Kıyılar özel mülkiyete konu olamayacak ise de, genel arazi kadastrosu sırasında kök parsel hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kaydı oluşturulduğu, ifrazlar, tevhitler ve satış yoluyla çekişmeli taşınmazın davacıların murislerine geçtiği bu şekilde tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların gerçek zararlarının karşılanması gerektiği-
Zina (TMK m. 161) hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasında, bu konuda yapılmış bir ıslah da bulunmadan  evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Dava dilekçesinde, TMK. mad. 166 uyarınca boşanma talep edildikten sonra, ıslah ile öncelikle zina (TMK m.161) ve onur kırıcı davranış (TMK m.162) sebebi ile boşanmaya karar verilmesi talep edildiğinden, mahkemece, zinaya dayalı talebinin delil durumu gözetildiğinde yeterli görülmediği gerekçesiyle reddine karar verildiği belirtilmişse, de onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma talebinin reddine ilişkin hiçbir gerekçe oluşturulmamış olduğundan, hükmün usul ve yasaya aykırı olduğu-
Haksız rekabetin tespiti, men’i ile maddi ve manevi tazminat istemi-
Islahın, iyiniyetli tarafın, davayı açtıktan veya kendisine karşı bir dava açıldıktan sonra öğrendiği olgularla ilgili yanlışlıkları düzeltmesine, eksiklikleri tamamlamasına, bu çerçevede yeni deliller sunabilmesine olanak sağlayan bir kurum olduğu, bu durumda, mahkemece, ıslah talebi kabul edilerek sunulan deliller değerlendirildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı karar verilmesinin doğru olmadığı-
Evlilik birliği içerisinde edinilmiş mallardan olan dava konusu şirketin eşler arasındaki tasfiyesi sırasında, şirketin mal rejiminin sona erdiği andaki durumuna ve niteliğine göre beklenen değeri, Tüketici Fiyat Endeksi nazara alınarak tasfiye tarihindeki sürüm değeri göz önünde bulundurularak bir sonuca varılması gerektiği- Aynı davada tarafların ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceği-
HMK.nun ıslah müessesini düzenleyen 176 ve devam eden madde hükümlerinde dava dilekçesinde dava edilmeyen bir hususun ıslah yoluyla dahi dava konusu haline getirilmesine yasal olanak tanınmadığından, davacının dava dışı olan ek taleplerinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
3. HD. 01.11.2016 T. E: 2015/17919, K: 12351-
Davacının, tahkikat aşamasında iddiasını genişleterek TMK. mad. 174/1-2 uyarınca maddi ve manevi tazminat talebinde bulunması ve davalının bu talebe açık rızasının bulunmaması ve bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmaması halinde, mahkemece hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilebilecek nitelikte bir tazminat talebi mevcut bulunmadığından, talepten fazlasına hükmedilemeyeceği (HMK. mad. 26)  ve davacının tazminat talepleri hakkında “usulüne uygun ileri sürülmediğinden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi gerektiği-
Yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasında TMK. mad 166/3; hükmün gerekçe kısmında ise TMK. mad 166/1 yazılması- Tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılığın tek başına bozma sebebi olduğu-  İstek aşılarak, talepten fazla ziynet alacağına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Islahla artırılarak istenen kısma ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiği-