylar var ise bu payların nereden geldiği, davalının savunması doğrultusunda onun miras payının tapuda murise devredilip devredilmediğinin incelenmesi, böyle bir devir işlemi var ise hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Satış vaadi sözleşmeleri biçimine uygun olarak düzenlemiş geçerli sözleşmeler olup, satışa konu taşınmaz tapuda muris adına kayıtlı olduğu takdirde tüm mirasçılarının satış vaadi yapması durumunda bu sözleşmenin ifa olanağının bulunduğu,satıcılar adına tapuda paylı mülkiyet halinde hisseler bulunmakta ise de, bu hisseler yönünden de sözleşmenin ifa olanağının bulunduğu- Tapu kaydında adlarına hisse kaydı bulunan satış vaadi sözleşmesi borçlularının paylarının iptal edilerek davacılar adına tesciline karar verilmesi gerektiği-
Satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteği-
Ortaklığın giderilmesi davası sonucu satın aldığı payların adına tescili istemli eldeki davada, tescili istenilen payların halen tapuda paydaşları adına kayıtlı olduğu, netice itibariyle iptal ve tescil istemini içerdiğinden TMK. mad. 716 uyarınca, davanın hasımlı olarak açılması gerektiği-