Manevi tazminata ilişkin ıslah dilekçesinin, nispi harç yatırılmak suretiyle mahkemeye verilmesi ve fakat başvuru harcının yatırılmaması nedenleriyle bir ek dava dilekçesi olarak kabulünün dahi mümkün olmadığı, manevi tazminat davası açma hakkı saklı kalmak üzere manevi tazminata ilişkin ıslah isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı tarafından gerçekleştirilen ıslaha karşı davalının süresi içinde zamanaşımı def'inde bulunmasına rağmen, fazla mesai alacağı bakımından bu husus dikkate alınmadan ve zamanaşımına uğrayan kısmı tespit edilmeden hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektireceği-
Belirsiz alacak davası olarak açıldığına dair davacı tarafın herhangi bir ifadesi veya telebi bulunmamasına karşın mahkemece dava belirsiz alacak davası olarak görülmesinin; ıslah talebi sonrasındaki davalının zamanaşımı def'i hakkında bir değerlendirme yapılmadığı gibi alacak taleplerinin tamamına dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasının hatalı olduğu-
Haksız fiil nedeniyle tazminat alacaklarının bir yıllık kısa zamanaşımı süresine tabi tutulduğu ve bir yıllık sürenin "mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ıttılaı tarihinden itibaren" işlemeye başlayacağı- kısa zamanaşımı süresinin başlaması için zarar görenin hem zararı hem de failini öğrenmesi gerektiği-
Dava açılmakla fazlaya ilişkin haklar yönünden zamanaşımı kesilmediğinden kısmi ıslaha karşı zamanaşımı definin ileri sürülmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemi-
Başvurma harcı yatırılan manevi tazminat talebini de içeren ıslah dilekçesinin bu haliyle, bir ek dava dilekçesi olarak kabulünün gerekeceği, hal böyle olunca da manevi tazminat istemi ile ilgili olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
Islaha karşı süresinde ileri sürülen zamanaşımı def'i değerlendirilmeksizin karar verilmesi hatalı olup, bu anlamda olmak üzere, ıslah tarihi olan 05.07.2012 tarihine göre, beş yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, 05.07.2007 tarihinden önceki taleplerin zamanaşımına uğradığı, dava dilekçesinde talep edilen ve zamanaşımına uğramayan 1.500,00 TL ücret alacağının hüküm altına alınması gerekeceği-
İlk kararın davalı temyizi üzerine bozulduğu dikkate alındığında, davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak durumu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu-