Haksız el koyma nedeniyle tazminat istemi-
Haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkin olan dava da, bir kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olduğu gibi, bu kararı yerine getirmek üzere yaptığı işlemler de verilen kararın neticesi olan birer idari eylem olduğu- Davacı, davalılardan Karayolları Genel Müdürlüğü'nün yaptığı yol inşa ve genişletme faaliyetleri nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek davalı Karayolları Genel Müdürlüğü'nün hizmet kusuru niteliğindeki eylemine dayandığına göre bu tür isteklerin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince, idari yargı yerinde tam yargı davası olarak ileri sürülmesi gerekeceği, bu davalara bakma görevinin idari yargı yerine ait olduğu-
Kısmen reddedilen miktar nedeniyle davalı yararına avukatlık ücreti verilmesine, yargılama giderlerinde kabul-ret oranı gözetilerek taraflar arasında paylaştırılmasına karar verilmesi gerektiği- Fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram-genel tatil alacaklarının tanık beyanlarına göre uzun süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde işçinin izinli veya raporlu olabileceği, çalışamayacağı günler bulunabileceği gözetilerek hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği- İş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği- Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükünün işverene ait olduğu- İşverenin yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlaması gerektiği-
Davacı, davalı bankadan konut kredisi sözleşmesi ile konut kredisi kullanmış, kullanan krediye mahsuben davalı bankaca, davacıdan dosya masrafı, ekspertiz ücreti adı altında kesinti yapılmış, yine kredi yapılandırmasına ilişkin işlemde davalı bankaca, davacıdan komisyon masrafı, hesaptan faiz ve kredi tesis ücreti adı altında kesinti yapılmış ve yine iki ay sonra yapılan kredi yapılandırmasında davalı bankaca, davacıdan kredi komisyonu ve erken ödeme tahsilatı adı altında ücret tahsil edildiği, banka tarafından tanzim edilen ve taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesi matbu evrak şeklinde olduğu, taraflarca ve özellikle de krediyi kullanan davacı tarafça müzakere edilmeden sözleşmenin imza altına alındığı dolayısıyla kredi kullanan davacının işbu kredi sözleşmesinde lehine hüküm altına alabileceği herhangi bir tasarrufunda bulunmadığı, tümüyle bankanın inisiyatifinde olduğu ve buna göre de; sözleşmede yer almayan ücretlerin haksız şart kapsamına girdiği ve tüketiciyi bağlayıcı olmadığı, tek taraflı olarak davalı banka lehine imza altına alındığı - Davacıdan tahsil edilen zorunlu, makul ve belgesi bulunmayan haksız şarta dayalı olarak alınan bedelin iadesi gerekeceği -Davacı netice-i talebini olarak ıslah etmiş ise de; ıslah miktarının ilk dava açılıştaki miktardan daha az olduğu hususu nazara alınarak aza ıslahın mümkün olmadığı anlaşıldığından davacının ıslah talebi nazara itibar alınmadığı-
Zamanaşımının def'i olarak esasa cevap süresi içerisinde ileri sürülmesi gerekeceği yasal süresi içinde sunulan cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen zamanaşımı def'inin daha sonra ıslah yolu ile ileri sürülmesinin mümkün olduğu-
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davası-
Harcı yatırılarak ıslah ile arttırılan kısmın ayrı bir dava, diğer bir anlatımla ek dava olarak kabulü gerektiğinden, ek davadaki ilkelerin burada da söz konusu olacağı, ıslah suretiyle istenen miktara faiz yürütülmesi talep edilmediğinden, dava açılırken talep edilen faizin bu talebe yansıtılamayacağı, kendisi faiz talep etmeyen davacı lehine faiz yürütülmesi olanağı bulunmadığı ve sonuçta ıslah ile arttırılan kısım için faiz talep edilmediğinden bu bölüm için faize hükmedilemeyeceği sonucuna varılması gerektiği- Mahkemece, dava dilekçesi ile talep edilen miktar yönünden yasal faize hükmedilmesi, ıslah ile artırılan miktara yönelik olarak ise faize hükmedilmeksizin hüküm kurulması gerektiği-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Islah ile dava, davanın açıldığı tarihten itibaren yargılamanın iadesi davasına dönüştürdüğüne göre, davacı tarafından daha önce açılıp süre yönünden reddedilen, aynı boşanma davasının yargılamasının yenilenmesine ilişkin davanın, eldeki mevcut dava için kesin hüküm teşkil etmeyeceği-
Taşınmazın alacaklılarını zarara uğratmak amacıyla çıkar amaçlı suç örgütü mensubu olan davalıya temlik edildiğinden bahisle İİK nun 277 vd. maddeleri uyarınca tasarrufun iptali istekli olarak dava açıldığı, ıslah ile çıkar amaçlı suç örgütünün tehdit ve baskıları ile temlik edildiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunulduğu, tehdit iddiasına dayalı olarak açılan davada hak düşürücü sürenin geçtiği, davalıya yapılan temlikin inançlı işlem niteliği taşımadığı-